Türkiye’nin dört bir yanında yangın var. Sadece Türkiye’de değil, doğal olarak bu mevsimde dünyanın bütün ülkelerinde irili ufaklı yangınlar sürüyor.
Keşke hiç bir yerde çıkmasa ama hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte maalesef yangın riski de çoğalıyor.
Ülkemizin güneyinde ve değişik bölgelerinde orman yangınlarıyla amansız bir mücadele sürerken, bunu siyasi bir kaosa dönüştürme çabalarını da hayretle izliyoruz.
Hele hele Türk Hava Kurumu’nun yıllardır bakımsız oldukları için havaya kalkamayan uçakları üzerinden siyasi iktidarı yıpratma ve sosyal medya üzerinden de klavye kalemşörlüğüyle bunu ülkeye yayma çabalarını beyhude bir uğraş olarak görüyoruz.
Bu ülkenin elbette yangın uçakları da olmalı. Ancak, hemen her yangın bölgesinde havada uçuşan onlarca helikopterleri, yangın uçaklarını, karada yüzlerce arazözü ve binlerce alev savaşçısının çabalarını yok sayarcasına kendi ülkesinin yönetimine yüklenmenin kime ne faydası olacaktır?
Cumhurbaşkanlığı’na ait uçaklar üzerinden de kendi ülkesinin devlet başkanını itibarsızlaştırma girişimlerinin de siyasi bir getirisinin olacağını sanmıyoruz.
Bu ülkenin yangın bölgelerindeki insanları devletin oradaki gücünün, etkisinin en yakın şahitlerinden.
Hele, dışarıdan gelecek yardımları acizlik olarak görmek de neyin nesi?
Türkiye zor duruma düşmüş ülkelere felaket anlarında yardım elini uzatmıyor mu?
Dost bildiğimiz ülkeler Türkiye’deki yangın için yardım etmek istiyorsa bunda gocunacak ne var?
Vay efendim, kendi uçağımız olsa bunlara minnet etmezmişiz.
THK’nın var olan uçaklarını çalışamaz hale kim getirdi de hükümet ve Orman Bakanlığı suçlanıyor?
Yangınlar elbette sönecek.
Ciğerlerimiz yandı. Yeşil örtümüz büyük zarar gördü. Canlarımızı yitirdik. Masum hayvanlar da yangınlardan etkilendi.
Ancak, birliğimizi, dirliğimiz bozmaya dönük girişimlere ödün vermemeliyiz.
Hele hele, yangınlar üzerinden kimi sanatçı müsveddelerinin yaptıkları açıklamalarla halkı galeyana getirme ve Gezivari bir kalkışma hayallerinin de tutmayacağını bilmelerini isteriz.
Türkiye güçlü bir ülkedir.
Bugüne dek her badirenin üstesinden gelmiştir.
Yangınları da el birlikte söndüreceğiz.
Kent Konseyi’nden yardım kampanyası
Türkiye, güneydeki kentlerimizde meydana gelen orman yangınlarını söndürmek için mücadele sürürken, bir yandan da yaraların sarılması için yurdun dört yanında yardım kampanyaları başlatıldı.
O kampanyalara Bursa Kent Konseyi de eklendi.
Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, orman yangınlarından etkilenen bölgelerin acil ihtiyaçlarının karşılanması için başlattıkları yardım kampanyasına Bursalılardan destek istediklerini bildirdi.
Bursa Kent Konseyi’nin başlattığı yardım kampanyasına acil güncel ihtiyaç olarak, gıda kolisi, hijyen malzemeleri, yazlık giyim, havlu, nevresim takımı, iç çamaşırı, yorgan, yatak, diş fırçası, diş macunu, terlik, ışıldak, poverbank, el feneri, aile mutfak seti, beyaz eşya, mobilya ve kırtasiye seti bağışında bulunabilecek.
Yardımlar Kent Konseyi’nin Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki ofislerine teslim edilebilecek.
Bursalıların bu çağrıya kayıtsız kalmayacaklarını düşünüyoruz.
Aşıda rakamlar yerinde mi sayıyor?
Ara ara Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı günlük aşı verilerini de takip ediyoruz.
Türkiye yangınlarla mücadele ediyor ama başımızdaki virüs belası da geçmiş değil.
Günlük vaka sayıları 25 binleri buldu. Her geçen gün de artmasından endişe ediliyor. Virüs kaynaklı günlük ölüm sayıları da ikiye katlandı.
Türkiye’nin toplam aşı sayısı 74.3 milyona ulaştı. Birinci doz 41.3, ikinci doz 27.8 milyonu buldu.
Bursa’da ise toplam aşı sayısının 2 milyon 840 bine ulaşması sevindirici. Ancak. 1. dozu alan hemşeri sayımız maalesef halen 1,6 milyon, 2. doz aşı vurduran sayımız ise 1.07 milyon civarında.
Kent olarak bu sayı maalesef rahat bir yaz ve kış geçirmek için yeterli değil. Birinci dozu olmayanlarımızın halen aşı yaptırmaması düşündürücü.
Yeniden kısıtlamalar başladığında, aşı olmayanlarımızın kulakları çok çınlayacağa benziyor.
Tereddüt edenlerimizin artık karar vermelerinde yarar var.