Beklenenden daha kolay geçti aslında…
Adanaspor, oyunu çirkinleştirmedi cesur oynadı, Bursaspor da yakaladıklarını attı…
Tabii şunu da belirtmekte fayda var; iki takım arasındaki kalite ve tecrübe farkı da fazlasıyla hissedildi…
Adana hiç fırsat bulmadı mı? Buldu zaman zaman da Bursaspor savunmasına zor anlar yaşattı. Özellikle Bilal Yener Arıca’yla her iki yarıda kanatlardan iyi geldi ama dedim ya “tecrübe farkı” diye onun kurbanı oldu.
Adanaspor’da dikkat çeken tek isim de, Hollanda Ajax’ta yetişen bu oyuncuydu…
Böyle maçlarda, Bursaspor için hem bizim hem de hocanın aradığı, galibiyetin ardından, “Lig kadrosunu zorlayacak bir yetenek var mı?”
Furkan Soyalp, her iki golde de “Yetenekliyim” diyor ama şanssızlığı Batalla, Badu, Jorquera… Paul Le Guen’in kulübedeki silahı olmaya devam edecek gibi duruyor… Muhammed maşallah, kalede güven verdi…
Başka da gözümüze çarpan yoktu… Rüştü ve Kubilay iyi niyetle çalıştılar fakat vasatı aşamadılar…
Yalnız; Delarge ve Sinan’ın kötünün de kötüsü perfomansları beni korkuttu. Hele hele Delarge… Karabük maçında sinyalini vermişti ama bu kadarını beklemiyordum… Sanki, başka bir dünyada gibiydi… Paul Le Guen’i hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Delarge ve Sinan’a bağırmaktan sesi kısıldı resmen… Sinan’ı 78’de kenara aldı ama Delarge son ana kadar dayandı… Bana başka sorunları varmış gibi geliyor…
Joshua John, Merter… Oynadılar ama artık bu kadroya yakışmıyorlar…
Kendi kusurunuzu örtmeyin!
Bu arada, Lucescu ile yaptığımız röportaj ve Bursaspor’un ilgisizliğiyle ilgili kullandığımız cümleler bazı arkadaşları rahatsız etmiş… Etsin diye yazdım zaten…
Ancak, o rahatsızlığın “Ayağımıza kadar gelen Lucescu’yu nasıl kaçırdık” olması gerekirken, bizim kendisiyle biraraya gelip, konuşmamızı dert edinmişler… Çünkü, onlara göre biz Lucescu’yla görüşemeyiz…
Olaylara bakış açıları bu…
Sizi bilmem ama, Bursa’ya gelen bir A Milli Takım teknik direktörünü ve yardımcısının peşine takılmak, bulup konuşturmak, benim zaten görevim… Lucescu’yu konuşturmasaydım asıl o zaman benim kusurum olurdu aynı sizin adamla ilgilenmediğiniz gibi… Ayrıca, şunu da not edin; biz dostluklarımızı çıkar ilişkileri üzerine kurmuyoruz… “O mu konuştu, şu mu söyledi” şeklinde olaylara yaklaşıp, kendi kusurunuzu örtmeye çalışmayın lütfen…
Radikal karar bu mu?
Pilot takım Yeşil Bursa’da yaşanan ilginçliklerden de biraz bahsedelim. Malumunuz, teknik adam değişikliğine rağmen haftalardır kazanamıyor… Tabii, işler iyi gitmeyince hep radikal kararlar konuşulur, öyle de oldu zaten ancaakkkk; radikal karar olarak sadece, danışman, takım menajeri, sportif direktör, artık adını siz koyun Devrim Çetin kardeşimizin göreve başlaması çıktı… Peki öncesinde neler yaşandı, duyduğum kadarıyla komik şeyler… Mesela, bir rivayete göre; başkan takım kaptanını çağırır ve “Ne yapmalıyız” diye sorar… Takım kaptanı, “Ben şimdi size hocayı gönderin desem, karar verebilecek misiniz? Bütün kararları Bursaspor başkanı alıyor” der…
Sonra bir başka rivayete göre de, takımın teknik direktörü başkana gider, “Ben şu iki oyuncuyu kadro dışı bırakmak istiyorum” diye bir çözüm sunar. Başkanın cevabı, “Olmaz” olur… Ardından, Bursaspor Başkanı Ali Ay, Özlüce’de pilot takım zirvesi yapar… Antrenörler, bazı yöneticiler, danışmanlar katılır… Çoğunluğun görüşü, pilot takımda bir teknik adam değişikliğinden yanadır ama Başkan buna izin vermez, “Transfer yapalım, takımı ligde tutalım” şeklinde düşüncesini paylaşır… Bunun üzerine, Bursaspor A takım kadrosunda yer alan ama U21’de oynayan Ozan Can Kökçü’nün, Yeşil Bursa’ya geçmesi için girişim yapılır… Fakat, ne oyuncu ne de babası kabul etmez, hatta “İstemiyorsanız, ben çocuğumu Hollanda’da bir takıma götürürüm” diye tepki gösterir. Son rivayet de, Merinos’ta yetişen ve bir çok kulüp gezen, son olarak Bugsaş’da oynayan 32 yaşındaki Arif Şahin’le ilgilendikleri yönünde… 400 bin lira istediği konuşuluyor ama ben pek inanmadım… Neyse, hoşgeldin Devrim, Allah kolaylık versin…