Uluabat Gölü’nde çok sayıda şifalı sülük yaşıyor. Bu sülükler bölgede bu işi bilenler tarafından gölün içinde saatler süren uğraşlar sonunda tek tek yakalanıyor. Çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanılan sülüğe rağbet oldukça fazla,
Uluabat Gölü çevresinde köylerde yaşayan sülük avcıları ise nesillerdir bu işi yaparak geçimlerini sağlıyor. Yılda 9 ay avlanan sülüğü Mart, Nisan ve Mayıs aylarında avlamak yasak. Sülük avcıları soğuk havaya rağmen buz gibi göl suyuna girerek ayaklarıyla gölün içindeki çamuru karıştırıp sülüklerin suyun yüzeyine çıkmasını sağlıyor. Bulanık suyun yüzeyine çıkan gözle zor görülen küçük sülükleri avcılar ellerinde filelerle tek tek yakalıyor. Avcıların bazen 10 saat suyun içinde sülük avladığı oluyor. Bir avcı günde en fazla 20 sülük avlayabiliyor. Avcılar tarafından avlanan sülükler tanesi 12 liradan satılıyor. Bu sülükleri genellikle sülük tedavisi uygulayan tedavi merkezleri alıyor.
Sülük gut veya yüksek ateşli rahatsızlıklarda, karaciğer ve böbrek hastalıkları, romatizma, tüberküloz, epilepsi, cinsel yolla bulaşan hastalıklarda, baş ağrısı, menenjit, kalp, akciğer, deri ve kulak rahatsızlıklarında kullanılıyor.
Sülük, bir taraftan kanı emerken diğer yandan ‘Hirudin’ adlı salgısını karıştırarak kanı seyreltip, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve hastalıkların oluşması ve tedavisinde rol oynadığı biliniyor. Günümüzde doktorlar sülükleri özelikle mikro ve rekonstrüktif cerrahide vücuttan kopan parmak, kulak, burun ucu gibi organların yeniden kaynaştırılmasında, yanık tedavisinde, nakledilen dokuların altında biriken ya da damarları tıkayan kanın temizlenmesinde kullanıyor.
Uzun yıllardır Uluabat Gölü’nde sülük avcılığı yaptığını ifade eden Hasan Hüseyin Kahya (68) “Sülük avlamak zor. Özellikle kışın soğuk havada buz gibi suyun içinde saatlerce çamuru karıştırarak sülük arıyoruz. Göllerde suyun altında çamurlu toprağın içinde yaşıyor. Boy çizmelerini giyerek belimizi geçen suyun içinde toprağı karıştırıyoruz. Toprağı karıştırınca; sülükler su yüzeyine çıkıyor. Biz de ellerimizde bulunan küçük filelerle onları avlıyoruz. Su bulanık olduğu için sülükleri yakalamak zor. Gözden hemen kayboluyor. Bir avcı günde en fazla 20 sülük yakalayabiliyor. Yakaladığımız sülükleri tanesi 12 liradan satıyoruz. Genelde bunları sülük tedavisi yapan merkezler alıyor. Türkiye’nin her yerinden talep var, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında sülük avcılığı yasak. 9 ay boyunca gölde sülük avcılığı yapıyoruz. Günde 10 saat suyun içinde kilometrelerce yürüdüğümüz oluyor. Çok yorucu ve zor bir iş gece yorgunluktan nerede yattığımızı bilemiyoruz. Özellikle kışın buz gibi havada suyun içinde avcılık yapmak çok zor oluyor. Bu sülükle yılda 2 defa tedavi olan bir çok hastalıktan kurtulur, ben kursuna giderek sülük tedavisini de öğrendim. Avcılığın yanı sıra sülük tedavisi de yapmaktayım” dedi.
Bölgedeki köylerde yaşayan Yağmur Uslu, “Gölde çok sayıda sülük avcısı var. Saatlerce suyun içinde avcılık yapıyorlar. Çok zor şartlarda çalışıyorlar. Sülük hastalık tedavilerinde kullanıldığı için çok talep görüyor” şeklinde konuştu.
Şubat ayının son günlerinde İHA tarafından görüntülenen sülük avcısı Hasan Hüseyin Kahya, geleneksel tıp merkezlerinde (GETAT) hacamat ile birlikte sülük tedavisinin de resmi tedavi kapsamına alındığını hatırlattı.
İHA