Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Amele değiliz

Kiminin hayali çocuğunu okutup, öğretmen ve avukat yapmak, kimi bir gün işçiliğini yaptığı inşaatların sahibi olmayı hayal ediyor, kimi de emekli olup huzurlu bir yaşlılığı düşlüyor. Hepsinin hayali başka ancak sorunları ortak. İnşaat işçileri, amele olmadıklarını söylüyor ve bu işin bir zanaat olduğunu savunuyor.

 

Arslan Uyar, Bayram Kırımlı, Ergin Şanlı ve Kemal Avcı... 4 inşaat işçisiyle, samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. İşçiler, yorgunluktan şikâyetçi olsalar da hepsi yaptığı işi seviyor. Kendi elleriyle inşa ettikleri lüks konutlara gıptayla bakıyorlar. “Cefasını biz çekiyoruz, sefasını oturanlar sürüyor” deseler de isyan etmeden, hallerine şükrediyorlar.

 

Bu hafta Pazar Söyleşisi’nin 4 konuğu var. Arslan Uyar, Bayram Kırımlı, Ergin Şanlı ve Kemal Avcı isimli işçilerle, Mudanya’da deniz manzaralı bir inşaatta, sohbet kıvamında bir söyleşi gerçekleştirdik.İnşaat işçileri ne kadar para kazanıyor, sosyal hayatlarına vakit ayırabiliyorlar mı, siyaseti takip edebiliyorlar mı, hayalleri ve hedefleri nelerdir gibi sorulara yanıt aradık.

 

ÇİMENTO KOKUSUNA ALIŞTIK

 

İnşaat işçiliğinin zorluklarından başlayalım söyleşimize.

Arslan Uyar: İnşaatçılık çok tehlikeli ve çok zor bir iş. Dalgınlığa gelmez, sakin olacaksın. Kendin burdayken, kafan başka yerde olursa bastığın yer çöker. Vücut olarak yıpranıyorsun ve yoruluyorsun. Ama mutluyuz, başka işte çalışamayız. Artık çimento kokusuna çok alıştık, fabrikada boya kokusuna katlanamayız.

Bayram Kırımlı: Ağır yük taşıdığımız için, zor bir meslek. Kendimizi yıpratmadan, daha teknik çalışıyoruz. Ben 20 kilodan fazla yük taşımıyorum. İşi tekniğine göre yaparsan kendini yıpratmazsın. İş yaparken, istersen şarkı söyle, sohbet et. İnşaatçılıkta biriyle konuşmak, kaytardığın anlamına gelmiyor.

Ergin Şanlı Bu işin zorluğu benim için yok. Şantiye elemanıyım. Keyifli bir iş. Fabrikada vardiya var. Burda sabah 8, akşam 5 çalışıyoruz. Her işin zorlukları olduğu gibi inşaatçlığın da zorlukları var.

Kemal Avcı: Bizim mesleğin 2 zorluğu var. Birincisi bedenimizin yorulması. İkincisi de sürekli dışarıda çalıştığımız için yazın sıcağını, kışın soğuğunu yememiz.

 

Aldığınız ücretler sizi tatmin ediyor mu? Ne kadar ücret alıyor bir inşaat işçisi?

Arslan Uyar Ortalama 80 ile 100 lira arasında yevmiyesi vardır bir inşaat işçisinin. Ama aylık 3 bin lira alamıyoruz. Çünkü ayda 27 günü geçmez çalışmamız. Bir de hava muhalefeti olursa, daha az çalışırız. Bunun dışında, yemek, çay ve sigorta firmaya ait.

Bayram Kırımlı: Beni tatmin ediyor maaşım. Asgari ücretle karşılaştırdığınızda iyi. İnşaatta mesai de yapabiliyoruz. Yazın 2,5 saat mesaiye kalabiliyoruz.

Ergin Şanlı Fabrikadan iyi, başka işlerden de iyi.

Kemal Avcı: Maddi açıdan tatmin etmiyor. Çünkü giderler çok, çocuklar okuyor. Sadece giderleri karşılıyor aldığım para. Sosyal yaşantımız yok.

 

“BİR GÜN BU İNŞAATLARIN SAHİBİ BEN OLACAĞIM”

 

Hedeflerniz nelerdir?

Arslan Uyar: Bir devlet memuru nasıl emeklilik bekliyorsa, biz de aynısını bekliyoruz. Devlet memuru kravatını takıp masa başında iş yapıyorsa, biz de önlüğümüzü giyip, keserimizi, metremizi takıp işimizi yapıyoruz. Hepimizin amacı emekli olmak.

Bayram Kırımlı: Bugüne kadar 2 işte çalıştım. Ama bu işte yükselebileceğimi düşündüm. Hayalim, bir gün bu inşaatların sahibi olmaktır. Patronlarımız da bu işten geliyorlar. Neden olmasın?

Ergin Şanlı: Benim için hayal yok. Patron olmam da imkânsız. Normal standartlarda yaşayayım, çoluk çocuğumu okutayım, bu yeter bana.

Kemal Avcı: Ben sadece çocuklarımın geleceğini düşünüyorum. Onlar belki de kendi işinin sahibi olacaklar. Onların önünü açmak için mücadele ediyoruz. Okuyup, öğretmen, avukat olsunlar.

 

“KİM CENNETE GİRMEK İSTEMEZ?”

 

Çok güzel, çok lüks evler yapıyorsunuz? Yaptığınız evlerde oturmak isteğiniz oluyor mu?

Arslan Uyar: Kim cennete girmek istemez? Ama imkânlarımız belli. En lüks inşaatları yapıyoruz ama içinde oturamıyoruz. Onların bizden neyi fazla diye düşünüyorsun bazen? Benim oturduğum evde su yok. Yeraltında tulumba suyuyla idare ediyoruz. Neden doğalgazlı dairede oturmuyorum diye soruyorum kendime.

Bayram Kırımlı: Hayal etmiyorum. Kendi durumumu biliyorum çünkü. Ama inşaatları bitirdiğimizde, buralarda anılarım canlanıyor.

Ergin Şanlı: Diğer arkadaşlardan farklı olarak, ben evin en son halini görüyorum. Hatta insanların eve yerleşmelerine de tanık oluyorum, anahtarlarını ben teslim ediyorum çünkü. Yaptığımız muhteşem dairelerde kim oturmak istemez? Ama yapacak bir şey yok deyip, geçiyoruz. Herkes kaderine razı olsun diyoruz. Adamlar çalışmış ev almayı hak etmiş. Boş hayal kurmak da istemiyorum.

Kemal Avcı: Evet bu işin ağır işçiliğini biz yapıyoruz. Cefasını biz çekiyor, sefasını oturanlar sürüyor. Biz, çok daha mütevazı evlerde oturuyoruz ama halimizden memnunuz. Önemli olan aile huzurumuz ve sağlığımız. En büyük mutluluk budur bizim için.

 

Son yıllarda iş kazalarının sayısı arttı. İş kazaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Arslan Uyar: İş güvenliğine uyuyorsunuz ama risk her zaman var. Çünkü yaptığınız iş başlı başına risk. Lodos çıkar, ansızın yukarıdan kafana tuğla düşer. Onun için baretini takacaksın, iş ayakkabılarını giyeceksin, emniyet kemersiz çalışmayacaksın. Bir de yanındaki elemanı da düşüneceksin.

Bayram Kırımlı: Biz bu işi yllardır yapıyoruz. Bizden kaynaklanmayan kazalara bir şey yapamayız. Ama kendi tedbirlerimizi alıyoruz. Biraz da kendine çok güvenmekten kaynaklanıyor kazalar.

Ergin Şanlı: İş güvenliği uzmanları zaten 2 günde bir burada. Ama kendi tedbirlerimizi de alıyoruz.

Kemal Avcı: Sabah işe başlarken, baret kullanıp, koruyucu ayakkabı giyip iskelede çalışıyorsak emniyet kemerimizi takıp, iş başı yaparız. Bunun dışında da yapması gerekenleri yapıyoruz.Tüm önlemlerimizi alıyoruz.

 

“YORGUNLUKTAN SİNEMAYA GİDEMİYORUZ”

 

Tatil günlerinizde ne yapıyorsunuz? Mesele sinema izliyor, tiyatroya gidiyor musunuz?

Arslan Uyar: Ne sinemaya, ne de tiyaroya gittiğim var. Zaten yorgun oluyorum pazar günleri. Tatil günümde de dinleniyorum. Ev halkı isyan edince, pikniğe gideriz. Bizden çok daha az kazananlar daha çok geziyor. Adam, asgari ücret alıyor ama görmediği piknik alanı kalmamış.

Bayram Kırımlı: Tyatroya gitmeyi sevmiyorum. Sinemaya gittim bir kere, komedi filmi vardı uyumuşum. Baydı beni, nefes alamadım. Pikniğe gidiyoruz. Akşamları çocuğumla parka gidiyorum. İstediğimiz şeyi yapıyoruz.

 

Asgari ücret alan istediği yere gidebiliyorsa, ben neden gidemeyeyim?

Ergin Şanlı: Tatil günlerimi genelde evde geçiririm. Bazen pikniğe gideriz.

Kemal Avcı: Akşamları eve gidiyoruz. Yorgun olduğumuz zaman isyan edebiliyor evdekiler. Eşim, gün boyu evde, çocuklarla ilgileniyor, yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor. Bu işlerle uğraştığı için gün boyu sıkılabiliyor. Ben de eve yorgun gelip dinlenmek isteyince, geriliyoruz. Ama bazen alışveriş merkezlerine gidiyoruz, dışarıda yemek yiyoruz.

Arslan Uyar: Ülke meselelerine kafa yoruyoruz. Sokaktaki vatandaş ne düşünüyorsa biz de ülkenin durumunu düşünüyoruz.

Bayram Kırımlı: Ülkenin gidişatı hoşuma gidiyor. Önümüzü görebiliyoruz. Bir rant var ve gelecek için çok umutluyuz. İnşaatın geleceği var. Eski binalar yıkılıp, yerine yenileri yapılıyor. Bu, en az 50 yıl böyle gidecek. Siyaset bakımından ülke iyi şu an. İstikrar var ve memnunuz. Biri gidebilir, başkası gelebilir ama burda önemli olan rantın işlemesidir.Türkiye, geçmiş yıllara göre çok daha iyi durumda. Daha da iyi olacak.

Kemal Avcı: Siyasetle ilgili yorum yapmak istemiyorum. Akşamları televizyondan siyaseti takip ediyorum.

 

“ALINTERİMİZLE ÇALIŞIYORUZ”

 

Size amele denmesi rahatsız ediyor mu?

Arslan Uyar Etmiyor. Amele de diyebilirler, usta da, kalfa da, işçi de. Sonuçta inşaatta çalışıyoruz.

Bayram Kırımlı: Beni rahatsız ediyor. Bana amele denmesine izin vermiyorum. Sonuçta bu da bir zanaat. Duvar kalıpçılığını öğrenmek için 3-4 yıl geçmesi gerekir.

Ergin Şanlı Yaptığım işten gocunmam. Bu bir zanaattır, herkes yapamaz. Amele denmesini çok da umursamıyorum.

Kemal Avcı: Sonuçta bu bir meslek. Bunu söyleyenleri maganda olarak görüyorum. Bu işten para kazanıyoruz, ailemizi geçindiriyoruz. Öyle bir ifadenin benim için kullanılmasına izin vermem.

 

“BİZİM ÇOCUKLARIMIZ İNŞAATÇI OLMASIN”

 

İnşaat sektörünün geleceğiyle ilgili neler öngörüyorsunuz?

Arslan Uyar: İşadamları kriz olmadığı sürece paralarını inşaata yatırıyor. Ama bir kriz olsun inşaat sektörü pat diye duruyor.

Bayram Kırımlı: 10 yıldır inşaatçıyım. Eskiden inşaatçılık pis bir işti. İlk zamanlar yemeği kendimiz yapıyorduk, şimdi yemek sanayiden geliyor. Koşullarımız çok daha iyi. Avrupa standartlarına yaklaşıyoruz.

Ergin Şanlı: İnşaatta çalışmak güzel, her şeyimiz var, Allah bozmasın. Allah, patronlara daha çok versin inşallah.

Kemal Avcı: Biz bu mesleği seçtik. Ama çocuklarımın bu mesleği yapmasını istemiyorum. Onları okutup bu sektörde çalışmaması için elimden geleni yapacağım.

FOTOĞRAFLAR: Aykut GÜNGÖR

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X