Hafta sonu beyaz cennete, Uludağ’a çıktık.
Bir ara Türkiye’nin Davos’u yapılmak istenen Uludağ’da öteden beri süregelen sorunların aynen devam ettiğini görmek üzücü.
İyileştirmeye dönük adımlar var, fakat yetersiz.
Karmaşayı, çok başlılığı daha oteller bölgesine girerken gözleyebiliyorsunuz.
Örneğin; otopark sorunu bunca yıldır konuşulduğu halde çözülebilmiş değil.
Gelişigüzel, herkes aracını otel önlerinde bulabildikleri boşluklara ve yol kenarlarına park etmeye devam ediyor.
Giriş ve çıkış tek yönde indirilmişse de otellerin bulunduğu alana girmek ve çıkmak bir dert.
Sadece bu sorunun bile çözülememiş olması çok başlılığın getirdiği bürokrasinin olumsuz yansıması olarak gözünüze çarpıyor.
Uludağ’ın otopark sorunu çok kolay çözülebilir.
Yeter ki, mevzuat hazretleri ve devlet içinde ayrı bir devlet olan Anıtlar Kurulu engeli aşılabilsin.
Kod farkından faydalanılarak yeraltına çok katlı otopark yapılabilir.
Katı kural konup, bir tek aracın dahi kayak bölgeleri yakınlarına ve yol kenarlarına parkı engellenebilir.
Bunu bile başaramamış Uludağ ile nasıl yerli Davos olabiliriz ki?
Planlama, denetim, çöp toplama, pistlerin disiplini, ulaşım, altyapı, fahiş fiyat gibi bilinen sorunları tam çözmeden Uludağ’ı ülkemizin diğer kayak bölgeleriyle yarıştırmayız.
Bugün çok geriden başlayıp Uludağ’ı geçmek isteyen irili ufaklı kayak merkezleri var.
Biz halen kayak merkezimize doğalgaz bile ulaştırmamış bir kentiz.
Katı kuralların kamu, kent ve memleket uğruna hiç esnetilemediği bir şehirde yaşıyoruz.
Daha evvel de vurgulamıştık.
Kayseri Erciyes Kayak Merkezi bu yıl gaz kullanmaya başladı.
Üstelik Kayseri mevzuat engelini ve bürokrasiyi kurnazca aşıp, karayoluna paralel kayak merkezine gaz hattı çekmeyi başardı.
Biz de ise Karayolları engeli sürüyor.
Kayseri’ye izin veren kurum, Uludağ’a karayoluna paralel gaz hattı döşenmesine yanaşmıyor.
Üstelik başında Bursa’yı bilen Bursa’dan gitme bir Genel Müdür olduğu halde.
Bunu basit bir örnek olarak verdik.
Uludağ’ın tek sorunu doğalgaz olmayışı değil.
Örneğin;
Uludağ’ın çöpünün bile hangi kurumlarca toplandığı belirsiz. Pistlere ve otellere yakın hem Osmangazi Belediyesi’nin hem de Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün çöp konteynırları var.
İmar sorunu çözülebilmiş değil.
Pistlerde günübirlikçiler ve kayakçılar iç içe.
Teleferik otellere kadar ulaştı. Bu sevindirici bir gelişme.
Artık, belki de araca bile gerek kalmadan beyaz cennete ulaşılabilecek
Eksik olan, tek bir otoritenin varlığı.
Milli Parklar, Orman Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü, Osmangazi Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Anıtlar Kurulu, Jandarma, Polis, Kültür ve Turizm Bakanlığı, BUSKİ ve akla gelebilecek daha çok sayıda kurum Uludağ’da yetkili.
Oysa;
Bursa’nın asıl sahibi Büyükşehir Belediyesi değil mi?
Bütün yetkilerin burada toplanması şart.
Büyükşehir Belediyesi istediği halde, Ankara bürokrasisi taşraya yetki devrinde ketum davranıyor.
Başka gözlemlerimiz de var.
Yollardaki yenileme ve iyileştirme ulaşımı kısmen rahatlatmış görünüyor.
Milli Park girişi düzenlenmiş ve görüntü olarak etkileyici. Teleferik, eksiklerine rağmen otellere bağlantıda ulaşıma renk katmış.
Sarıalan’daki ahşap konaklama tesisleri bölgeyi hareketlendirmiş.
Uludağ sadece kış sezonunda hatırlanmamalı.
Bir de kentin ve ülkenin bu değerinden, sadece varsıllarımız değil toplumun tüm kesimleri faydalanabilmeli.

Flipboard