Bursa tarihi hanları, hamamları, camileri, çarşı ve bedestenleri ile öne çıkan bir şehirdir. Buralar olmadan Bursa yarımdır.

Geçtiğimiz günlerde bu sütunlardan, Bursa’nın tarihi hanlarındaki masa sandalye işgallerinin kaldırılmasına dönük Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün işgaliyeleri sonlandıran girişimlerini aktarmıştık.

Kentin önemli gündem maddelerinden biri haline gelen sorunun çözümü için görüyoruz ki, siyasi otorite de devreye girmiş durumda.

Kozahan’daki esnaf önceki gün hem Vakıflar Bölge Müdürlüğü hem de AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile görüşmüş.

Başkan Gürkan’ın, esnafın sorunlarını ve isteklerini dinlediği ve çözüm konusunda da çok taraflı bir toplantı yapılması talimatı verdiğini öğrendik.

İçinde BESOB, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ile belediye temsilcilerinin de yer alacağı bir buluşmayla tarihi hanlardaki yaşanan bu soruna ilişkin değerlendirme yapılması konuşulmuş.

Bunu Bursa için önemli bir gelişme olarak görüyoruz.

Çünkü; bu yapılar ne insansız ne de işletmelerin olmadığı bir şekilde ortada bırakılamaz.

Nitekim, Vakıflar Bölge Müdürlüğü de han içinde geçişi engelleyen, afet, yangın vb. gibi durumlar için müdahaleyi zorlaştıran düzensizlikleri ortadan kaldırmalarına dönük 7 gün süre verdiği esnaftan dilekçe almaya başlamış.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü, kurumların ve kendilerinin belirleyeceği kurallara uyacaklarına dair esnaftan, içinde böylesi bir taahhüdün de bulunduğu dilekçeler almaya başlamış.

Bu da tarihi hanlardaki işgallere bir zapturapt getirileceğini gösteriyor.

Artık, han avlularındaki işletmeciler, istedikleri kadar alana masa sandalye atamayacak.

Belirlenen çizgilerin dışına taşılmaması için işletmelerden de taahhüt alınacağını öğrendik.

Böylece, Vakıflar’ın işgalleri kaldırmaları için işletme sahiplerine tanıdığı 7 günlük süre de rafa kalkmış oluyor.

Tarihi kültürel mirasın korunup kollanması, buraların halka açık biçimde, tertipli, düzenli olarak kullandırılması için kurumların, esnafın bir araya gelip çözüm üretmesini önemsediğimizi vurgulamak isteriz.

Tarafların sorunu çözmeye dönük adımları sevindirici.

 

Tren galiba geliyor

İlk görüntüleri meslek büyüğümüz Ahmet Emin Yılmaz köşesinden paylaştı. Bursa’nın hızlı treninde artık tünel, ray, enerji hatları vb. gibi yapılarının yanı sıra kent merkezinde, Balat’taki ana garın da yüzeye çıktığı, kaba inşaatının büyük ölçüde tamamlandığı görüldü.

Bu görüntüler artık Bursa’nın 2012 yılında temeli atılan ve 2016’da hizmete açılacağı vaat edilen hızlı treninin 10 yıllık bir sarkma ile yeni yıl sonlarında devreye alınacağını gösteriyor.

Bursa bu projeyi çok bekledi. Her defasında terminler şaştı, bütçeler saptı.

Kentimizin Ankara mahreçli hiç bir projesi başlangıçtaki rakam ve tarihlerde bitirilemedi.

10 yıllık sapmaya rağmen önümüzdeki yıldan itibaren hızlı trene kavuşuyor olmak bile umut veriyor.

Umarız, bu hedef de şaşmaz. İlan edildiği gibi yerüstündeki tüm istasyon ve hatlar tamamlanarak hizmete alınır. Bandırma uzantısınının bir süre daha zaman alacağı görülüyor. Onun da Bursa hattı kadar uzamadan bitirilmesini temenni ediyoruz.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bursa’ya verdiği sözü tutarak, bari 2026 içinde hızlı treni devreye sokar.

Bursa’nın daha uzun süre bu projenin bitmesini bekleyecek tahammülü kalmadı.

 

O hastane niye bitmiyor?

Kentin yapımı yılan hikayesine dönen sağlık yatırımlarından biri de Acemler’deki Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi. Burası için üç kez ihleye çıkıldı. Son ikmal ihalesini Türkiye Futbol Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun şirketi kazandı. Kalan yüzde 10’lik işi tamamlamak için bir milyar liraya yakın ihaleyi kazanan Hacıosmanoğlu’nun firması da hastaneyi bir türlü bitiremedi. Hatta, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında bu durum Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu tarafından da eleştirildi.

İkmal ihalesini kazanan son firma acab işi savsaklıyor mu dersiniz?

Kaba bölümleri bitmiş, içinin tefrişatı büyük ölçüde tamamlanmış projenin çevre düzenlemesi vb. gibi diğer eksik kısımları için neden bu kadar zaman geçiyor?

Bursalılar daha ne kadar Şehir Hastanesi’ne ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sürüklenmeye devam edecekler?

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü yöneticileri bu konuda Hacıosmanoğlu’nun firmasını sıkıştırmıyorlar mı?

Sağlık Bakanlığı Bursa’nın bütün yetkilerini kullanarak o yatırımın daha fazla sarkmasını önlemeli.