İmar mevzuatında zaman zaman değişiklikler yapılıyor. Bunun günün gelişen koşullar zorunlu kılıyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanlığı, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ni bir kez daha revize etti. Değişiklikle, yeni inşaa edilecek özel ve kamu yapıları için çevreci ve tasarruf içeren bir takım zorunluluklar getirildi.
Buna göre; daha evvel de gündeme gelen belli büyüklükteki yapılar için gri su ve yağmur suyu sistemlerinin kurulması önümüzdeki yılın başından itibaren zorunlu hale getiriliyor.
Gri su, yani duş, küvet, el yüz yıkama lavabolarındaki suların arıtılarak, tuvalet rezervuarlarında kullanılması öngörülüyor. Yine, yağmur suları da depolarda biriktirilerek bahçe sulaması sağlanacak. Kamu binalarında ayrıca yeşil sertifika da istenecek. Binalarda geri dönüşümlü malzeme kullanımıyla tasarruf sağlanacak.
Uygulama 2026 başından yürürlüğe girecek.
Yönetmelikle, büyüklüğü 2 bin 500 metrekareyi geçen park alanlarının yüzde 4’ünün engelli çocuklar için düzenlenmesi de zorunlu hale getiriliyor. Yapı kullanma izin belgelerinde bina ve sitede elektriklik şarj ünitesi olup olmadığı da yer alacak. Şarj ünitesi kurulumu için ruhsat şartı kaldırılıcak.
Toplam personel sayısı 100’ü geçen ve bin metrekare büyüklüğündeki yapılarda kadın ve erkekler için ayrı ayrı mescit yapılması da zorunlu hale getiriliyor. Yapı etrafına 250 metre yakında cami varsa mescit yapımı isteğe bağlı olacak.
Yönetmelikteki değişiklikle, can güvenliği için bina boşluklarına güvenlik ağı zorunluluğu da getiriliyor. İbadet yeri, sinema, tiyatro, opera, konferans salonu haricinde kalan tüm binalarda yer alan katlar arası boşluklarda ve apartmanlarda düşme riski bulunan katlar arası boşluklarda can güvenliğinin teminen TSE standartlarına uygun olarak güvenlik ağı oluşturulacak.
Rüzgar gülü kurulumlarında da yatırımcılar için öngörülebilir ruhsat harcı hesaplaması yapılacak. Ayrıca, binaların yapımında kullanılan malzemelerin ve ortaya çıkan atıkların çevreye en az zarar verecek şekilde kullanılması için bir veri tabanı oluşturulacak. Binanın yaşam döngüsü değerlendirmesi ile karbon ayak izi hesaplanacak. Bu çalışma da 2027’den itibaren başlatılacak. Bütün bu veriler dijital ortama aktarılacak. Binaların üç boyutlu modellemeleriyle görsellenip yönetilmesi sağlanacak. Ruhsat ve onay süreçleri dijital ortamda gerçekleştirilecek.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çevreyi koruma ve tasarruf amaçlı hazırladığı son yönetmelik değişikilikleri, yatırımcıların ruhsat almalarını daha da zorlaştıracak, bürokrasiyi artıracak ve bina yapım maliyetlerini de yükseltecek görünüyor.
Meclis’te kadına dönük düzenlemeleri hatırlattı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü geride kaldı ama dün elektronik postamıza AK Parti Nilüfer İlçe Başkanlığı’ndan Medya ve Tanıtım Başkanı Merve Topuk’tan gelen bir ileti var. Topuk, Kadıköy Belediye Meclisi’nde CHP’li Başkanvekili’nin kadınlara yönelik çifte standartlı tutumuna, Nilüfer Belediye Meclisi’nin mart oturumunda, üyeleri Anzelha Nazlı Tan tarafından yapılan konuşma ile tepki gösterildiğini bildirdi.
Tan’ın mecliste yaptığı konuşma ile kadın haklarının siyasetüstü bir mesele olması gerektiği vurgulanmış. Kadıköy’de meclis üyelerine dönük sözlü saldırıyı da kınamış.
Tan ayrıca, AK Parti’nin kadın hakları konusunda yaptığı çalışmaları da başlıklar halinde hatırlatmış. Tan, hükümetleri döneminde kadın istihdamının artırıldığını, doğum izin sürelerinin uzatıldığı, kadın erkek fırsat eşitliği komisyonunun kurulduğunu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı oluşturulduğunu, kız çocuklarının eğitiminin desteklendiği, üniversitelerde başörtü yasağının kaldırıldığını ve çalışan annelere kreş destekleri verildiğine değinmiş. Yine, kadın milletvekili sayısının artırıldığı, kabinede kadın bakanlara da yer verildiği, güvenlik alanında da kadın general, emniyet müdürü ve hakim sayısının arttığına işaret etmiş.
Gıda enflasyonu restoranları boşalttı mı?
Son günlerde ülkemizde ve şehrimizdeki restoranlarda önceki yıllarda olduğu gibi ramazan ayında yoğun bir iftar kalabalığı göremiyoruz. Dizginlenemeyen gıda enflasyonu sonrası artık yurttaşın yüksek rakamlı iftar yemeklerine katılmaktan kaçındığı anlaşılıyor.
İftarlık ücretlerinin de hiç azımsanmayacak rakamlara yükseldiğini görüyoruz. Belediyelerimizin açtıkları aşevleri, kurdukları çadırlara da vatandaşın bu ramazanda daha yoğun katılım gösterdikleri fark ediliyor.
Enflasyon düşüyor söylemlerine rağmen piyasada bunu hissetmek ne mümkün.

Flipboard