Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki akşam açıkladığı salgın rakamları ürkütücü.
Ülke genelinde yatak doluluk oranları ortalama yüzde 70’lere dayanmış görünüyor. Yoğun bakımlardaki doluluklar da bir o kadar.
Yüzde 75’leri aşan yoğun bakım doluluk oranı olan illerimiz var.
Yaz bitti, kışa ramak kaldı.
Uzmanlar ekim, kasım aralık aylarındaki tehlikeye dikkat çekiyorlar.
Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte grip salgını ve devamındaki Covid-19’un yeniden tetiklenmesinden endişe ediliyor.
Bu endişeler yaşanırken, Türkiye’nin 81 ilinde İçişleri Bakanlığı’nın genelgeleri doğrultusunda protokolün sık sık çarşı pazarda salgın kontrollerine çıktıklarını da görüyoruz.
Denetimlerin doğrusu ne kadar etkili olduğunu merak etmiyor değiliz.
Protokolün cümbür cemaat çarşı, pazar, esnaf denetimine çıkıp vatandaşın kurallara uyup uymadığını denetlemesi sonuca ne kadar etki ediyor?
Cezaların caydırıcı olmadığını da biliyoruz.
Kolluk güçlerimizin sık sık maske takmayanlara ceza yazmaya kalktığında ortalığı ayağa kaldıran yurttaşlarımız da yok değil.
Her şey toplumun bilinçlenmesinden geçiyor.
Ne valinin ne belediye başkanlarının ne garnizon komutanlarının ne de emniyet müdürlerinin cadde meydan dolaşıp denetim yapması etkili olur.
Vatandaşı bilinçlendirmeden bu illetten kurtulmanın çaresi yok.
En basit maske takma, sosyal mesafeye uyma ve hijyene dikkat etme uyarılarının bile kimilerimizce umursanmadığını görmek üzücü.
Bu durum, hem kurala uyan yurttaşlarımıza hem bu illeti ülkemizden uzaklaştırmak için canları pahasına mücadele eden sağlık ordumuza da büyük bir haksızlık değil mi?
Sağlık Bakanı Koca, yeniden sokağa çıkma yasağı düşünmediklerini açıklasa da, vaka sayıları arttıkça o olasılığın giderek güçleneceğini düşünüyoruz.
Yaşamımızı büyük ölçüde kısıtlayan bu illetten kurtulmanın yolu, uzmanların uyarılarına kulak vermekten geçiyor.
Kaçakla teknolojik mücadeleye Sağlıklı Kentler’den ödül geldi
Gelişigüzel yapılaşmanın mağdur ettiği kentlerimizden biri de Bursa.
Kentimiz kontrol edilemeyen kaçak yapılaşma yüzünden koca bir köye döndü.
Bu yüzden, şimdilerde gerçekleştirilmek istenen kentsel dönüşüm projelerinde istenilen hızda yol alınamıyor.
Belediyelerimiz yeni kaçak yapıların oluşmasına fırsat vermeme adına çalışmalar yürütüyor.
Büyükşehir Belediyesi de ilçelere destek oluyor. Büyükşehir Belediyesi’nin kaçak yapıyla mücadelede kullandığı teknolojik araç gereç ilçe belediyelerine de epeyce fayda sağladı.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği de Bursa’nın bu başarısını ödüllendirdi.
Sağlıklı kent planlaması kategorisinde Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ‘İHA ile kaçak yapı tespiti’ne jüriden özel ödül geldi.
Yıllar evvel bunu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin uydu teknolojisinden yararlanarak başardığını biliyoruz.
Planlı kentleşme ve gelecek nesillere daha yaşanabilir şehirler bırakma adına SKB tarafından Bursa’ya verilen bu ödülün Büyükşehir Belediyesi çalışanlarını da motive edeceğini düşünüyoruz.
Misi’deki okul kapatılacak mı?
İsmini vermek istemeyen bir okurumuz elektronik postamıza göndermiş.
Nilüfer’e bağlı Misi, başka bir ifadeyle Gümüştepe Mahallesi Bursa’nın en eski tarihi yerleşimlerinden biri.
Buradaki okulda öğrenci sayısının giderek azalması kapatılma endişesini de beraberinde getirmiş.
Okurumuz bakın bize neler yazmış:
“Son 8 yıldır okulumuzun ayakta kalması için mücadele veriyoruz. 7 derslikli, 210 öğrenci kapasiteli okulda 15-20 öğretmen mevcut iken, şimdi sadece 2 öğretmenle 30’a yakın öğrenci ders görmektedir. Ayrıca, nasıl bir düzendir ki, Bursa’mız gibi büyük şehirde 2. 3. ve 4. sınıflar birleştirilmiş sınıfta ders görmektedirler.”
Okurumuz devamında da şunları eklemiş:
“Çocuklarımızı köyümüzde okulumuz dururken, kilometrelerce ilerideki okullara servislerle götürmek zorunda bırakılıyoruz. Çoğu ailenin servis paralarını karşılayacak durumu yok. Gözümüzün önündeki bomboş okulumuza çocuklarımızı gönderememek bize derinden acı veriyor. Okulumuzu geri istiyoruz.”
Biz de buradan Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne iletmiş olalım.