On ilde hissedilen ve binlerce binanın yıkıldığı deprem Cumhuriyet tarihimizin en ağır depremi olarak kayıtlara geçti.
Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Gaziantep depremin en yoğun hissedilen şehirleri oldu. Gece yarısı meydana gelen deprem yüzünden milyonlarca kişi depreme uykuda yakalandı.
Ağır kış koşulları yüzünden sokakta kalan vatandaşlarımız donma tehlikesi yaşadı. Yollar tipi yüzünden kapanırken havaalanları kullanılamaz hale geldi.
İlk depremden 9 saat sonra arama kurtarma çalışmaları devam ederken ikinci deprem yaşandı. İlk depremde yıkılmayan binalar ikinci kez meydana gelen şiddetli sarsıntıya direnemedi.
Yaklaşık iki yüz bin ev yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. Milyonlarca insan evsiz kaldı. Türkiye’nin dört bir yanında gönüllü seferberlik başlatıldı. Yardım kampanyaları birbirini kovaladı. Herkes hayırda yarışmak için kendini paraladı.
On binlerce tır yardım malzemesi bölgelere gönderildi. Vatandaşlarımız depremde zarar görenleri evlerinde ağırlamak için yarışa girişti. Devlet de üstüne düşeni yapmak için kolları sıvadı.
OHAL ilan edildi. 2. Ordu arama kurtarma ekiplerine desteğe gitmek için görevlendirildi. Ayrıca bölgede meydana gelebilecek yağma ve hırsızlık olaylarına karşı sert önlem alındı.
Elinde silahıyla sokaklarda devriye gezen Mehmetçiği gören vatandaşlar asayiş yönünden kendini güvende hissetti.
Bakanlar depremden bir saat sonra zarar gören illerde koordinasyonu sağlamak için vazifelendirildi.
Evi zarar gören vatandaşlar Antalya bölgesindeki otellerde ve KYK yurtlarında ağırlanması için hazırlıklar tamamlandı. Böylelikle üç milyon vatandaşın barınacağı yerler tesis edilmiş oldu.
TOKİ’nin depremdeki hiçbir evinin yıkılmaması sonucu bölgeye TOKİ aracılığı ile iki yüz bin ev bir yıl içerisinde inşa edilmesi için hazırlıklar yapıldı.
İki yıl önce Elazığ depremi ile yüreğimiz dağlanmıştı. Elazığ depreminin şiddeti 6.6 idi ve sadece tek bir ilde deprem meydana gelmişti. Bu sefer 10 ilde deprem meydana geldi ve 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki deprem oluştu. Bu depremin artçısı 6.6 şiddetinde ve Elazığ depreminin büyüklüğü ile aynıydı.
Normal zamanda yapılan planlamalara göre deprem meydana gelen bir ile desteğe gidecek çevre illerdeki ekiplerin ne yapması gerektiği belliydi. Ancak deprem öylesine büyüktü ki çevreden desteğe gidecek tüm vilayetlerde de ağır bir deprem yaşanmıştı. Hiçbir komşu ile birbirine yardıma gidemiyordu.
Hatay’da depremi koordine etmek üzere görevli Afad binası yıkılmıştı. Kamu binaları, devlet hastanesinin bir kısmı enkaz altında kalmıştı. Enkazdan kurtulan vatandaşları tedavi edecek doktorların bir bölümü enkaz altındaydı.
Bölge halkı küçük kıyameti yaşarken Tüm Türkiye destek olmak için maddi manevi yardımlar ulaştırmaya çalışıyordu.
Koordinasyon ve planlamayı sağlamak için birçok vali ve belediye başkanı bölgede görevlendirildi. Deprem anında ilçeyi yönetmek oranın kaymakamı tarafından değil dışarıdan görevlendirilen valiler tarafından idare edildi.
Depremin büyüklüğü ve sonucu kıyaslamak gerekirse;
Japonya’da 1995’te meydana gelen 7.2 şiddetindeki Kobe depremi 1,5 milyon nüfusu etkilemiş ve yüz bin binanın yıkılması ile sonuçlanmıştı. Bizde yaklaşık 13.5 milyonluk bir nüfus etkileyen 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki deprem meydana geldi.
2011 yılında Japonya’da meydana gelen 9.1 şiddetindeki deprem, karaya 72 km uzaklıktaki denizde meydana gelmiş ve yerin 29 km altında meydana gelmişti. Bizde ise yerin 7 km altında meydana gelen bir kara depremi oluştu. Ayrıca Japonya’da deprem gündüz saatlerinde olurken bizde gece yarısı herkes evindeyken meydana geldi. Japonya’daki depremde yaklaşık 20.000 kişi hayatını kaybetmişti.
Ünlü tarihçi Murat Bardakçı’nın sözleri depremin büyüklüğünü çok net anlatıyor. ‘Bu Adıyaman, Maraş, Hatay depremi değil bu Ortadoğu depremi, Mezopotamya depremi… Neredeyse bir kıta sallandı tarihte bilinen örneği olmayan bir deprem…’
Sayıları az da olsa yağmacılar ve hırsızlar fırsattan yararlanmaya çalışsa da vatandaşın sağduyusu sayesinde büyük bir yüce gönüllülük bölgede hakim. Gerek bölge halkı gerekse tüm Türkiye bu depremden alnının akıyla çıkmıştır. Binlerce aşçı bölgede yemek yapmak için, binlerce doktor muayene etmek için, binlerce gönüllü vatandaş AFAD ile yardıma koşmak için, milyonlarca insan maddi destek olmak için elinden gelen çabayı göstermiştir. Ülkece bu depremin altından kalkabileceğimizi ve göstermemiz gereken birlik beraberliği sağladığımızı düşünüyorum. Rabbim tekrarını yaşatmasın ve beterinden korusun…