Ülkemiz 14 Mayıs’ta iki önemli tercih yapacak. Hem kuruluşunun ikinci 100. yüzyılının ilk 5 senesine yön verecek devlet başkanını belirleyecek hem de parlamentonun yeni üyelerini seçecek.

Seçmenler ülkemiz için zor bir tercihte bulunacaklar. Bir yanda, ülkeyi milli proje ve yatırımlarla geleceğe taşıyacağını iddia eden bir yönetim diğer yanda değişim için yanyana gelebileceği akılların ucundan bile geçmeyen siyasal hareketlerin işbirliği.

20 yıllık iktidar yıpranmışlığının dezavantajını avantaja dönüştürmek için bir araya gelenlerin Millet İttifakı bu kez kendisini seçim kazanmaya o kadar inandırmış ki, anketlere sarılmış durumdalar.

Hemen her seçimde işini doğru yapan, saha gözlemlerini bilimsel metotlarla grafik ve oranlara döken gerçek anketçiler ile sipariş, düzmece sözde kamuoyu araştırmalarıyla algı ve yönlendirme yapan manüplatörler arasında da büyük bir yarış söz konusu.

Çuvallayıp, duvara toslayacaklar çıkacak. Anketleri kamuoyunu yönlendiremeyen kimi şirketler belki de tarih olacaklar.

14 Mayıs seçimleri anket firmalarımız için de gerçekten büyük sınav niteliği taşıyor.

Sonucu gerçeğe yakın tahmin edebilenler kamuoyundan ve siyasi partilerden takdir görecek.

Şunu iyi biliyoruz ki, en güvenilir anket adil bir seçimle sandıktan çıkacak ankettir.

Türkiye‘deki on milyonlarca seçmenin yapacağı tercihi öngörebilen firmalar genel kabul görecek, diğerleri ise algı girişimlerinin tutmadığını anlayacaklar.

Peki, sahada şu an nasıl bir tablo görünüyor?

İki ittifakı da önde gösteren araştırmalar yayınlanıyor.

Farkı 10 puana kadar çıkaran anket şirketleri var. Kıl payı değişim ve istikrarı işaret eden kamuoyu yoklamaları da göze çarpıyor.

Seçmenin yarısından bir fazlasının oyunu gerektiren  model Türkiye‘de, ardındaki kitlesi binde bir bile görünmeyen partileri de söz sahibi yapmaya başladı. Hatta, cumhurbaşkanlığı ve kabinede sözlerinin dinlenmemesi durumunda Türkiye‘yi yeniden seçime götürme tehdidinde bulunanlar dahi var.

Hasılı, ülkemiz 15 Mayıs sabahına bambaşka bir tablo ile de uyanabilir, değişimi reddedip, istikrardan yana da tercihini kullanabilir.

Sayıları 65 milyona dayanan seçmen buna karar verecek.

14 Mayıs‘ın ülkemiz demokrasi tarihine sorunsuz bir seçim olarak geçmesini diliyoruz.

Bugün Gemlik‘te Bursa‘yı ve ülkemizi dünya elektrikli otomobil piyasasında adından sıkça bahsettirecek bir dev yatırımın daha temeli atılıyor.

Bayramın hemen ardından Gemlik‘te elektrikli otomobil pil fabrikası Siro‘nun temel atma törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhur İttifakı ortaklarının da katılması bekleniyor.

Yerli ve milli otomobil, diğer adı ile akıllı cihazın güç deposu pil fabrikası bu alanda bir ilk olacak. Yabancı ortaklı şirketin bu dev yatırımı devlet tarafından da teşvik ediliyor.

Hizmete girdiğinde sadece TOGG‘a değil diğer marka ve modellere de hizmet verecek fabrikayı Tükiye‘nin elektrikli otomobil sektöründe sıçrama yapacak bir yatırım olarak değerlendiriyoruz. Ülkemizin ihracat ve istihdamına, ekonomisine yapacağı katkı ile Siro‘nun teknolojik yeni nesil bir fabrika olarak da sektörün diğer firmalarına örnek olacağına inanıyoruz.

Hem TOGG hem de Siro Gemlik‘i artık tıpkı Detroit gibi dünyada tanınır bilinir bir şehir yapacaktır. Bu açıdan Gemlikli hemşerilerimizin çok şanslı olduklarını söyleyebiliriz.

TOGG ile büyük bir çıkış yakalayan ilçemiz şimdi pil fabrikası ile de sükse yapacaktır.

Bursa‘nın otomobil sektöründeki liderliğini de perçinleyecektir.

Şimdiden ilimize, ilçemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. Yüzlerce insanımıza iş kapısı olacak fabrikanın kazasız belasız üretim yapmasını temenni ediyoruz.

Türkiye bir aydan daha az bir zaman sonra iki seçimi bir arada yapacak. İki büyük ittifakın iddialı olduğu bu yarışta sokakta çok seçim havası hissedilmiyor. Sanki seçmen kararını verdi ve artık sandığı bekliyor.

Gümbür gümbür ses getiren o eski seçimlerden eser yok.

Sadece lider mitingleriyle yakalanan o hava için aslında çok da zaman kalmadı.

Daraltılmış seçim takvimi de buna müsait değil.

Partiler, adaylar bir ay gibi sürecek bir kampanya ile seçime gidiyorlar.

Adayların giydirilmiş minibüsleri ve ses düzenekleri de olmasa halk seçimi sadece TV ekranlarındaki tartışmalardan izleyecek.

Bilboard ilanları TV reklamları da yayınlanmasa Türkiye‘de seçim olduğu fark edilmeyecek.