Ülkemizin milli otomobiline karşı, milli olmayanlarımızın başlattığı bir tezvirat kampanyası var.
Sözde, markanın satmadığı, tutmadığı, yazılım sorunları bulunduğu, elektik sarfiyatının yüksek olduğu ve menzilini çabuk tükettiği türünden sıkıntıları öne sürerek, markayı kötüleme karalama yoluna gidiyorlar.
Oysa bunlara benzer sorunların dünyanın köklü markalarında bile olabileceğini unutuyorlar. Ünlü markaların sürekli olarak araçlarını geri çağırdıklarını hatırlamıyorlar.
Oysa, caddelerde her geçen gün Türkiye’nin otomobilinin sayısının giderek arttığı, yaygınlaştığı da bir gerçek.
Kendi ülkesinin ürettiği markayı kötülemekle ne elde edilebilir ki?
Herkes istediği aracı seçme ve alma özgürlüğüne sahip değil mi?
O halde, TOGG’a karşı bu kin, nefret, öfke niye?
Türk malı oluşu, babayiğitlerinin bu memleketten olması, Türk mühendis ve işçisinin üretmesi, bütün marka haklarının kendimize ait oluşu, acaba birilerini niye rahatsız eder ki?
Sosyal medyada dikkatimizi çekti.
TOGG, araçlarına yurttaşlarımızın daha fazla erişimi için mart ayında yeni kampanyalar düzenledi. 500 bin liradan 700 bin, 900 bin ve ticari firmalara da 1,5 milyon liraya da kredi imkanları sunuluyor.
Kampanya çeşitlendirilince TOGG satış merkezlerinde de bir yığılma göze çarpıyor.
Bu da gösteriyor ki, karalayıcı paylaşımlara rağmen, Türkiye’nin milli otomobiline vatandaşlarımızın ilgisi giderek artıyor.
SUV tarzı tek modeliyle piyasada olan TOGG’un, önümüzdeki aylarda sedan tipi modeliyle de şimşekleri üstüne çekeceğine inanıyoruz.
Yurtdışı satış ağıyla birlikte milli markamızın artık Avrupa başta olmak üzere diğer dünya yollarında da görülmesini bekliyoruz.
Yerli, Bursalı, Gemlikli bir markamızla biz de bir Bursalı olarak kıvanıyoruz.
Her marka gibi bunda da sorunlar olabilir. Önemli olan buna milli bir yaklaşım göstermek.
Bu toprakların çocuklarınca üretilip piyasaya sürülen ve tasarımı, enerji sarfiyatı ve dayanıklılığıyla da yollardaki pek çok markayı aratmayan TOGG ile ne kadar övünsek azdır.
Özen’den Büyükşehir’e gönderme
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 31 Mart seçimlerinden sonraki icraatları AK Partililerin yakın takibinde.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde grup dışı söz alan üyelerin açıklamalarından sonra şimdi de Bursa Milletvekili Refik Özen dün sosyal medyasından bir paylaşımla Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve icraatına göndermede bulundu.
Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı’nın Acemler, İzmir Yolu, Mudanya ayrımı ve Soğukkuyu çıkışındaki trafiği rahatlatma adına gerçekleştirdiği şerit genişletme çalışmalarını hatırlatan Özen, 4 ayrı fotoğrafla AK Parti ve CHP belediyeciliğini karşılaştırdı.
Vekil Özen, “Büyükşehir’den 11 ayın sonunda ulaşımda büyük hizmet. Acemler’e 100 metrelik ek şerit. İlki ilave şeridi gösteren fotoğraf diğer fotoğraflar da ilave şeridin üstünde, altında, yanında yer alan ve AK Parti belediyeciliği tarafından yapılan Acemler Kavşağı” ifadelerine yer verdi.
AK Partili vekilin paylaşımına bakalım Büyükşehir Belediyesi, CHP cephesinden nasıl bir karşılık gelecek?
İlk hibe Mestan’dan
Sık sık bu sütunlardan Bursaspor’un olması gerektiği yere, Süper Lig’e çıkmak için gösterdiği çabayı destekleyici yazılar kaleme alıyoruz.
Enes Çelik Başkanlığındaki yeni yönetimin takımımızı tekrar Süper Lig’e ulaştırma yolundaki çabalarını da takdirle izliyoruz.
Dün sürpriz bir gelişme oldu.
Bursaspor’a 17 yıl yöneticilik ve başkanlık yapmış isimlerden biri olan Mesut Mestan’ın kulüpten alacaklarının tümünü bağışladığı açıklandı.
Üstelik, bu durum iki başkanın yaptıkları ortak açıklamayla Bursa kamuoyuna paylaşıldı.
Sevindirici bir gelişme.
Bursaspor’un borç listesinde yönetici alacaklarının önemli bir yer teşkil ettiği biliniyor. Diğer borçları bir bir tasfiye eden Çelik ve yönetimi, eski başkan ve yöneticilere de çağrı yaparak, alacaklarından feragat etmelerini istemişti. O çağrıya uyan ilk isim Mesut Mestan oldu.
Bursaspor’un en büyük alacaklısı ise eski başkanlardan Ali Ay. Yönetici borçları listesinde o ilk sırada yer alıyor. Eminiz, o da büyüklük gösterecektir.
Bursaspor’un kurtuluşu için yakılan o meşaleye Ali Başkan’ın da duyarsız kalmayacağına inanıyoruz.

Flipboard