Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Kılıçdaroğlu iktidar dedi ama…

Pandemi sürecine rağmen CHP 37. Olağan Kurultayı  toplandı.

Cesur ancak doğru bir karardı kurultayı yapmak.

Nitekim tedbirleri almak şartıyla ana muhalefet partisi kurultayının yapılması  normalleşme adına atılmış önemli ve değerli bir adımdı.

Kurultay, iktidar temasıyla toplandı.

Kılıçdaroğlu da konuşmasının birçok bölümünde  iktidar vurgusu yaptı.

Dahası yeni bir iktidarın neden gerekli olduğuna dair gerekçelerini açıkladı.

Demokrasi, ekonomi, dış politika, toplumsal barış ve eğitim başlığı altında Türkiye’nin en büyük 5 sorununu sıralayan Kılıçdaroğlu’nun tespitleri makul değerlendirilebilir.

Ancak konuşma, ‘CHP iktidarında memlekette neler değişecek?’ sorusuna yanıt olmaktan uzaktı.

Nitekim konuşmanın çözüme yönelik bölümden sadece dördünü kayda değer buldum:

Kamu ihale kanunu değiştirilecek, tüm kamu ihalelerinin şeffaf ve kamuya açık bir anlayışla yapılması sağlanacak. Kamu-özel işbirliğiyle hayata geçen tüm projeler devletleştirilecek.

-YÖK kaldırılacak.

-Kayyum uygulamasına son verilecek.

-Parlamenter sisteme geçilecek.

Biri ekonomiyi, diğerleri de demokrasiyi ilgilendiren ve aslında birbiriyle bağlantılı konular.

Nitekim yer altı kaynakları zengin değilse demokrasisi sorunlu olan hiçbir ülkenin, ekonomisinin de gelişmesi mümkün değil.

Ne var ki iktidar hedefi gibi son derece iddialı bir temayla gerçekleştirdiğiniz kurultayda, mevcut düzende  ötekileştirilmiş, siyasal iktidarın ekonomi politikaları nedeniyle yoksullaşmış kitleleri heyecanlandıracak, umutlandıracak, içi dolu ve ayağı yere basan bir programı toplumun önüne koymalısınız.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra kürsüye İlhan Cihaner çıktı.

Kılıçdaroğlu’nu tekzip eden Cihaner’in konuşmasını daha değerli buldum.

İkinci yazıda…

 

Cihaner, ‘kral çıplak’ dedi

Cihaner’in konuşmasının can alıcı bölümleri:

-Şuradaki ciddiyetsizlik bile her şeyi gösteriyor. Genel Başkan gitmeseydi parti yöneticileri gitmeseydi bu salondan hiç kimse gitmezdi. Buradan selfie çekerek gittiler. Sözde tüzüğümüze göre demokrasimizin geleceği tartışılacaktı. Buradan bir karar çıkacaktı biz de geleceğimizi kuracaktık. Neredeler? Bu ciddiyetsizlikle nasıl iktidara gideceğiz? Bu bir tiyatro!

– CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak bir siyasal İslamcıyı, Ekmelettin İhsanoğlu’nu aday göstermek mi marjinallik yoksa bu adaylığa karşı çıkmak mı marjinallik? Biz karşı çıktık! İmza vermeyen 20 milletvekilden biriyim.

-Dokunulmazlık meselesi. Rejim değişiminde en önemli kavşaktı. Bizim vekillerimizi de vuracağı ortadaydı. Sizler karşıydınız, millet karşıydı, Parti Meclisi karşıydı, robot 14 milletvekili dokunulmazlığa evet diyerek rejim değişikliğinin sorumlusu oldular.

-İl kongrelerinde tek aday dayatılmadı mı? Nasıl demokrasi oldu bu? Hiç mi utanmadılar? İstanbul Kongresi, İzmir Kongresi sizi utandırmadı mı? Böyle oluşan delege ile demokrasiyi mi kuracağız?

-Savaş tezkerelerine evet dedik. Hiçbir savaş tezkeresine evet demedim ben. Sahte bir yerlilik ve millilik anlayışıyla Ortadoğu halklarının gözyaşlarına boğulmasına şimdi bu salonu terk edenler evet dediler.

-Ekonomide yeni bir model getireceğiz diyoruz. Şu andaki ekonomiyi batıran Ali Babacan ile mi yapacağız bunu arkadaşlar? Türkiye’deki kamu varlıklarını yok eden, haraç mezat satan bir adam bizim ekonomimizi mi kurtaracak?

-Türkiye’nin dış politikasını bu hale getiren Ahmet Davutoğlu ile mi dış politikamızı değiştireceğiz. Bunlarla mı Türkiye’yi yeni bir  yüzyıla taşıyacağız?

-Dün Ayasofya’da laikliğin cenaze namazı kılındı. Dün Ayasofya’da yaşanan Cumhuriyet hukukunun ve laikliğin cenaze namazıydı. Hepimiz arazi olduk. Cumhuriyet hukukunu bile savunamadık. Atatürk’e dün en üst düzeyde lanet okundu.

-18 yıldır biz neredeydik? Muhalefetteydik. Biz neye engel olabildik? Kaz dağlarının yağmalanmasına mı engel olduk? Tank palet fabrikası ile yatıp kalktık, onun peşkeş çekilmesine mi engel olduk?

-Genel Başkan 80 imza ile önerilecek? Sizin imzanız ne olacak? Türkiye’de ilk kez bir kurultayda temsilsiz bir şehir oldu. Mardin. Arkadaşlar tek bir şeye ihtiyacımız var o da cesaret, cesaret, cesaret.

 

Sarıbal, Karabıyık ve Kayışoğlu PM’ye

CHP kurultayına dair Parti Meclisi ile ilgili son gün kulislerini de paylaşayım.

Kılıçdaroğlu, cuma günü önce il başkanlarıyla ardından Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile bir araya geldi.

Bu iki toplantıda PM listesi şekilldendi diyebilirim.

Buna göre Kılıçdaroğlu, mevcut MYK’da yer alan isimlerin tamamının PM’ye alınmasına karar verdi.

Böylece kuvvetle muhtemel Bursalı Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Lale Karabıyık ile Orhan Sarıbal PM’ye girecek.

Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun ise İl Başkanı İsmet Karaca kontenjanından anahtar listeye girmesi öngörülüyor.

Yani Karabıyık ve Sarıbal’ın Kılıçdaroğlu’nun, Kayışoğlu’nun ise Karaca’nın kontenjanından 70 veya 80 kişilik anahtar listeye girmesi bekleniyor.

 

Özkan’dan yanıt var

Bazı CHP’lilerin, İl Sekreteri Av. Turgut Özkan ile ilgili eleştirilerine yer vermiştim.

Dün arayan Özkan, Parti Meclisi adaylarıyla, kurultay delegelerini buluşturdukları toplantının organizasyonu nedeniyle yapılan eleştirilere katılmadığını söyledi:

“Toplantı kararını ben almadım. Ben sadece aday olmayı düşünenlere çağrı yaptım. Çağrıyı son gün yaptığıma dönük eleştiriler var. Ancak toplantı kararı bir hafta önce alınmış da ben  adayları son gün çağırmış değilim ki. Toplantı kararı alındıktan sonra aday olmayı düşünenleri, bizzat arayarak davet ettim. Olay budur.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X