İstanbul dünyanın en büyük metropollerinden biri.

Bu mega kent önceki gün siyaset tarihinde eşine az rastlanılacak bir restleşmeye sahne oldu.

AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş 3. dönem başkanlık görevinin tamamlanmasına 1,5 yıl kala görevinden istifa etti.

İstifa sıradan, basit bir bürokratın ya da seçilmişin görev bırakması olarak yorumlanamaz.

Burada başkan ile meclis üyeleri ve onun doğal grup başkanı olan AK Parti İstanbul İl Başkanı arasındaki keskin bir restleşmenin ipuçları dikkatleri çekiyor.

Belediyeleri ve onun en önemli karar organı olan belediye meclislerinin yapısını iyi tanıyanlardanız.

Her hangi bir partiden bir belediye meclis üyesi, grubunun bilgisi dışında hareket edemez.

Bunu yapan istisnai isimler vardır ama onlar siyaseten tasfiye olmaya adaydırlar.

İstanbul’daki istifa olayının ardında, Büyükşehir Belediye Meclisi’nden geçmiş 5 tartışmalı dosyanın ileride hukuki sıkıntı çıkarabileceği gerekçesiyle Başkan Topbaş tarafından veto edildiği iddiaları var.

Veto edilen 5 dosya, grup başkanlığını İl Başkanı’nın yatığı toplantı ve nihayetinde Belediye Meclisi’nden aynen, değiştirilmeden geçirilince Topbaş, Meclis Grubu ve onun üstündeki siyasi irade olan İl Başkanlığı arasındaki ahenk de bozuluyor.

Bu durumda Topbaş’ın artık orada kalması düşünülmez.

Çünkü; meclis üyelerinin ve Grup Başkanı’nın da bireysel hareket etme şansları yoktur.

Muhakkak onlar da veto edilen dosyaların aynen geçirilmesi konusunda başka üst bir talimatla hareket etmişlerdir.

Bozulan uyumun daha fazla soruna yol açmaması için Başkan Topbaş görevi bırakmayı tercih etmiş ve doğrusunu yapmıştır.

Çünkü; bu meclisin artık kendisini dinlemeyeceği açığa çıkmıştır.

Hatta; bir önerge ile görevden düşürülmesi bile olasıdır.

Bunun örnekleri geçmişte Bursa’nın Osmangazi Belediyesi’nde yaşanmıştır.

DYP’li belediye meclis üyeleri, aynı partili belediye başkanı Erhan Keleşoğlu’nu verdikleri gensoru ile düşürmüşler ve o başkan Danıştay kararıyla görevine devam etmişti.

Tecrübeli bir siyasetçi olan Topbaş partisinde daha fazla soruna yol açmama adına görevden ayrılmayı seçmiştir.

Geri kalan görev süresinde elbette İstanbul’u yönetecek bir isim yine veto restleşmesini neden olan üyelerden biri olacaktır.

İstanbul Valisi, istifanın üzerinden 10 gün geçmeden oturumu en yaşlı üye başkanlığında toplayarak yeni bir belediye başkanının seçilmesini sağlayacaktır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden 309 üye var. Bunların 176’sı AK Partili.

Dolayısıyla, salt çoğunluğun aranacağı 3. turda AK Partili bir isim kalan süreyi tamamlamak üzere başkan olarak belirlenecektir.

Ortalıkta çeşitli isimler dolaşmakta.

Göksel Gümüşdağ, Ahmet Misbah Demircan, Mustafa Demir.

Cumhurbaşkanı bu isimlerden birini mi yoksa sürpriz başka bir üyeyi mi işaret eder şimdilik belli değil.

Bize göre; İstanbul’un artık İl Başkanı da belediye meclis üyeleri de tartışmalı hale gelmiştir.

Veto ve istifa krizine neden olan isimlerden bakalım diğer dönemde listelerde kaçına yer verilecek?

2019 için İstanbul’u önemseyen AK Parti, burada sorun olabilecek isimleri tasfiye etmekten geri durmayacaktır.

2019’da hem yerel seçimler hem de başkanlık seçimi var.

Son referandumda İstanbul’da beklediği sonucu alamayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın burası için sürpriz isim ve kararlara imza atacağını düşünüyoruz.

Ülke genelinde seçimi kazanabilmenin yolu İstanbul’dan geçiyor.

Erdoğan da bunun farkında.