Başakşehir’e “takım” diyeceksek, Bursaspor’un tarifini nasıl yapacağız bilemedim?

Sadece izlerken utandım…

Kusura bakmasın arkadaşlar ama; amatör kümeden bir takım çıkarsak sizden daha kişikli bir oyun ortaya koyarlardı…

En azından, kötü koşmazlardı… Siz bırakın kötü koşmayı, koşmadınız bile…

Hadi ben ve tribündeki binlerce Bursasporlu “utandı”, peki sizin yüzünüz kızardı mı?

Şu gerçeği de görmezden gelemeyiz;

Paul Le Guen, dersine iyi çalışmadığı gibi takımını da hiç çalıştırmamış…

Burası çok önemli, dikkat edin…

Çalıştırmamış diyorum çünkü; anlaşılan Antalya kampında Bursaspor hiç bir şey yapmamış…

Yatmış sanki…

Yoksa, ilk maçta, hele hele daha ilk dakikalardan itibaren, kendi sahasında bu kadar mahkum, ne yaptığını/yapacağını bilmeyen, bu kadar kişiliksiz bir futbol çıkmazdı…

Abartmıyorum; Başakşehir’e dün 10 gol lazım olsaydı yine yürüye yürüye atardı…

Ben futbolcu olsam, Bursaspor’un durumuna acırdım ki, Başakşehirliler de acıdı zaten 3’te bıraktı…

Pek, şimdi ne yapmak lazım?

Gerçi kulüpteki çok bilenler, yanlışa körükle gitmeyi seviyor ama biz yine de naçizane fikrimizi iletelim, yüksek müsaadelerinle;

Yönetim ve hoca kafa kafaya verecek, yolun başındayken, radikal kartlarını oynayacak… Bursaspor’un sert yüzünü gösterecek…

Transfer lazım mı? Düne göre konuşursak, “11 yeni oyuncu lazım” derim… Gerekiyorsa ki, görüntü öyle diyor, yapacaklar, yapmalılar…

Bakın, yanlışa körükle gide gide önce Yeşil Bursa’yı mahvediyorsunuz, şimdi de Bursaspor’u… Ya, “Biz bu işi beceremiyoruz” diyerek bırakın ya da kafanızı kumdan çıkarıp gerçeklerle yüzleşin…

Geçen sezon kurtardınız, bu kez o kadar şanslı olamayabilirsiniz…

Dost acı söyler, unutmayın…