Köksal Gökbaşi
Köksal Gökbaşi
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Faiz-Enflasyon sarmalı: Ekonominin bozulması ve gelir adaletsizliği

Köşe Yazısını Dinle

Ekonomi, bir ülkenin kalp atışı gibidir. Nabız düzenli attığında üretim, istihdam ve refah toplumun geneline yayılır. Ancak bugün geldiğimiz noktada bu nabız sağlıklı atmıyor. Yüksek faiz ve yüksek enflasyon, birbirini besleyen bir kısır döngüye dönüşmüş durumda. “Enflasyonu düşürmek için faiz artırılmalı” ya da “faiz düşerse enflasyon da düşer” gibi söylemler, bu sarmalın gerçek bedelini gölgeliyor. Bu bedeli ise en ağır şekilde yoksullar, dar gelirliler, işçiler, köylüler ve bordrolu çalışanlar, yani toplumun dezavantajlı kesimleri ödüyor.

Enflasyon, mutfaktaki ekmeğin küçülmesi, market arabasının yarı yarıya dolması, maaşların ve gelirlerin erimesi demek. Faiz ise KOBİ’lerin, küçük esnafın, çiftçinin ve sanayicinin üzerine çöken kara bir bulut. Bu iki güç birleştiğinde orta sınıf eriyor, yoksullar daha da yoksullaşıyor. Üretimin yerini rant, alın terinin yerini spekülatif kazançlar alıyor. Bu düzen, bir avuç insanın paradan para kazanmasını ödüllendirirken, toplumun çoğunluğunu yok sayıyor. Bu, sürdürülebilir bir durum değil.

Gelir adaletsizliği yalnızca rakamlardan ibaret bir istatistik değil, sokaktaki insanın yaşam kalitesinin ta kendisidir. Bugün bir kesim döviz, altın, borsa ve rantla servetine servet katarken, diğer kesim faturalarını ödemek için kredi kartlarına ve hatta tefecilere muhtaç hale geliyor. Çocuğuna pantolon alamadığı için hayatına son veren babaların, borç batağında çaresiz kalan ailelerin haberlerini gazetelerin üçüncü sayfalarında üzülerek okuyoruz. Zengin ile yoksul arasındaki uçurum derinleştikçe, sosyal huzursuzluk ve toplumsal kırılmalar kaçınılmaz hale geliyor.

Siyaset kurumu, bu sorunlara çözüm üretmekten her geçen gün daha da uzaklaşıyor. “Aynı gemideyiz” söylemleri toplumda karşılık bulmuyor. Gençler umutlarını yitirmiş, diplomaya güven sıfırlanmış, çareyi yurt dışına gitmekte arıyor.

Oysa ekonomi doğru yönetildiğinde faiz-enflasyon sarmalı kontrol altına alınabilir, gelir dağılımı dengelenebilir. Bunun yolu, üretimi artırmaktan, istihdamı güçlendirmekten ve kamu kaynaklarını israfa değil, yatırımlara yönlendirmekten geçer. Çünkü adalet, yalnızca mahkeme salonlarında değil, mutfakta başlar.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X