“Söz Hakkı” doğduğunu düşündüğümüz temsilcilere kamuoyunda merak edilenleri sorduk, belki birçoğunuzun Bursalı olduğunu bilmediği TFF Temsilciler Kurulu Raportörü Altan Kutucu da cevapladı…

 

Türk futbolunda şiddet ve kötü tezahüratı önlemek adına son yıllarda kanunlar, yeni uygulamalar hayata geçti ama “Yapan değil, kulüp ceza almaya” devam ettiği için güvensiz bir ortam oluştu, hele hele Passolig’le beraber tribünlerden kaçış başladı…

Son iki sezona baktığımızda önleyici uygulamalara rağmen en çok canı yanan kulüp de Bursaspor oldu… Aldığı para cezası 3 milyon liraya dayandı, hatta seyircisiz oynama ve tribün kapatmaları da eklersek rakam 5 milyon lirayı geçmiştir…

İnsanlar doğal olarak artık yüksek sesle sormaya başladı, “Hani olay çıkaran, kötü tezahürat yapan ceza alacaktı? Bizim veya kulübün ne günahı var?”

Hedeftekiler ise Federasyon Temsilcileri…

Yazdıklarıyla, bir kulübün ya da bir yöneticinin ocağına incir ağacı dikebiliyorlar… Şenol Güneş, daha düne kadar hemen hemen konuşmasında onlardan bahsetmeden edemiyordu… “Söz Hakkı” doğduğunu düşündüğümüz temsilcilere kamuoyunda merak edilenleri sorduk, belki birçoğunuzun Bursalı olduğunu bilmediği TFF Temsilciler Kurulu Raportörü Altan Kutucu da cevapladı…

 

Sürekli eleştiri altındasınız, “Ceza memuru” algısı oluştu artık, sizin daha doğrusu temsilcinin görevi nedir?

Maalesef öyle oldu. Bizim işimiz aslında organizasyonu yönetmek. Maçın, en güvenli şekilde başlayıp, tamamlanmasını sağlamak. El kitabımızdaki tek kırmızı çizgimiz; ŞİDDET VE KÖTÜ TEZAHÜRAT. Buna kesinlikle tölerans göstermiyoruz… Ama, sizin veya bizi eleştirenlerin görmediği, rapor tutulması gereken bir çok şeyi tölere ediyoruz… Bize “Öcü” gibi bakmayın… Aksine, kulüpleri kollayıp koruyoruz, amacı sadece maç izlemek olanları da şiddetten uzak tutuyoruz… Hata yapmıyor muyuz, olabilir ama kesinlikle bir kasıt yok. Ayrıca, 9 senedir bu görevdeyim olmayan bir şeyi yazan temsilci görmedim. Temsilci riske girmez, yorum yapmaz, yapamaz. Ceza kesmiyoruz ama başlangıcında yer aldığımız için eleştiriliyoruz. Yapacak bir şey yok hamama giren terler.

 

Evet, öyle bir algı var. İstanbul takımları kollanıyor şeklinde.

Kesinlikle katılmıyorum. 310 temsilcimiz var. Hepsi sporun içinden geldiği için muhakkak gönül verdikleri bir kulüp vardır. Biz hepsini biliyoruz… Özellikle atamalarda, tuttukları takımların maçlarına göndermiyoruz. Bu şu demek değil, ayrımcılık yapıyorlar… Duymadıkları, görmedikleri hiçbir şeyi yazamazlar. Hepsini kontrol ediyoruz. Kameralardan izliyoruz. Temsilcilerimiz, sporun ruhundan anlayan insanlar… İstanbul takımları ayrı tutulsaydı Bursaspor şampiyon olamazdı.

 

Temsilcilere özellikle soruyor musunuz “Hangi takımı tutuyorsunuz” diye?

Evet, mülakatta soruyoruz. Hatta, bazı kulüplerin kongre üyeleri de geliyor. Eğer temsilci oluyorlarsa üyeliklerini dondurmalarını istiyoruz. Üyeliğini dondurmayan kimse temsilci olamaz. Üniversite şartımız var. Yazılı ve sözlü sınavlarımız var.

 

Şenol Güneş’ten çok ağır eleştiriler aldınız, özellikle Balıkesir maçından gelen ceza sonrası… Hiç görüştünüz mü?

Maçlarda görüşüyoruz ama sadece selamlaşıyoruz… Ben kendisinin yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Açıklamalarında bilgi eksikliği var…

 

Bursalısınız ve önemli bir görev yapıyorsunuz anladığım kadarıyla Bursaspor’dan kurallarla ilgili sizden bilgi alan yok.

Kulüplere bugüne kadar eğitim vermedik, istenirse neden olmasın. Biz hazırız. Ama Bursaspor’dan maalesef beni ne arayan var ne de soran. Demek ki, kuralları biliyorlar. Özellikle merak ediyorum, devre arasında taraftarlarını yeni kurallarla ilgili bilgilendiren kulüp oldu mu?

 

Mesela, “Futbolun katilleri Türk hakemleri” moda oldu. İçinde küfür yok ama yine ceza geliyor.

Bu söz bir hakaret… Ben size veya Şenol Hoca’ya “Futbolun katili” desem hoşunuza gider mi? Mesela eşek de bir hakaret. Yine Bursaspor’dan bir örnek, Kayseri maçında “eşekler” diye bağrılmıştı, ceza geldi. Bu da hakaret. Bu tür pankartlar da yasak.

 

Temsilci kulüpleri korur diyorsunuz, örnek var mı?

Çok var da, bir tanesini söyleyeyim. Karadeniz’de kulüp ismi vermeyeyim, taraftarlar hakaret içeren bir pankartı tribüne asmak istiyor. Bir şekilde içeriye sokmuşlar. Bizim temsilci arkadaş, kaşla-göz arası o pankartı alıp, temsilci odasına kilitledi. O pankart açılsa kulüp ceza alacaktı. Temsilcimiz bunu önledi. Hakemleri de koruyoruz; Balıkesir maçında Tolga Özkalfa alkol muayenesine gönderilmek istendi. Temsilcimiz avukat olduğu için göndermedi. Temsilci, gözlemci ve hakemler, evinden çıktığı ve evine döndüğü ana kadar kamu görevlisidir… O an temsilci arkadaşımız olmasaydı hakem polis nezaretinde alkol testine gidecekti.

 

Temsilci hangi orana göre rapor tutuyor mesela. Bir kişi de küfür etse yazılıyor mu?

Ceza için bir yüzde yok ama toplu olması gerekiyor. Bireysel küfürler 6222’ye giriyor ama o da uygulanmıyor. Aslında uygulamak lazım. 5 bin kişiye nasıl uygulanır bilmem ama 1-2 kişiye uygulansa caydırıcı olabilir.

 

Herhangi bir baskı geliyor mu? Yani sizin de hatırlı ağabeyleriniz var mı?

Temsilcilerde bir lobi yok. Bugüne kadar bir baskı geldiğini görmedim duymadım. Herkese eşitiz. Kayırmacılık yapmayız, kimseden çekinmeyiz. Zaman zaman kulüplerden “Şu temsilciyi istemiyoruz” diyenler oldu, oluyor da ama anlatınca bize hak veriyorlar. Mesela, bir takım 2 bin lira ceza almış. Yöneticisi bağırıyor, “İstanbul takımlarını kolluyorsunuz. Maçta hiçbir şey yaşanmadı yine ceza aldık. Bu temsilciyi göndermeyin bir daha” diye. Araştırıyoruz, cezayı 6 sarı kart ihlalinden almış. Kuralları bilmiyorlar. Temsilciler, raporlarını yazarken 10 kere düşünürler çünkü öyle söylüyoruz.

 

Bir maçtan ne kadar kazanıyor temsilci?

Süper Lig’de yol hariç 1300 lira. Alt liglerde 600-700 lira arası.

 

Bursa’da kaç temsilci var?

Sayıyı 17’ye çıkardık Bursa’da. İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra 4. sırada. Bursa’da her şey var da bir hakem yok.