Günlerdir gazetelerde yerel yönetim reformuna ilişkin yeni düzenlemelerin yapılacağına dair bir şeyler yazılıp çiziliyor.

Oysa 6360 Sayılı Bütünşehir Yasası çıkalı daha uzun bir zaman olmadı. 

30 ilde il sınırlarını büyükşehir hududu ilan eden düzenleme yürürlüğe gireli kimi sıkıntılar oluştu ama yasanın başarılı olduğu yönleri de yok değil.

6360‘ın şansız yönü dünyanın ve dolaylı olarak Türkiye‘nin de içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan yerel yönetimlerin fazlasıyla etkilenmiş olması.

Yasa il sınırlarının en uç noktasına bile büyükşehir belediyelerinin hizmet götürmesine yol açtı. 

İlçe belediyelerinin yetkileri ve bütçeleri darlasa da hizmet yükü Büyükşehir belediyelerinin üstüne bindi. 

Kriz projeleri etkiledi. Yatırım planındaki bir çok proje askıya alındı. Başlananlar durdu. 

Bugün belediye meclis gündeminin en büyük kısmını imar tadilatları oluşturuyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı parsel bazlı kişiye özel plan değişikliklerinin önüne geçmek için yasada revizyon düşünüyor. 

Kamu yararı olmayan kişiye özel plan değişikliklerini durdurmak kolay değil. Buna daha evvel de değindik. Türkiye‘nin dev holdingleri bundan rahatsız olacaktır.

Bir de eğer değişiklik zorunlu ise ortaya çıkacak ranta kamu ortak olmak istiyor. 

Buna da direnç gösterilecektir.

Yasada yapılması düşünülen değişikliklerden biri de güncel siyasetin çok tartıştığı bir konu.

Belediye başkanlarının birden çok iktisadi teşekkülün yönetim kurulu başkanı olamayacağı.

Bunun şirketlerdeki gider kalemlerini azaltıcı bir etkisi olmaz. 

Belediye başkanına verilmeyecek hakkı huzur ücretini yine onun uygun göreceği bir siyasetçi alacaktır. 

Siyasi etik açısından bu düzenleme doğrudur.

Bize göre yasadaki revizyonlar aksayan ve yurttaştan çok şikayet alan maddeler üzerinde yoğunlaşmalı. Sipesifik ve popülist düzenlemeler sıkıntıları ortadan kaldırmayacaktır.

Aksine yakınmaları daha da artıracaktır.

 

BM gibi üniversite 

 

Geçen hafta bir kahve içimi Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün‘e uğradık.

Adem Hoca bölümün kurucusu.

Üniversitede İnşaat Mühendisliği bölümünün açılması için İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin eski başkanı Necati Şahin‘in de çok çabası oldu.

O yılları biliriz.

9 yıl önce 25 kontenjan ile eğitime başlayan bölümde şu an 500 öğrenci bulunuyor.

Üstelik, bunların 150′si 42 ayrı ülkeden gelen konuk öğrenciler.

Prof. Dr. Doğangün, İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün adeta Birleşmiş Milletler gibi olduğunu söylüyor.

Daha evvel mezun ettikleri öğrencilerin bir kısmının ülkelerinde önemli yerlere geldiklerini hatırlatıyor.

Prof. Doğangün’den bölümde konuk öğrencilerin düzenleyeceği bir kültürel etkinlik olacağını öğrendik. 

Adem Hoca, etkinlikte öğrencilerin kendi kültürlerini canladıracaklarını söyledi.

Ne güzel bir hizmet.

Bursa’daki üniversitelerde eğitim gören konuk öğrenciler kendi ülkelerine döndüklerinde vatanlarının geleceğinde söz sahibi oluyorlar.

Prof. Doğangün’de de bundan duyduğu mutluluğu hissettik. 

Şunu da ekleyelim. 

Uludağ Üniveristesi‘nde sadece İnşaat Mühendisliği bölümünde yabancı öğrenci yok. 

Diğer tüm bölümlerde toplamda 7 bin dolayında konuk öğrenci bulunuyor.

Bu arada İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde İMO şube başkanlarının da ders verdiğini öğrendik. 

Hepsi önemli deneyimlere sahipler. Öğrenciler için onların ders vermesi kazanım olacaktır.