Böyle, ne oynadığı belli olmayan takımlara ve son kullanma tarihi geçmiş hakemlere karşı kazanınca daha keyifli oluyor…
Hani derler ya, hem rakibi hem de hakemi de yeneceksin diye aynen öyle oldu…
Maç başladı, 45 dakika geçti, futbol adına ne gördün derseniz koca bir “sıfır” derim…
Rakibin daha en baştan vakit geçirmeleri, kontrolsüz sertlikleri ve yoğun sisten etkilenip Elyasa’nın tekmesini göremeyen hakem korosu!
Gördüklerim bunlardı…
İkinci yarıda Bursaspor’un arzusuyla futbol ve nefis goller izledik…
Zaten, kaliteli ayaklarınız sorumluluk alınca kazanmamanız için hiçbir sorun kalmıyor…
Volkan, Josue, Belluschi, Fernandao kendini biraz hissettirdi skor da kendiliğinden geldi…
Ancak, Belluschi’nin golü bir kaç cümleyi hak eden cinstendi…. Önce Volkan kullanmak istedi, ardından Josue… Hatta Josue biraz bozuldu ama Belluschi o kadar kendine inanmıştı ki, Avrupa’da bile kolay kolay görülmeyen bir şut çıkardı, filelerdeki örümcekleri aldı…
Herkese şapka çıkarttı…
Bursaspor’da gününde olmayan tek isim Ozan Tufan’dı… Umarım yorgunluktandır çünkü aklıma başka şeyler getirmek istemiyorum.
Bu arada, şunu da belirtmek istriyorum;
Süper Lig’de kulüpleri iki kategoriye ayırıp, ayrı kulvarlarda değerlendirmek gerek…
Oynamak isteyenlerle, düzenini oynatmama üzerine kuranları…
Verin, Abdullah Avcı’nın Başakşehir’i ile onun eski talebesi Okan Buruk’un Antep’ini kendi kendilerine futbol nasıl çirkin hale getirilir hem oynasınlar hem tartışsınlar…