Üç milyon nüfuslu büyük bir kent futbolda yıllardır patinaj yapıyor.
Şehrimizi temsil eden Bursaspor, Büyükşehir Belediyesi’nin kendisine sağladığı tüm desteklere rağmen bir türlü sahada sportif başarıyı gösteremiyor.
Her sıkıştığında Büyükşehir’in kapısını çalanlar maalesef sahada sportif başarıyı sağlayamıyor.
Ne yazık ki, bu yıl Süper Lig hayali bitti.
Önceki gün Adana Demir Spor’a sahasında farklı yenilerek Süper Lig’e çıkma rüyamız sonra erdi.
Milyonlarca lira transfer ücretleri alarak Bursaspor’u bu yıl da TFF 1. Lig’e mahkûm edenleri unutmayacağız.
Bursa şehri bunu hak etmiyor.
Kaldı ki, yaprak dökümü de başladı. Futbolcular kulüpten ayrılıyor.
Bir dakika bile durmamalılar.
Bursaspor, İstanbul takımlarında yer bulamayanların sığındığı kulüp olmamalı.
Yarım milyar liraya yaklaşan borçla da bundan sonra Bursaspor’u yeniden ayağa kaldırmak kolay olmayacaktır.
Yeni sezona puan silme ve tahta kapama cezasıyla başlayacak Bursaspor’un transfer şansı da çok zordur.
Kaldı ki, yönetimin bu konudaki kararı ne olacak?
Devam mı edecekler yoksa görevi bırakacaklar mı?
Yeni sezona mutlak Süper Lig hedefiyle başlayabilmek için Bursaspor’un önünde zorlu bir süreç var.
Bugün Anadolu’da bir çok kulübünün hayal bile edemeyeceği stadyuma, antrenman tesislerine, coşkulu taraftara, şehir sahiplenmesine sahip olan futbolcuların şapkalarını önlerine koymaları gerekmiyor mu?
Futbolcu sözleşmeleri imzalanırken, hedefe ulaşılamaması durumunda tıpkı primde olduğu gibi ağır para cezaları da konmalı.
Maç kaybeden futbolcular kadar teknik kadro da buna dahil olmalı.
Kulüp tüzüğünde, sezonluk hedeflerine ulaşamayan yönetimlerin göreve devam etmeleri önlenmeli.
Her defasında, sıkışılan her durumda Bursalı iş adamlarının, taraftarın, belediyelerin kapısını çalarak, yardım isteyerek bu iş nereye varacak?
Para vermenin sonu yok ki?
Kalıcı kaynaklara kavuşmadan nasıl netice alınacak?
Gözlerimiz 2010’da o mucize başarıyı arıyor.
Bir Bursa çocuğu olarak Türkiye’nin 5. şampiyonu olan Bursaspor’un bugün içinde bulunduğu durumu hazmedemiyoruz.
Karamsar bir tablo çizmiş olabiliriz ama Bursaspor’u hak ettiği lige taşıyacak yeni bir babayiğit lazım.
Çatışan, dava açan değil, taş altına el sokan odalar
Önceki hafta yoğunluktan değinemedik. Şehrimizdeki üç akademik meslek odası ile Bursa Büyükşehir Belediyesi arasında işbirliği protokolleri yapıldı.
TMMOB’a bağlı Mimarlar, Peyzaj Mimarları ve İç Mimarlar Odası Bursa şubeleriyle işbirliği protokolleri imzalandı.
Doğrusu Bursa’da olması gereken ve görmeyi istediğimiz bir tabloydu.
Kentin geleceğinde söz sahibi ve sorumluluk almaları için odalarımızın da taşın altına ellerine koymaları gerekiyor.
Hiç ideolojik davranmadan, şehir menfaatleri ve yasaların öngördüğü ilkeler doğrultusunda sağlanan bu işbirliğinden kentimiz faydalı çıkacaktır.
Oda başkanlarımızı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı kutluyoruz.
Geçmişte özellikle planlama kararlarının iptali için dava üstüne dava açan, eleştiren, öneri getirmeyen ve her projeye siyasi yaklaşan oda yönetimlerini biliyoruz.
Belediye başkanlarını dava yağmuruna tutanlar bu işbirliği protokolünü örnek almaları gerekiyor.
Bursa’nın ortak faydası için sadece belediye başkanlarına değil herkese sorumluluk düşüyor.
Bursa’nın yükselen ikilisi
Her şey 6360 Sayılı Bütünşehir Yasası ile değişti. Büyükşehir belediyelerin kırsaldaki tarım ve hayvancılığı geliştirmesi için yatırım ve harcama yetkisi verildi.
Bursa Büyükşehir Belediye bünyesinde bu amaçla Tarım AŞ. kuruldu. Şirket aracılığıyla Bursa’nın 17 ilçesine özgü kırsal hizmetlerin geliştirilmesi için düğmeye basıldı.
Şimdi Tarım AŞ destekli iki ürün özellikle dikkatimizi çekiyor.
Tarım AŞ. Bursa’ya özgü her ürünü destekliyor ama onların için yaban mersini ve ahududu öne çıkmaya başladı.
Hasat törenleriyle dikkatlere buralara çekildi.
Kentimizin ihracat gelirlerini artıracak bu adım tüm ilçelerimize yaygınlaştırılmalı. Daha çok üreticiye destek olunmalı.
Bütünşehir Yasası’nı bu yüzden önemsiyoruz.