Tatil ve iş gezisi dönüşü gözlem aktarmak artık sıradanlaştı.
Yıllık iznimizin bir bölümünü kullanmak için sizlerden ve bu sütunlardan epeydir ayrıydık.
Tatilde dört yanı cennet olan memleketimizde bir kaç noktayı gezip görme fırsatı bulduk.
Değişik kentleri, antik eserleri, farklı medeniyetlerin günümüze dek ulaşmış tarihi kalıntıları ve son dönem insanımızın hizmetine sunulan devasa ulaşım yatırımlarını görüp, kullandık.
Gerçekten, eşine ender rastlanılacak topraklar üzerinde yaşıyoruz.
Coğrafyamızın güzelliği sadece bizi cezbetmiyor.
Türkiye aynı zamanda yabancı konukların da başlıca tercih ettiği tatil rotalarından birine dönüştü.
Elbette, ülkemizde her şey dört dörtlük değil, ama kötümser de olmamalıyız.
Hemen yanı başımızdaki ülkeler savaş, kan ve gözyaşıyla ateş topuna dönmüşken, yaşadığımız coğrafyanın değerini/kıymetini bilmeliyiz.
Malumunuz, yaz sıcaklarıyla birlikte gözler sahillere çevrildi.
İmkanı olan ve fırsatını bulabilenler sıcak günlerin bir bölümünü deniz kıyılarında değerlendiriyor.
Biz de bu yıl ege sahillerine açıldık.
Ülkedeki değişim ve gelişimi gözlemek için zaman zaman bulunduğunuz yerden ayrılıp değişik yerleri gezip görmek gerekiyor.
Otobanlar, tüneller, tüp geçitler, asma köprüler, köprülü kavşaklar hızlı raylı ulaşım sistemleri, hava limanları, yeni konaklama tesisleriyle şehirlerimiz her geçen gün daha da gelişip, güzelleşiyor.
Yol ve otoban yapmayı basite indirgeyen, küçümseyen, bunu salt iktidara muhalifliğin bir gereği görenlerin, aslında ülkedeki bu müthiş değişimi fark ettiklerini de düşünüyoruz.
Çokça yazıldı çizildi.
Tatil güzergahımızın üzerinde olduğu için, Manisa ile İzmir arasını 24 Haziran seçimlerinden kısa bir süre önce hizmete açılan Sabuncubeli Tüneli’ni biz de ilk kez kullandık.
İzmir’e daha evvelki seyahatlerimizde Sabuncubeli’nde çekilen çileyi bilenlerdeniz.
Şimdi o dert ortadan kalkmış.
Bitmek tükenmek bilmeyen virajlarıyla kıvrım kıvrım çıkılan Sabuncubeli’ndeki eski yol tarihe karışmış.
Büyük ülke olma hedefindeki Türkiye’ye yakışan, modern bir tünelle artık Manisa-İzmir arası iki elin parmaklarını geçemeyecek kadar dakikada birbirine bağlanmış.
Ege’nin incisi bu iki şehrimiz Sabuncubeli Tüneli sayesinde adeta bir yerleşimin yakın iki semtine dönüşmüş.
Manisa’da oturup İzmir’de çalışmak, İzmir’de oturup Manisa’da işe gitmek artık hiç dert değil.
Mesafeleri ortadan kaldıran yatırımlarla bölge insanın ve bu yolu sık kullananların yüzü gülmeye başlamış.
Keza, aynı sevindirici gelişme İzmir-Aydın otoyolu için de geçerli.
Sıkıntısız tatil beldelerine ulaşım sağlanmış.
Türkiye’nin sahillerindeki oteller de tıklım tıklım dolu.
Konakladığımız turizm tesisin yöneticilerine doluluk oranını sorduğumuzda yüzde 100 yanıtını aldık.
Türkiye hem yerli hem yabancı turistte bu yıl adeta rekora koşuyor. Tüm ören yerleri yerli yabancı turist kaynıyor.
En çok turist çeken ülkeler sıralamasında Türkiye’nin altıncı sıraya kadar yükselmiş olması sevindirici.
Turist demek, bacasız sanayi demek.
Ege dönüşü tam da İzmir-Buca yakınlarında hemen otobana paralel seyreden bir yangına denk geldik.
Ülkemizin büyüklüğünü burada da bir kez daha hissettik.
Yangının yayılmasını engellemek için otobanın üstünde arı gibi uçuşan hava söndürme araçları ile değişik kentlerden akın akın İzmir’e sevk edilen itfaiye araçlarını fark ettik.
THK’nın uçakları ve Orman Genel Müdürlüğü’nün müdahale helikopterleri yangının daha da büyümemesi için cansiparane çalıştıklarını izledik.
Yine, iznimizin bir bölümünde İstanbul’a yolumuz düştü.
Son dönem arka arkaya hizmete açılan devasa ulaşım projelerini bir kez daha kullandık.
İzmir-Bursa-İstanbul otobanı, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü….
Hepsi yaşamımızı kolaylaştıran projeler.
Artık tıpkı Manisa’dan İzmir’e geçmek gibi, Bursa’dan İstanbul’a gitmek de sorun değil.
Aracınızla bir saatte İstanbul’un kalbine iniyorsunuz.
Türkiye’nin kimi var olan sorunlarına rağmen, bugün ulaştığı gelişime hayran olmamak elde değil.
Ülkeye bir de bu gözle bakalım.