Dünyada yüz binlerce can alan Covid-19 virüsünün etkilemediği sektör kalmadı. Ülkelerin ekonomilerini çökerten salgın turizm sektörünü de derinden sarstı.

Bundan en çok etkilenen ülkelerin başında da Türkiye geliyor.

Rakamları önceki gün Bursa Mercure Otel Genel Müdür Yardımcısı Ercan Tavşan sosyal medya hesabından, “Türkiye’ye giriş yapan turist sayıları. Ah korona ah” satırlarıyla paylaştı.

2018-2019 ve 2020’nin ilk 11ayına ilişkin Türkiye’ye gelen turist sayılarını aktaran Tavşan, pandeminin turizmimizi nasıl vurduğunu gözler önüne serdi.

Buna göre;

2018’in 11 ayında Türkiye’ye 37 milyon 537 bin 696 turist gelirken, 2019’un aynı döneminde bu rakam 42 milyon 910 bin 408’e çıkmış. Pandeminin sert geçtiği 2020’nin 11 ayında ise sayılar 12 milyon 34 bin 883’e gerilemiş.

Rakamlar ortada.

On binlerce işletme pandemi nedeniyle kapalı. Turistik oteller de sıkıntı yaşıyor. Bir kısmının kapalı olduğunu biliyoruz.

Tablo bu kadar vahim.

Oysa hükümetin bir ara 50 milyon turist hedefini revize ettiği, yükselttiği biliniyor.

Dünyayı sarsan pandeminin bütün hedefleri de alt üst ettiği anlaşılıyor.

Salgın umarız daha uzun süre sektörü olumsuz etkilemez.

 

Susuzlukla mücadeleye okur yaklaşımı

Önceki gün bu sütunlardan Bursa’nın susuzluğuna dikkat çeken bir yazı kaleme almıştık.

Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Feridun Tetik mailimize konuya ilişkin görüşlerini iletmiş.

Tetik, “Çınarcık barajının devreye girmesi Bursa için çok önemli. Bu hizmeti yapanlara teşekkür ederiz. Fakat biz mühendisler biliyoruz ki, en ucuz enerji tasarruf edilendir. Bu cümleden başlayarak Bursa için su konusunda bir planlama yapmak lazım.”

Tetik önerilerini şöyle sıralamış;

“Yağmur sularının biriktirilmesi, arıtmalardaki gri suyun sanayide ve park sulamalarında kullanılması. İnşaatlara arıtılmış su yerine, kuyu ya da gri su verilmeli. Süs havuzları bir süreliğine çalıştırılmamalı. Bu konuları içeren bir çalıştay ve acil eylem planı yapılmalı.”

Tetik devamında şunlara da dikkat çekmiş;

“Bursa’daki su sorunun kaynağı için hızlı nüfus artışı gösterilmişti. İki sanayi bölgesinden 18 sanayi bölgesine ulaştık. Bu nedenle önce Bursa‘nın süresi biten Çevre Düzen Planı yerine acilen 1/100000 Ölçekli 2050 Yılı Çevre Düzeni Planı’nın yapımına bir an önce başlanmalıdır.”

Tetik son olarak ise önerilerine şunları da ilave etmiş;

“Plan yapımına belediyenin yanında Bursa’daki üniversiteler, Akademik Odalar, BTSO mutlaka katılmalıdır. Plana uyulacağını herkes taahhüt etmeli. Nüfus ve yoğunluk artırıcı önerilerden kaçınılmalı. Temiz su kaynakları İznik ve Uluabat gölleri rezerv olarak mutlaka korunmalıdır.”

Bir başka okurumuz Selçuk Alpay da, Çınarcık Barajı’nda su temini çalışmalarına dikkat çekmiş ve şunları hatırlatmış:
“Unutmayalım Çınarcık Barajı’nın suyunu besleyen dere aynı zamanda Uluabat Gölü’nü besleyen en önemli temiz su kaynağıdır. Bu benim için çevre açısından baktığımızda müjde değil, kara bir haberdir.”

Okurumuz sözlerini şöyle tamamlamış;

“Bursa‘ya neden denizden ters ozmos yöntemi ile tatlı su elde ederek verilemez?

Daha kimse olacakların fazla farkında değil. Ancak göl çekilip ölmeye başladığında akıllar başa gelecek.”

 

Keles bebeğine Enstitü eli değdi

Keles ilçemizin Bursa kültürüne yaptığı katkı yadsınamaz. Rengârenk yöresel giysilerle donatılan Keles bebekleri artık hediyelik obje olarak çok aranıyor. İlçede yok olmaya yüz tutan bu geleneği ayakta tutma çabaları sürüyor.

Bursa Olgunlaşma Enstitüsü de Keles bebeğinin yok olmaması için bir dokunuş yaptı. Enstitü atölyelerinde giysileri el emeğiyle nakış nakış işlenerek oyuncak Keles bebekleri üretiliyor.

Bursa Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Nilüfer Karakoç,

“Çocuklarımız kültürünü tanısın diye yapımı tükenme aşamasına gelen Keles bebeklerini Bursa Olgunlaşma Enstitüsü yorumuyla yeniden çalışıyoruz” dedi.