Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Sosyal medya düzenlemesi ne içeriyor?

Yıl 2014…

Twitter’a Türkiye’den erişim engellenmişti mahkeme kararıyla.

İktidar partisi, İstanbul’a çağırdığı Twitter yetkililerine, “Ya Türkiye’de büro açarsanız, ya da erişim engelini kaldırmayız” mesajını vererek rest çekmişti.

İktidarin iki gerekçesi vardı:

Twitter’da açılan hesaplar üzerinden iftira, küfür, hakaret ve suç sayılacak paylaşım yapılıyor. Bu paylaşımı yapanların kimlik bilgilerini istiyoruz ancak muhatap bulamıyoruz.

Ayrıca Türkiye’deki kullanıcılar üzerinden milyonlarca dolar para kazanıp tek kuruş vergi vermiyorsunuz.

Twitter yetkilileri, Türkiye’de faaliyetlerini sürdürmek için ofis açmayı kabul etmişti.

Ancak o günlerde vatandaşın biri erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunarak  Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.

Anayasa Mahkemesi kısa sürede vatandaşın talebini haklı bularak erişim engelini kaldırmıştı.

Twitter yetkilileri bu gelişme üzerine Türkiye’de ofis açma kararından vazgeçmişti.

Aradan 6 yıl geçti ve köprünün altından çok sular aktı.

Ve bugün yeniden sosyal medya düzenlemesi gündeme geldi.

Nitekim hakaret, küfür, iftira, bel altı vuruşlar gırla gidiyor sosyal medyada.

Sosyal medya teröristlerinin açtığı ateşin adresi bazen iktidar oluyor,  bazen muhalefet.

Kimi zaman bir kadını hedef alıyorlar, kimi zaman bir iş insanını veya sanatçıyı…

Hal böyle olunca, bu kez sağcısından, solcusuna, ülkücüsünden, İslamcısına kadar farklı kesimler artık suç sayılabilecek, insanları küçük düşürecek, itibarsızlaştıracak, rencide edecek sosyal medya  paylaşımlarının cezasız kalmaması için yasal düzenleme getirilmesini istiyor.

Peki mutfak çalışması süren sosyal medya düzenlemesi ne içeriyor?

İki ana konu öne çıkıyor.

Birincisi 2014’te başlatılan girişim gibi Twitter ve Facebook gibi platformların Türkiye’de ofis açması.

İkincisi de kişilerin hangi adla olursa olsun açtıkları sosyal medya hesaplarına TC kimlik numarasıyla girme zorunluluğu.

Birinci madde, muhatap bulma sorununu giderecek.

İkinci madde ise suç teşkil edecek paylaşımları yapanları deşifre edecek ve sahte hesapların önüne geçecek.

Yazıyı bir örnekle noktalayayım.

Twitter’da ABD’deki hesaplardan  Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında küfür ve hakeret içeren paylaşımlar yapılıyor.

Türkiye’den ABD’ye bu paylaşımları yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunuluyor ve cezalandırılmaları isteniyor.

ABD’den gelen yanıt:

Atatürk’e küfür ve hakaret bizim yasalarımızda katalog suçları kapsamına girmiyor. Bir şey yapamayız.

Twitter’ın Türkiye ofisi olsaydı böyle cevap verilir miydi?

 

Salman’ın sosyal medya isyanı

 

AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman, sosyal medyada yasal düzenleme isteyen siyasetçilerin başında geliyor.

Geçen hafta sosyal medya ile ilgili yaptığı açıklamayı bu köşeden okumuştunuz.

Önceki gün olay.com.tr’de konuğum olan Salman, sosyal medya düzenlemesiyle ilgili bir kez daha konuştu.

Bakın neler söyledi Salman:

“Digital dünya, birçok kolaylığı sağladığı  gibi bazı sorunları da beraberinde getirdi. Bilgiye ulaşmak ve sosyalleşmek kolaylaştı ama dezenformasyon, hakeret ve iftiralar da sosyal medya platformlarından kolayca yapılabiliyor. Sadece bizde değil dünyada da sosyal medyanın düzenlemesi gerektiğine dair bir kanaat oluştu.  Bazen kimliği belirsiz hesaplar üzerinden, bazen de gazeteci ünvanıyla ancak gazeteci olmayanların iftiraları, dedikoduları ve tacizlerine tanık oluyoruz. Bursa’da da bu tarz kişiler var. Kime yapılırsa yapılsın tasvip edilmemesi gerekir. Sorun yasal düzenlemelerle de  çözülebilir ama  mahalle baskılarıyla ve kişilerin tavrılarıyla da bu tür paylaşımlara tepki verilmeli.   Sizler yıllarca basın sektöründe çalışıyor, gazeteciliğin kurallarına göre hareket ediyorsunuz ama bazıları sosyal medya üzerinden, eleştiri adı altında hiçbir kural, hiçbir ahlaki değer tanımadan insanların ailelerine dil uzatıp, hakaret ediyor ve iftira atabiliyorlar.  Gerçek hayatta nasıl bunlar suç sayılıyorsa, sosyal medyada da suç olmalı.  Sizler de yıllarca eleştiri yapıyorsunuz ancak kimse sizi neden eleştiriyorusunuz diye sorgulamıyor. Ama hakaret ve iftira kabul edilemez.

 

CHP’de PM kulisleri

 

Bu köşede Mustafa Bozbey’in PM’ye girebileceğini, hatta Seyit Torun’un yerine yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığına düşünüldüğünü yazmıştım.

Nitekim Seyit Torun muhalifi bazı belediye başkanlarının, alternatif isim olarak Bozbey’in ismini genel merkeze önerdiği konuşuluyor.

Bu gelişme üzerine Bozbey’e muhalif bazı partililerin, Bozbey’in PM’ye girmemesi için yoğun bir şekilde çalıştığını duyuyorum.

Bu arada İl Başkanı İsmet Karaca’nın da Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun PM üyeliği için çalıştığı gelen bilgiler arasına.

Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun  PM’ye girecekse Kılıçdaroğlu’un tercihiyle, genel başkanın listesinden girecek.

Şimdilik tablo bu.

 

Bahadır’ın vedası

 

İYİ Parti İl Başkanı Dr. Yahya Bahadır kararını verdi, il  kongresinde aday olmayacak, yani il başkanlığına veda ediyor.

Bahadır, Genel İdare Kurulu’na girerek yerelden   Ankara siyasetine geçiş yapacak.

Dışarıdan bir göz olarak Bahadır dönemiyle ilgili olumsuz bir fotoğraf yok zihnimde.

Kısa zamanda üye sayısını 5 kat arttırmış, kamuoyunda partisini başarıyla temsil etmiş, basınla ilişkisi gayet sağlıklı olan iyi bir il başkanı olarak hatırlanacak Bahadır.

Bahadır aday olmayacağına göre, aynı ekipten Yüksel Yılmaz’ın adaylığı söz konusu.

Yani Zafer Milli’yi de sayarsak il kongresinin 3 adaylı yarışa sahne olması bekleniyor.

Zafer Milli, Selçuk Türkoğlu ve Yüksel Yılmaz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X