İhsan Aydın
İhsan Aydın
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Ürküten sarsıntılar

Köşe Yazısını Dinle

Türkiye 6 Şubat’tan bu yana depremle yatıp depremle kalkıyor.

Günlerdir arama kurtarma, yardım seferberliği, çadır ve konteynerkentlerin kurulumu, enkaz kaldırma ve yeni konutların yapılacağı yerlerin tartışmasını yapıyoruz. Fakat, 45 bin insanımızı kaybettik, 110 binden fazla insanımız yaralı kurtuldu. Depremin üstünden 3 hafta geçti ama artçı sarsıntılar bitmiyor. Daha bir yıl sürmesi bekleniyor. 6 Şubat’tan bu yana 10 binin üzerinde de artçı deprem meydana geldi. On binlerce insanımız evinden, yurdundan oldu. Doğup büyüdükleri toprakları, şehirleri terk etmek zorunda kaldı.

Televizyon ekranlarındaki uzmanlar sağlam zemin ve dayanıklı yapılar konusunda kamuoyunu bilgilendiriyorlar.

Dün bu tartışmalar sürerken bu kez Malatya Yeşilyurt merkezli 5,6 büyüklüğündeki deprem bölgedeki yurttaşlarımızı yeniden endişeye sevk etti.

69 binanın yıkıldığı ve bir kişinin yaşamını yitirdiği, 110 kişinin yaralandığı son Malatya depreminde arama kurtarma çalışmaları başlatıldı.

Coğrafyamızın riskli hali ara ara kendisini acı biçimde hissettiriyor.

Öyle görünüyor ki, Türkiye daha uzunca bir zaman Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya depremlerini konuşmaya devam edecek.

Yaraların sarılması konusunda da çabalar sürüyor.

Bölgeye yardım TIR’ları gitmeye devam ediyor. Belediyelerimiz bölgeyi yeniden ayağa kaldırmak için gecesini gündünüze katıyor. Ülkemizin dört bir yanından bölgeye koşan belediye ekiplerinin artık şehirlerin altyapısını ayağa kaldırıp, yeni çadır ve konteynerkentler kurulumuna ağırlık verdikleri görülüyor. Devlet de kalıcı konutlar konusunda hızlı hareket ediyor. Amaç, bir an önce depremzedeleri kalıcı konutlarına yerleştirmek.

Türkiye bu yarayı geç de olsa saracak. Vatandaşını açta açıkta bırakmayacak. Ancak, kaybettiğimiz yurttaşlarımızı geri getirmek mümkün değil. Onları rahmetle yâd ediyoruz.

Malatya depreminin ardından da bölge illerindeki hasarlı binalara girip eşya almanın son derece riskli olduğu görülüyor. Uzmanların bu konuda hasarlı binalara, ‘girmeyin’ uyarılarına kulak asmak gerekiyor. AFAD’ın bu yöndeki çağrılarının boşa olmadığı görüldü. Nitekim, dün kaybedilen yurttaşımızın binadan eşya almak için girenlerden biri olduğu açıklandı.

Sarsıntıların her an yaşandığı bölgede binalardan bir şeyler çıkarabilmenin doğru bir hareket olmadığını kabullenmek gerekiyor.

 

Ülkemiz zorda ama devlet yurttaşa verdiği sözü tutar

Türkiye yüzyılın afeti ile karşı karşıya kaldı. Yerküre adeta, ‘şehirlerinizi, ilçelerinizi, beldelerinizi, köylerinizi yeniden sağlam biçimde kurun’ diye uyarıyor bizleri.

6 Şubat sonrası bölge illerindeki 10 bin yeni sarsıntı bunun göstergesi.

Şunu iyi biliyoruz ki, binalarımızı coğrafyanın zorlu koşullarına uygun yapmaktan başka çaremiz yok.

Japonya bizim için önemli bir model olmalı. Japonlar yıkıcı 9 şiddetindeki depremler sonrası kentlerini yeniden buna göre dizayn ettiler.

Bunu, zaman alsa da ülke olarak biz de yapabiliriz. Bir yerden başlamak gerekiyor.

Ülkemiz yaşadığı ağır afete rağmen bir yandan da halkına vermiş olduğu sözleri tutması gerekiyor. Deprem öncesi Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden biri olan emeklilikte yaşa takılan yurttaşlarımız için TBMM’ye sevk edilmiş yasa teklifinin komisyondan geçtiği biliniyor. Artık sıra Genel Kurul onayına kalmıştı. Fakat, Kahramanmaraş depremi bütün bu planı bozdu. Deprem nedeniyle çalışmalarına ara veren TBMM teklifi görüşememişti.

Gözler 28 Şubat’a, yani bugüne çevriliydi. Bugün yeniden iş başı yapması beklenen TBMM’de vatandaşlarımıza verilmiş sözün yerine getirilmesi bekleniyor.

Tabii, yeni bir öteleme olmazsa.

 

Tasarruf çağrısı işe yaramış gibi

Türkiye kış ortasında kuraklık yaşıyor. Ülke genelindeki büyük kentlerin barajlarındaki doluluk oranları alarm veriyor. Bunların içinde Bursa barajlarının ortalama doluluk oranı yüzde 13’lere kadar geriledi. Bursa su şehri ama barajlardaki seviyenin en düşük olduğu il durumundayız.

Mart ayı geldiği halde Nilüfer ve Doğancı barajlarımızdaki su seviyesinin düşmesinin ardından Büyükşehir Belediyesi’nden ve BUSKİ Genel Müdürlüğü’nden 1,5 milyona yakın aboneye ikinci kez tasarruf çağrısı mesajı atılmıştı.

O çağrılar karşılık bulmuş ki, yüzde 24 olan Doğancı Barajı’ndaki su seviyesi günler sonra yüzde 25’e yükselmiş. Sıfır su olan Nilüfer Barajı’nda da yüzde 1’lik bir artış söz konusu.

Lafın özü, tasarruf yaparsak, kalan suyumuzu daha uzun süre kullanma şansımız var.

Ovadaki kuyu sularının yeteceğine de çok güvenmemek gerek. Onların da her geçen yıl azaldığı, daha derinlere çekildiği unutulmamalı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X