İhsan Aydın
İhsan Aydın
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Terör sevicilerin hırsı nedir böyle?

Başkent‘te TBMM Anayasa Komisyonu toplantılarından televizyon ekranlarına yansıyan görüntüleri ibretle izledik.

Uzakdoğu parlamentolarında görmeye alışık olduğumuz manzaralar Türkiye’nin Parlamentosu‘na da yansımış,

İki gündür ekranlarda TBMM’nin şanına yakışmayacak kareler gözümüze çarptı.

Bölücü örgütün siyasal uzantıları öylesine çıldırmışlar ki, TBMM’yi birbirine katmaya başladılar.

Terör kutsayıcılarında bir telaş, bir hırs, bir saldırganlık hâkim ki, sormayın gitsin.

Sataşıyorlar sağa sola. Kışkırtıcı ifadelerle Türkiye’ye olan kinlerini kusuyorlar.

Tam da kendilerine yakışan şiddetvari yöntemlerle iktidar milletvekillerinin üstüne yürüyorlar.

Yürümek yetmiyor, masaların üstüne fırlayıp Parlamento’yu arbede alanına çeviriyorlar.

Yumruklar, tekmeler, boğaz sıkmalar…

Ne istersen var.

Parlamento’nun kimliğini zedeleyen görüntüler bunlar.

Telaşlarını anlayabiliyoruz.

Hesap zamanı yaklaşıyor.

Dokunulma vakti geldi. Kaçış yok. Tek tek yüce Türk yargısı karşısına dizilecekler.

Ne kadar saldırganlaşırlarsa saldırganlaşsınlar, terörü kutsayanlar, masum gösterenler, destek verenlen, arka çıkanlar er ya da geç yüce adaletin önünde hesap verecekler.

Bu ülkenin polisine, askerine kurşun sıkanların, şehit edenlerin cenaze törenlerine katılarak terörü sıradanlaştırmaya kalkanlara elbette hukuken dokunulacak.

Araçlarında terör örgütüne malzeme taşırken yakalananların hem vekil hem terörist lojistikçisi olması düşünülemez.

Sırtını bu ülkenin düşmanlarına dayayanların dokunulmazlığı kalkmak zorunda.

Vekillik ile teröriste yardım ve yataklık arasında seçim yapamayanlar yargı önünde bunun hesabını verecekler.

Parlamento mikrofonlarından Türk güvenlik güçlerini, ‘sivilleri katleden bir suç örgütü’ gibi gösterenlerin sözleri elbette kürsü dokunulmazlığı ile geçiştirilemez.

Bu ülkenin hazinesinden maaş alıp, Türkiye düşmanlığı yapanların o çatı altından siyaset yapmalarına tabii ki, yargıda aklanmadan izin verilmeyecek.

Seçim yapmak durdumundalar.

Dokunulmazlıklarının kaldırılması istenenler ya temsil ettikleri topluma hizmet için siyaset yapacaklar ya da hukuk kararıyla o çatı altından uzaklaşacaklar.

Dokunulmazlık kalkınca takke düşüp kel görünecek.

Sizden korkmuyoruz” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti‘ne meydan okuyanalar, bakalım hakim karşısında da aynı sözleri söyleyebilecekler mi?

Özyönetim safsatasıyla bölgedeki kentleri yakıp yıkanlar, hendeklerle ulaşılamaz kılanlar, bombalı tuzaklarla asker, polis, sivil ayrımı gözetmeksizin Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef alanlar zaten hak ettikleri cezayı anladıkları dilden alıyorlar.

Siyaset yapıyormuş gibi görünüp hendekçileri savunanların, onlara arka çıkanların da hukuktan hak ettikleri cezayı almaları kaçınılmazdır.

Türk yargısı bölgeyi kalkışma alanına çevirmek isteyenlerle bunlara destek verenlere, ‘niyetiniz nedir’ diye sormak durumundadır.

Bu ülkenin malına, mülküne zarar verenler, camilerini yakanlar, hastanelerini bombalayanlar, ambulanslarına kurşun sıkanlar, kamu görevlilerini dağa kaçıranların savunucusu konumundakiler de yaptıklarının karşılığını görecekler.

Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde dokunulmazlık zırhının arkasına saklanıp, kimliğini taşıdıkları Türkiye’ye kin kusanları ne bu Türk halkı ne de yargı masum görecektir.

Türk Ceza Kanunu‘nun tarifini yaptığı suçu işleyenlerin, dokunulmazlık zırhları kaldırılarak hak ettikleri cezaya çarptırılmaları da şarttır.

Aksi durumda, bu ülkede kamu düzeninin devamı büyük bir risk altındadır.

Bölgeyi kan gölüne çevirmek isteyenlerle bunlara hamilik yapanlara sıradan, masum bir yurttaş muamelesi gösterilemez.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X