Detayları önümüzdeki ay bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak olan sosyal konut hamlesini kapsamı merak ediliyor.

İpuçlarını Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un verdiği kampanyanın yine TOKİ eliyle yürüyeceğini görüyoruz.

Astronomik düzeyde artan inşaat, arsa ve işçilik maliyetlerinin ardından artık sıradan bir emekçinin başını sokabileceği konut alabilmesi mümkün değil.

İlgilendiğiniz basit inşaat firmalarının projelerinin bile milyon liralarla başladığını görünce, devletin bu işe el atması kaçınılmazdı.

Nitekim durumu fark eden hükümet, elindeki TOKİ kozunu sahaya sürmeye karar verdi.

Üstelik; bunu yaparken yine hazine arazilerinden da faydalanacak. Böylece, masrafsız arsayla vatandaşının konut ihtiyacı için kolları sıvayacak.

Öyle görünüyor ki, hükümet sadece konut yapmayacak. Evini kendisi yapmayı düşünenlere de imarlı arsalar üreterek, uygun koşullarda, uzun ödeme seçenekleriyle satacak.

Böylece, yap-satçılardan konut alma şansları ortadan kalkan dar ve orta gelirli vatandaşlara da ev sahibi olma umudu doğacak.

Biz bunu, sosyal devletin bir gereği olarak görüyoruz.

Yurttaşın, yaşadığı ülkesinde barınma ihtiyacının devletçe karşılanması anayasal bir zorunluluk.

Projenin genele yayılarak hem konut hem de arsa olarak iki seçenekli, ihtiyaç sahiplerinin önüne sunulmasını bu açıdan önemsiyoruz.

Bu sayede kentlerde kaçak, ruhsatsız yapılaşmanın da önü alınacak. Zira, artan proje, ruhsat ve harç masrafları da vatandaşı ruhsatsız yapıya yönlendirecektir.

Devletin bu projesinin başarıya ulaşması için belediyelerin de TOKİ ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın önünü açması gerekiyor.

Takoz olmaya kalkan belediyeler için, bakanlığın elinde zaten re’sen imar planı yapma yetkisi bulunuyor.

Ancak yine de, yerel işbirliklerinin kentlerdeki projelerin başarıya ulaşmasında rolü olacağını düşünüyoruz.

Sosyal konut hamlesinde şehit, dul, yetim ve emekliler için ilave kontenjan ayrılacağı duyuruldu.

Elbette ihtiyaç sahipleri öncelikli olmalı.

Bize göre, TOKİ ve bakanlık kendisine başvuran herkesi ev sahibi yapmalı.

Değerinin çok üstünde rakamlara ulaşan konut piyasasını regüle edebilmek için devletin bu kozu kullanması gerektiğini düşünüyoruz.

 

Başkanlardan ek ücret talebine sıcak yaklaşım

Piyasalardaki ateşin onlar da farkındalar.

Çalışanlar için işçi sendikalarıyla imzaladıkları toplu iş sözleşmelerindeki rakamların artan enflasyon karşısında eridiğini, ücretlerin düşük kaldığını onlar da görüyorlar.

Bu amaçla Bursa’da başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerinde de örgütlü bulunan Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası’nın üyeleri adına başvurdukları ek protokol taleplerine belediye başkanlarının olumlu yaklaştıklarını görüyoruz.

Hizmet-İş Sendikası’nın başta Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelerinde de ek ücret isteklerine ilişkin protokol tekliflerine belediye başkanlarımızın tereddütsüz hak verdiklerini görmek sevindirici.

Emeğin karşılığının eridiğini gören başkanların çalışanlarını enflasyon karşısında bir nebze olsun korumuş oluyorlar.

Sözleşme revizyonu ile çalışanların yol, yemek, yevmiye ve saat ücretlerinde de kısmi iyileştirmeler yapılıyor.

  

Uyarılar etkili olacak gibi

Uzmanlar, yeniden artışa geçen Covid-19 vakalarını işaret ederek toplumu, özellikle de risk grubunu, kapalı mekânlarda maske takmaları konusunda uyarıyorlar.

Son dönemde, bu uyarıların işe yaradığını görüyoruz.

Bulunduğumuz kapalı mekânlarda maske takanların sayısının arttığı fark ediliyor. Özellikle 65 yaş üstü ve kronik hastalığı bulunanların daha çok buna riayet ettiklerini fark ediyoruz.

Hastalığın pik yaptığı dönemlerde de buna benzer uyarılar yapılıyordu. Hatta, maske takma zorunluluğu da vardı. Oysa, şimdi herkes kendi tedbirini almaya başlamış.

Maske takanlarımızın sayısı artmalı. Aksi halde, basit gribe dönüştüğü söylense de, risk guruplarını sarsan, tedaviyi ağır geçirten vakaların olduğu bir gerçek. Yanı sıra ölüm sayılarının da yükselişe geçtiğini unutmamak gerekiyor.

Uzmanlar boşa konuşmuyor.

Kendimizi ne kadar korursak, içinde yaşadığımız toplumu da o oranda bu illetten uzak tutmuş olacağız.

Sadece maske takmakla, kendimize ve sevdiklerimize de büyük iyilik yapmış oluruz.