Bugün 19 Ekim Muhtarlar Günü.
Ülke genelinde sayıları 50 bini aşan köy ve mahalle muhtarlarının bu özel günü her yıl törenlerle kutlanıyor. Bir bakıma, belediye başkanlarının ve kaymakamlarımızın yardımcıları olarak görev üstlenen, vatandaşla yerel yönetimler arasında köprü vazifesi gören muhtarlarımızın son 20 yılda özlük haklarında sayısız iyileştirmeler yapıldı.
SGK bağlantısı olmayan muhtarların bu dönemde primleri devletçe ödenmeye başlandı. Muhtarlar, silah taşıma ruhsat harçlarından muaf tutuldu.
Mahallesinin ve köyünün sorunlarının çözümü, vatandaşların taleplerinin ilgili kurumlara iletilmesi konusunda, kendi öz bütçeleri ile seçilip işbaşına gelen muhtarlarımızın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte devletin en değer verdiği birimlerden biri olduklarını biliyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlanan muhtarların, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerde hak ettikleri saygınlığı görmelerinde Erdoğan’ın o meşhur sözünün çok etkisi oldu.
‘Muhtarı üzeni ben de üzerim’ çıkışı bu kesime tepeden bakan bürokrasiyi korkuttu.
Bugün hem kamu kurum ve kuruluşlarında hem de belediyelerde muhtarlarımızın en saygın dönemlerini yaşadıklarını düşünüyoruz.
Belediyelerimizin ve başkanların da muhtarlık müessesesini önemsediklerini biliyoruz.
Buna Bursa ölçeğinden baktığımızda bin 58 mahallesi bulunan ilimizde, gerek Büyükşehir gerekse ilçe belediye başkanlarını sık sık muhtarlarla toplantılar yapıp, bürokratlarıyla onların sorun ve isteklerini dinlediklerine şahidiz.
İlimizin 17 ilçesinin muhtarlarının rahatlıkla hem ilçe hem de Büyükşehir Belediye başkanlarına kolayca ulaşabildiklerini, münferit hadiseler dışında iletişimde de sıkıntı olmadığını görüyoruz.
Hatta, zaman zaman muhtar örgütlerinin Bursa’daki yerel ve ulusal toplantılarına da belediyelerimizin ev sahipliği yaptıklarını söyleyebiliriz.
Demokrasimizin uç beyleri olarak tanımlanan muhtarların bugün de çözüm bekleyen sorunları var.
Örneğin; kimi güçlü belediyeler nüfusu 5 bini aşan mahallelere birer yardımcı personel tahsis etti. Muhtarlar bunun tüm mahallelere yaygınlaştırılmasını ve yasayla güvence altına alınmasını talep ediyorlar.
Elektrik, su, ısınma ve iletişim giderlerinin de belediyelerce karşılanmasını istiyorlar.
Muhtarlarımızın zamanla bu taleplerinin de karşılık göreceğine inanıyoruz.
Çünkü; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurt genelindeki 50 bin muhtarı önemsediği malum.
Bulgaristan’daki azınlık vakfı malları ne olacak?
Türkiye bu sorunu Avrupa Birliği yasalarına gerek kalmadan halletti. Çıkardığı düzenleme ile devlet eline geçmiş azınlık vakıflarının mallarını sahiplerine iade eti.
Bu işi de Vakıflar Genel Müdürlüğü yürüttü. Türkiye tarafından el konulmuş tüm azınlık vakfı mülkleri tapu devirleri yoluyla gerçek sahipleri olan vakıfların üstüne tescil edildi. Bunun ağırlıklı İstanbul’da olduğunu hatırlıyoruz.
Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’da da azınlıklar yaşıyor.
Müslüman Türk azınlığın bugün vakıf mülklerinin bir kısmı ellerinden alındı.
Merkezi Bursa’da bulunan BALGÖÇ bu konuyu masaya yatırıyor.
21 Ekim’de çevrim içi yayınla Prof. Dr. Kamuran Reçber, ‘Bulgaristan’daki azınlık vakıflarının sorununun Avrupa Birliği hukuku açısından çözümü’ konulu bir sunum yapacak. BALGÖÇ’ün Facebook sayfalarından canlı olarak yayınlanacak programda sorunun çözüm yolları ele alınacak.
BALGÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan dernek üyelerini, Bulgaristan’daki ve ülkemizdeki soydaşlarımızı ilgilendiren bu konunun enine boyuna konuşulacağı yayını izlemeye davet etti.
TOGG’da geri sayım
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu TOGG’un Gemlik ilçemizde tamamladığı yerli otomobil fabrikası 29 Ekim’de törenle açılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı törenle seri üretim başlayacak ve banttan ilk aracın indiği tarihi bir ana tanıklık edilecek.
Artık geri sayımda son 10 gün.
Türkiye büyük bir heyecanla tüm mülkiyet hakları kendine ait otomobilini dünya piyasasına sürecek. Mart ayından itibaren de artık yollarımızda yerli oto görülmeye başlanacak.
Bu heyecanı en az o fabrika çalışanlar kadar bizler de hissediyoruz.
Eminiz, çok kabul gören bir marka olacak ve dünya otomobil devlerinin pastasından da hak ettiği payı koparmayı başaracak.
Türk mühendis ve işçimizin büyük emekleri, devletimizin kesintisiz desteği ve girişimci babayiğitlerimizin cesur kararlarıyla bu hikayenin ülkemiz için mutlu bir başlangıca dönüşeceğine inanıyoruz.
Şimdiden hayırlı olsun.