Dün Kamu Personel Seçme Sınavı’nın Ön Lisans Mezunları ayağı vardı.

Binlerce insan yine kamuda işe girebilmenin ilk adımı olan bu sınava koştu.

Okullardaki sınav merkezlerinde hepsi içeriye girerken didik didik arandı.

Amaç, kopya çekmeye yardımcı olabilecek iletişim araçlarını okula sokmamaktı.

Kalem, silgi dışında adayların yanında hiçbir şey içeriye alınmadı.

Tedbir iyidir ama umut hırsızları yıllardır bu sınavları birer formalite olarak kullandılar.

Fethullahçı Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması için KPSS hem iyi bir gelir kapısı hem de kamu, bürokrasi, yargı ve güvenlik kurumlarına sızabilmek için önemli araçtı.

Yıllarca bununla da yetinmeyip okulların giriş sınavı sorularını da çaldılar.

Üstelik, bunu yapanlar Allah, Peygamber, din, iman, kitap, Kur’an’ı ağızlarından düşürmeyen sözde Müslümanlardı.

Milyonlarca insanın geleceğini, umudunu, hayallerini gasp ettiler.

Hiç utanıp, sıkılmadan, haram helal demeden çocuklarına, evlerine bu sayede ekmek götürdüler.

Bu yolla girdikleri kamuda hem iş sahibi oldular hem de FETÖ’ye her ay milyarlarca lira himmet akmasını sağladılar.

Devleti kuşatan, ele geçiren hainler bir taşla üç beş kuş birden vurdular.

Aylaca, senelerce çalışıp KPSS’de başarılı olmak isteyenleri zorlu bir maraton beklerken, onlar hırsızbaşlarının ele geçirdiği soruları kendi çete mensuplarına bir gecede dağıtıp sınavda avantaj yakaladılar.

Bir bakıma hak gaspı yaptılar.

Peki, şimdi ne oldu?

Hepsi birer birer tespit ediliyorlar.

Hepsi zamanla kamudan sıyrılıp, atılacaklar. Çoğu bulundu ve kamu ile ilişiği kesildi.

Çünkü, oraya haksız biçimde, çalınmış sorular ve gasp edilen haklarla geldiler.

Kamufle olup gizlenen, saklanan, yeraltına inen, ölü taklidi yapanlar için de rahat bir uyku yok bundan sonra.

Çin işkencesi yaşarcasına, ‘acaba beni de tespit ederler mi’ diye endişe ve korku içinde hayat sürecekler.

Devletin güçlü kolu bir gün yüzlerine şamar olarak inecek.

Çalıntı sorularla yerleştikleri kamudan bir bir ayıklanacaklar.

Binlercesi tespit edilip, kamudan uzaklaştırıldı.

Ama bitmiş değil.

Çünkü; ahtapot gibi, habis bir ur gibi 40 yıl aşkın süredir Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının her yerini sarmışlar ve kontrolsüz güç elde etmişlerdi.

Devletin adaleti geç de olsa kendilerinin üstüne çökecektir.

15 Temmuz kalkışması gösterdi ki, soru hırsızlığıyla her yeri ele geçirdiğini sanan silahlı terör örgütü FETÖ, aslında Türk milletinin devletine, demokrasisine sahip çıkan ruhuna hâkim olmamıştı.

Halkın dini duygularını istismar eden kirli çete bu reaksiyonu hiç beklemiyordu.

Sokağa dökülen binler, on binler, milyonlar FETÖ çetesinin silahlı mensuplarına karşı göğüslerini siper etti.

242 şehit, 3 bine yakın gazi sayesinde bugün bu satırları rahatlıkla yazabiliyoruz.

Ruhları şad olsun.

15 Temmuz başarılsaydı, bürokrasideki soru hırsızları aracılığıyla gerçek hâkimiyet kurulacaktı.

Çok şükür Allah vatan hainlerine bu fırsatı vermedi.

Şimdi bu hırsızların soru çalarak girdikleri dönemden itibaren elde ettikleri bütün kazanç da devlete geri döndürülmeli.

Bu sayede ne kadar maaş almışlarsa hepsi tek tek tahsil edilmeli.

Vicdanları rahatlatacak bu adım atılmadan, diğer kalıntıları kamudan çıkarılmadan Türk milletine rahat olmaz.

Dünkü sınavda 120 dakika boyunca kamu mensubu olabilmek için ter döken ve büyük umutlarla hazırlanan adaylarını yüreğine su serpmek için kamuda bir tek FETÖ çetesi bile bırakılmamalı.

Eğere, halen bu hırsızlar rahatlıkla çalışmaya, kamudan maaş alıp örgüte himmet aktarmaya devam edeceklerse, FETÖ çetesi ile mücadele tam biçimde başarıya ulaşmayacaktır.