Turizm kentlerine konuk taşıyan araçlar için park sorunu kolay çözülecek bir iş değildir.
Bunu, yıllar evvel gittiğimiz Barselona seyahatinde bizzat kendimiz de yaşadık.
Dünyaca ünlü şehir Barselona’nın tarihi bölgesine otobüs ile girip çıkmak başlı başına bir dertti.
Zaten Barselona’nın yerleşik halkı da yabancı turistten bıktıklarını gizlemiyordu.
Bu sıkıntıyı tarihi dokuya sahip, caddeleri yetersiz, otopark problemini çözememiş tüm kentlerimizin çektiğini de söyleyebiliriz.
Bursa da işte o şehirlerden biri.
Restore edilip ortaya çıkarılan tarihi eserlerin sayısı ile birlikte son dönem ziyaretçileri de arttı.
Yerli yabancı turist sayısının artması beraberinde otobüs park sorununu da getirdi.
Önceki gün bu sütunlardan Bursa’ya değişik kentlerin belediyelerince düzenlenmiş özel tarih turlarından bahsetmiştik.
Şehirde çok sayıda yerli turist otobüsünü fark ettiğimizi ve buna sevindiğimizi aktarmıştık.
O makalede, kentte turist otobüsü park sıkıntısı yaşandığını da vurgulamıştık.
Her ne kadar BURBAK‘ın Yeşil Katlıotoparkı ve diğer alanlarda turist otobüsleri için yer ayrılmış olsa da yeterli değil.
Çoğu zaman Bursa‘ya gelen turist otobüslerinin Haşim İşcan Caddesi, Gökdere Bulvarı, Tatarlar ve Muradiye altı Cilimboz civarına bırakıldıklarını gözlüyoruz.
Otopark sıkıntısının ele aldığımız makalemize, kentimizden yüzlerce kilometre uzaktan bir ekleme ve öneri geldi.
Uzun yıllar Bursa Divan Oteli‘nde yöneticilik yapmış hemşehrimiz Uğur İvegener şimdi Adana Divan Oteli‘nin Müdür Vekili.
İvegener aynı zamanda sıkı bir Bursalı.
Her ne kadar Adana‘da çalışsa da yüreği, doğup büyüdüğü şehir Bursa için atıyor.
Dostumuz Adana’dan Bursa’nın otopark sıkıntısı için neler yapılabileceğine şöyle kafa yormuş:
“Bir süredir Divan Grubu’nun Adana şehrindeki otelinde görev yapınca ister istemez Bursa’dan uzaklaşmış oldum. Ama sağ olsun internet sayesinde sizleri ve şehrimi hasret çektikçe okuyup, takip edebiliyorum. Önceki gün yazınızda gördüğüm diğer şehirlerdeki turların Bursa programı dahilinde otobüs park problemi konusuna eğer uygun görecek olursanız naçizane önerim olacak.”
İvegener şöyle devam ediyor:
“Şehirdeki yoğunluk her geçen artıp, bizim çocukluğumuzdaki çift yön Heykel trafiği çoktan tatlı hayal olarak kalınca, bu bölgeyi trafikten arındırmaktan başka bir yol kalmadığı konusunda herkes sanırım hemfikir. Fakat tüm tarihi yapılarımız, hanlarımız, Ulucami ve Hisar çevresi bu bölgede bulununca karmaşayı çözmek de çok kolay gözükmüyor.”
Uzaktaki hemşerimizin Bursa için önerisi ise şu:
“Bu alanda açık otopark oluşturup otobüslerin parkını sağlamak, bölgenin yapı yoğunluğunda artık neredeyse imkansız. Örneğin; Amsterdam’da olduğu gibi, gezi bölgesine yakın, otobüslerin park edip turistlerin kolaylıkla ziyarete devam edebildikleri yeraltı otoparkları düşünülebilir. Ya da ikinci alternatif olarak, genel iklim derecesi yürüyerek ulaşım için yıl boyu ortalama 9 ay uygun olan şehrimizde, İpekböceği hattına otobüslerin kolayca ulaşabildiği bir alanda tek ana otopark inşa edilebilir.”
Hemşerimiz kalıcı çözümü de şu satırlarla öneriyor:
“İlk sistem, yani yeraltı otobüs parkları ciddi bir maliyet getirebilir. Fakat, uzun vadeli Bursa’nın turizm geleceğine güveniyorsak, bu otobüsler İpekböceği’ne kolay ulaşabilecekleri yere park ettirilerek ve İpekböceği rotasında gerekirse bir iki ufak dokunuşla sisteme entegre edilip hızlı çözüm sunulabilinir. Adana’dan sevgi ve saygılarımla.”
Uzaklardan da olsa memleketin iyiliğini düşünmek bu olsa gerek.