PKK ülkedeki birlik ve beraberliği hedef alan, binlerce kardeşimizin şehit olmasına neden olan hain bir örgüttür. İnsanlıktan nasibini almamış bir zihniyet tarafından kontrol edilen bu örgüt yüzünden yaklaşık 300 milyar dolarlık bütçeyi terörle mücadeleye ayırmak zorunda kaldık. Eğer bu parayı ülkedeki yatırıma ve Ar-Ge çalışmalarına ayırmış olsaydık şu anda dünyanın en güçlü devletleri arasında yerimizi çoktan almış bir durumdaydık.

Açtıkları hendeklere güvenen, siyasi olarak güç kazandığına inanan PKK, bölgedeki asker ve polis görünümlü FETÖ militanlarına da güvenerek Türkiye’ye karşı kafa tutmaya çalışmıştı. Ancak milli savunmada yerlilik oranını artırdığımız için örgütün tüm hazırlıklarına rağmen teröristleri teker teker hendeklere gömmeyi başarabilmiştik. Şu anda PKK belki de tarihindeki en güçsüz dönemlerini yaşıyor. Ülke içerisinde hiçbir zaman operasyonel olarak bu kadar aciz kalmamıştı. Ancak yaşanan son gelişmeler PKK’nın yok olmaya doğru gittiğini gösterirken sınırımızın dibindeki YPG ve PYD’nin ciddi anlamda güçlendiğini gösteriyor.

ABD, haziran ayının başında Türkiye’ye yazılı beyanat gönderek PYD’ye silah verdiğini açıkça anlatmıştı. O listeye göre 6000 adet biksi yani örgütün saldırılarda kullandığı uzun namlulu silah, 3500 adet zırhlı araç ve helikopter vurmaya yarayan dorçka, 3000 adet zırh delici mermi, 235 adet havan topu, 1000 adet tank füzesi, 300 adet gece görüş gözlüğü ve 390 adet araç…

ABD, PYD’ye açıktan destek olmakla ve bunu da Türkiye’ye doğrudan söylemekle çok açık bir mesaj veriyor. Fırat Kalkanı operasyonunun devamını yaptığınız anda sizi durdurmak için elimizden geleni yaparız!  Fırat Kalkanı operasyonu ile Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan koridora büyük bir darbe vurulmuş, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı ciddi manada artmıştı. Şimdilerde yeni bir operasyona hazırlanırken Amerika’nın bin tır dolusu silah yardımı PYD’ye gönderiği haberi tekrardan servis edilmeye başlandı. Türkiye’nin 2014 yılında Suriye’de mücadele eden gruplara destek vermek için gönderdiği Mit tıR’larının önü FETÖ militanları tarafından kesilmiş ve ‘’DEAŞ’a yardım eden Türkiye’’ algısı oluşturmak için yapılan baskın kameralar aracılığıyla tüm dünya kamuoyuna duyurulmuştu. Aradan 3 yıl geçtikten sonra Amerika’nın PKK’nın kardeşi YPG ve PYD’ye yaklaşık 1000 tır dolusu silah yardımı yaptığını ve bunun da son derece normal olduğu haberleri dolaşmaya başladı. Türkiye’nin sınır komşusu olan bir devletteki haklı olduğuna inandığı gruplara birkaç tır yardım göndermesi kabul edilemez gibi lanse edilirken Amerika’nın terör örgütlerine yüzlerce tır yardım göndermesi ve Türkiye’ye de ne kadar silah verdiğini anlatan bir yazı göndermesi açıkça tehdit anlamı taşıyor. PYD Suriye’nin kuzeyini tamamen ele geçirerek ve Türkiye ile sınır komşusu yapılmak isteniyor. Bu zamana kadar 150 km sınırımızda PKK’nın etkisini hissederken bundan sonra 900 km boyunca YPG ve PYD’nin terörüne maruz bırakılmak isteniyoruz. Ülkemiz topraklarında filizlenmeye çalışan PKK’nın belli bir noktaya kadar güçlenmesine izin vermiştik. İstihbarat faaliyetlerini artırarak yapılacak eylemleri önceden engelleme noktasına gelebiliyorduk. Ancak şimdi sınırımızın tam dibinde yeni bir oluşuma izin veriliyor. Çok yakınımızda ancak müdahale etmenin zor olduğu topraklarda yeni bir terör örgütü kuruluyor. Amerika tarafından destekleniyor ve istediği zaman Türkiye’nin geniş bir bölümünü vuracak güce ulaşması arzu ediliyor.

Tüm bunlar yaşanmaya devam ederken Barzani’nin Irak’ın kuzeyinde yeni bir Kürt devleti kurmak için referanduma gideceğini açıklaması bölge ve ülkemiz için pimi çekilmiş bir bomba niteliği taşıyor. Eğer Barzani’nin ucu açık isteği durdurulamaz ve referandumdan evet kararı çıkarsa bölgedeki bütün siyasi yapı etkilenecek ve taşlar yeniden dizilecektir. Barzani’nin bulunduğu bölgede Türkmen kardeşlerimiz de yaşıyor. Onların durumu tamamen Türkiye için operasyon nedeni taşıyor. Tarihe baktığımız zaman bütün siyasi olaylar dalga dalga yayılarak komşu devletleri de etkilemiştir. Böyle bir devletin Türkiye’deki bölücü örgüte ne gibi yansıması olacaktır? Suriye’deki PYD ve YPG ileride bir gün yeni kurulacak devlete katılmak istediğini belirtirse yeni devletin Türkiye ile çok uzun bir sınır komşusu olacak ve büyük bir ateş çemberinin içine atılmış olacağız.

Uzun bir süredir Türkiye’yi Suriye’ye sokarak önü açık bir savaşa ve bu süreçte YPG, PYD ve DEAŞ’ı ciddi anlamda destekleyerek bizi ekonomik bir krize sokmayı planlıyorlar. Bu süreçte YPG binlerce kayıp verse bile manevi olarak etkilenmez ancak bizim 50 şehit vermemiz milletin derin üzüntüsüne ve muhtemel öfkesine neden olacaktır.

Önümüzdeki süreçte hiçbir türlü istemesek bile Suriye topraklarında TSK’nın cesur bir mücadelesine tanıklık etmiş olacağız. Büyük tehlike kapımızda… Terör üzerinden yürütülen savaş sınırımıza doğru yaklaştıkça yapacağımız en etkili adım birlik olmak ve devlet millet dayanışmasını en üst seviyede göstermek olacaktır.