Çin’den başlayıp bütün dünyaya yayılan koronavirüs salgınında ölümler artınca panik de başladı.

Salgının ağır seyrettiği ülkelerde şehirler adeta ıssız yerleşimlere döndü. Meydanlar, sokaklar, caddeler boşaldı.

Korkudan sokağa çıkamayan ve kendilerini evlere hapseden vatandaşlar salgından böyle kurtulmaya çalışıyor.

Çin’de salgının yayılma ve ölüm hızı yavaşlarken, koronavirüsün Avrupa’da en fazla ölümlere yol açtığı ülke ise İtalya.

İtalya Avrupa’da her geçen gün artan ve önlenemeyen ölümlerle sarsılıyor.

Avrupa dışına çoğu ülkeye de virüsün buradan yayıldığı biliniyor.

İtalyan hükümetinin baştan işi ağırdan alması ülkeyi sıkıntıya soktu.

Hatta, ülkemizdeki şu ana kadar tespit edilebilen tek vak’anın da İtalya bağlantılı olduğu ileri sürülüyor.

Baştan bu yana sıkı tedbir uygulayan ülkemizde de ne yazık ki, koronavirüs olgusuna rastlandı.

Şimdilik yayılma riski görünmüyor ama kimse de bunun olmayacağının garantisini veremiyor.

Akademik Kurul’un tavsiyelerini hükümet harfiyen uyguluyor. Vatandaştan da tavsiyelere birey olarak uymaları isteniyor.

Belli ki, Türkiye’de üç ay sonra ortaya çıkan vak’a yurttaşlarımızı panikletti.

Hükümetin baştan bu yana şeffaf tutumundan şüphe edenler koronavirüslü hastanın duyurulmasından sonra panik içine girdiler.

Hastanın hangi şehirde olduğu da açıklanmıyor. Bunun da bir bilimsel  endişeyle gizlendiği biliniyor.

Ancak Türkiye’ye gecikmeli olarak gelen virüsün can kayıplarına yol açmaması adına tedbirler de had safhada.

Bu manada krizi baştan bu yana başarılı bir şekilde yöneten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca toplumun her kesiminden takdir görüyor.

 

Marketlerde kolonya yok satıyor

Vatandaşın da kendi halinde tedbir aldığını görüyoruz.

Birkaç gündür televizyon ekranlarından izliyoruz.

Hastalıktan korunma adına önerilen hijyen kurallarına uymak için harekete geçen vatandaşın marketlere hücum ettiklerini gördük.

Marketlerin çoğunda kolonya rafları boşalmış.

Yeni siparişlerin ne zaman geleceği belli değil.

Kentimizdeki kolonya üreticilerinde de uzun kuyruklar dikkat çekiyor. Derecesi yüksek limon kolonyasını bulmak mümkün değil.

Maalesef benzer tablo 15 Temmuz’da FETÖ’nün hain darbe girişimi gecesinde de yaşanmıştı.

Market ve ATM’lere koşanlar, bankadan paraların çekme, marketlerden de yiyecek stoklama derdindeydi.

Marketlerin reyonlardaki mal stoklarını da artırdıkları gözden kaçmıyor.

Galiba bu iş en çok marketlere yarayacak. Gıda fiyatlarında sıçrama var.

 

Fırsatçılara da adeta gün doğdu

Vatandaşın gıda stoku kadar salgından korunabilmek için arayış içine girdiği ürünlerden biri de koruyucu maske.

Ağız ve burunu kapatan tıbbi maskeleri bugünlerde bulmak kolay değil. Bulunsa da fiyatlar astronomik biçimde katlanmış.

Kimi yurttaşın nalburlarda inşaat işçilerinin tozdan korunmak için kullandığı maskeleri dahi toplamaya başladıklarını görüyoruz.

Maske fiyatları adeta uçuşa geçmiş. Sözün özü, fırsatçılara gün doğmuş.

Koronavirüs salgını fırsatçıların iştahını kabartmış.

Fakat yurttaş olarak bizimde yapabileceklerimiz var.

Bu durumu ilgili bakanlıklara ihbar etmek. Rayicinin çok üstünde satılan ürünlerden haksız kazanç sağlayan fırsatçıların ağır para cezalarıyla belki akılları başlarına gelir.

 

Belediyeler dezenfekteyi hızlandırdı 

Yerel yöneticilerin bugünlerde en büyük sıkıntılarından biri koronavirüs salgınının kendi şehirlerine sıçramaması.

Bu nedenle başta toplu kullanılan mekanlar ve taşıma araçları olmak üzere her yeri dezenfekte etmeye başladılar.

Büyükşehir Belediyesi Bursaray vagonları başta olmak üzere otobüsleri her gün ilaçlayıp, dezenfekte ediyor.

İlçe belediyelerimiz de tedbirlerini alıyor.

Dün Yenişehir Belediyesi’nden gelen fotoğraflarda da dezenfekte çalışmasının bütün ilçe geneline yayıldığını gördük.

Başkan Davut Aydın da ekibine talimat vererek, virüs bulaşma riski bulunan her yeri ilaçlatmaya başlamış.

Tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.