Hayat bazen acı sürprizlerle dolu. Yaşamınızın hangi bölümünde sizi ne ya da nelerin beklediğini kestirmeniz mümkün değil.

Hiç ummadığınız bir anda, talihsiz bir olayla engelli kalabilirsiniz.

1989‘da ailesiyle birlikte daha bebekken Van’dan Bursa‘ya göç eden ve çocukluğuyla, gençliği Orhaneli‘de geçen Faruk Zortul da onlardan biri.

Zortul’u geçenlerde Hürriyet‘teki Genç Kardelen Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi‘nde tanıdık.

Kurum yöneticisi Aygen Bilgiç‘in davetiyle, başına gelen talihsiz olay sonrası parkinson hastası olan, azmiyle de çevresine örnek gösterilen Faruk’un hayat hikayesini dinledik.

Faruk’un, tıpkı kopyası olan ikizi Feyyaz’ın bir kavgaya karışmasıyla birlikte hayatı değişir. Öfkeli arkadaşları Faruk’u kardeşi zannederek onu darp eder ve başına aldığı darbeyle de 1,5 ay bitkisel hayat, 7 ay da hastane süreci yaşar.

Sonrasında ise o artık yürüme ve konuşma sıkıntısı çeken parkinson hastasıdır.

Yolu bir tanıdıkları vasıtasıyla Genç Kardelen Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ile kesişir. Faruk bundan sonra da azmiyle hayata tutunur.

Burada merkez kurucusu Hayrullah Eraslan, yönetici Aygen Bilgiç, öğretmenleri, Gülbeyaz Akbulut, İlknur Ayyıldız, Merve Dölek, Nurcan Batur, fizyoterapistleri Aykut Özkan, Esin Saraç, psikologları Fatma Yılmaz, Halil İbrahim Uzun, hostesler Esra Alişoğlu, Fatma Yağız, rehber öğretmen Senem Bedeloğlu, Halkla İlişkiler uzmanları Osman Arslandoğan, Seniye Demir ve Sezgin Akar‘ın desteğiyle yürümeye ve konuşmaya başlar. Faruk burada aldığı eğitimlerle önce ayağa kalkar, sonra sımsıkı hayata sarılır. Öyle ki, Faruk müzik yeteneğiyle de solistliğe başlar. Bursa Kent Konseyi Engelli Meclisi‘nde değişik korolarda da görev alır. Faruk yine destek aldığı bu merkez sayesinde engelli memur adayı olur, şansı da yaver gider ve devlet memurluğuna atanır. Devletin ücretsiz eğitim ve rehabilitasyon sağladığı ve memur yaptığı Faruk şimdi yine onun şevkati ve himayesi altındadır.

“Burası bana çok şey verdi, hayata kattı, öğretmenlerim sayesinde yaşama tutundum” diyen Faruk’un merkezdeki öğretmen ve terapistleri de azmine hayran kalmışlar.

Hayatın bizi nereye savuracağı belli değil. Ama asla ümidi yitirmeden Faruk gibi azmetmek gerek.

Didem’i hayata bağlama seferberliği

Tıpta zolgensma diye geçiyor. Bir gen ve kas rahatsızlığı. Gen tedavisi ağır maliyet gerektiriyor.

Makinalara bağlı  yaşayan Bursalı minik Didem bu hastalıkla mücadele ediyor.

Onu yaşatmak ve yurtdışındaki tedavisi için gerekli 1,8 milyon Avro‘ya ihtiyaç var. Bunun 800 küsür bin Avro’su toplanmış, fakat daha çok yardıma ihtiyaç var.

Bursalı hemşerilerimiz, ünlüler Didem için seferber oldular. Ancak vakit daralıyor, gerekli para toplanamazsa Didem’i yaşatmak zorlaşacak. Çünkü; Didem kilo aldıkça tedavi şansı azalıyor.

Onu yaşatmak için açılan kampanyalara daha çok destek gerekiyor. Yakınımız Meryem Sevinç de bizden kampanyanın duyurulması ve Didem’i kurtarmak için destek istedi.

Bursalı hemşerilerimizin Didem için gerekeni yapacağına inanıyoruz.

Minik yavrumuzu küçük bağışlarla hayatta tutabiliriz.

Bursa yardımsever bir kent. Didem’e de sahip çıkacaktır.

MHP Grubu’ndan bir faydalı öneri daha var

MHP‘nin Yıldırım Belediye Meclis Grubu Cumhur İttifakı‘nın bir ortağı olarak Başkan Oktay Yılmaz ve AK Parti Grubu ile uyumlu çalışıyor.

MHP Grup Başkanvekili İhsan Bilgili ile meclis üyeleri İsmail Turan, Mustafa Bozkurt, Mustafa Engin Kargılı, Burak Alp Özbek ve Salih Barış Yıldırım Belediye Meclisi‘ne bir önerge vererek

Yıldırım, Büyükşehir ve diğer Bursa belediyelerinin bir araya gelerek meyve, sebze, gıda atıklarının değerlendirleceği bir kompost gübre tesisi kurulmasını teklif etmişler. MHP’li üyeler bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘ndan da makina ekipman desteği alınmasını önermişler.

Çevreciliğin giderek artması gerektiği bir süreçten geçiyoruz. Hava, su, toprak hızla kirleniyor. Deniz salyası yeni bir çevre salgını haline geldi.

Yerinde bir öneri.

Değerlendirilmeli.