Bursa, var olan şanlı tarihini, zenginliğini, değerlerini yeterince dışarıya pazarlayamamış bir kent.
Kentimize gelen yabancı konukların geceleme sayısı 2 günü bulmuyor.
Oysa, çok da tarihi geçmişi olmayan kimi Avrupa ülkeleri artık turist gelmesin diye bakar durumdalar.
Kentimizi dışarıya pazarlamaya dönük son dönem Büyükşehir Belediyesi’nce kadrosu yeniden şekillendirilen Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği’nin çabaları var.
Birlik, dünyanın dört bin yanındaki fuarlara, festivallere heyetler gönderiyor.
Halen Güney Kore ve Bahreyn’de birer heyetin olduğunu biliyoruz.
Burada tek amaç var.
O da, gidilen her ülkeden Bursa’ya daha fazla turist çekebilmek.
Umarız çabalar etkili olur.
Çünkü; kentimize gelecek konukların gezip dolaşabilecekleri, doyasıya dört mevsimi yaşayabilecekleri doğa harikası ortamlar, zengin tarihi geçmişi ve açık hava müzesini andıran eserler var.
Yeter ki, biz bunları doğu yöntemlerle ve iyi bir strateji ile pazarlayabilelim.
Şehrimizin dağı, denizi, ovası her biri ayrı birer çekim noktası.
Buna bir de Osmanlı’nın kurucu başkenti unvanı eklendiğinde pazarlama daha kolay olacaktır.
Önceki gün Koza Han’daki Abone Kafe’de çay içimi soluklanırken bir grup Tayvanlı turistin geldiğini fark ettik.
Hepsi belirli bir yaşın üstünde.
Gruptakilerin tümü han içindeki bir noktaya odaklandılar.
Közde pişirilen Türk kahvesi Tayvanlıların ilgisini çekti.
Uzun süre başından ayrılmadılar. Bol bol fotoğraf ve video çektiler.
Biz de konukların meraklı bakışlarını uzaktan keyifle izledik.
Tercüman aracılığıyla Türk kahvesinin yapılışı kendilerine uzunca anlatıldı.
Ardından da gruptaki 15 turist bu müthiş geleneksel Türk içeceğini tatmak için sipariş verdi.
Hepsi masalara oturdular ve Türk’ün adıyla özdeşleşen vazgeçilmez içeceğinin damak tadına vardılar.
Bakınız, bir Türk kahvesi bile kentimize gelen yabancı konukları nasıl cezbediyor.
Oysa bundan daha önemli ne çok cevherimiz var.
Ama biz bunları parlatmayı, cilalayıp pazarlamayı yeterince yapamıyoruz.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni kabul edilen 2020-2024 Strateji Planı’nda Bursa’ya 15 milyon turist çekme hedefi var.
5 yılda o hedefe ulaşmak için bol bol tanıtıma ihtiyaç bulunuyor.
Bu da yılda 3 milyon turist beklemek demek.
Bursa’nın bu rakama ulaşması halinde kentin elde edeceği döviz geliri de artacaktır.
Bundan da hem esnaf hem oteller hem de ülkemiz kazançlı çıkacaktır.
Dikmen BUÜ’ye geçti
15 yıldır eski adıyla İl Dernekler Müdürü yeni yönetim sisteminde ise İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü olarak görev yürüten Osman Dikmen kurum değiştiriyor.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Dikmen’e yeni bir görev verildi.
Kentimizin STK yöneticilerinin yakından tanıdığı Dikmen artık bürokratlık tecrübesini Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü için kullanacak.
Üniversiteye geçiş yapan Dikmen’in burada üst düzey bir pozisyona getirileceğini öğrendik.
Bursa’nın deneyimli bürokratlarından Dikmen’in Uludağ Üniversitesi’ne son derece faydalı olacağına inanıyoruz.
Geçmişteki STK’larla bağlantımız nedeniyle yakından tanıdığımız Dikmen İçişleri Bakanlığı için bir kayıp, Üniversite için kazanım olacaktır.
Bursa’yı bilen, tanıyan bürokratlardan Dikmen’in BUÜ’nün yeni Rektörü Prof. Dr. Saim Kılavuz’un da yakın çalışma arkadaşlarından biri olması bekleniyor.