İnsan Kaynakları ve Sosyal Uygunluk Direktörü Hüseyinca, şirketin 35’inci yılını kutladığını vurguladı.
Yeşim Akademi; Yeşim Tekstil, Nike ve PVH (Tommy Hilfiger – Calvin Klein) iş birliği ile organize edilen ‘Kimyasal Yönetimi ve Sosyal Uygunluk’ eğitimine ev sahipliği yaptı. ‘Daha yaşanır bir dünya için daha temiz üretim’ sloganı ile 1-2 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen eğitimine, Yeşim Tekstil’e fason üretim yapan tedarikçi firma temsilcilerinin yanı sıra, bünyesinde Tommy Hilfiger – Calvin Klein gibi markaları barındıran PVH firmasının çalıştığı fason şirketler de katıldı.
Eğitimin birinci gününde tekstil sektöründe daha çevreci kimyasallar kullanılması adına atılan adımlar ve bu alanda oluşturulan girişimler masaya yatırılırken; ikinci gün sektörde öne çıkan tedarik zinciri, kadının güçlendirilmesi, mülteci ve göçmen sorunu gibi konu başlıklarına yönelik sosyal uygunluk prosedürleri değerlendirildi.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VURGUSU
Etkinliğin açılışında konuşan Yeşim Tekstil İnsan Kaynakları ve Sosyal Uygunluk Direktörü Fatoş Hüseyinca, Yeşim Tekstil’in 35’inci yılını kutladığı günlerde böylesi bir etkinliğin organize edilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Sürdürülebilirlik kavramının kendileri için olmazsa olmaz konumda olduğunu ifade eden Hüseyinca, “Yeşim Tekstil olarak 2006 yılından bu yana SA 8000 belgesine sahibiz.
Ayrıca Global Compact üyesiyiz ve her yıl sürdürülebilirlik raporumuzu yayınlıyoruz. O nedenle hayatımızdaki en önemli kavramlardan biri sürdürülebilirlik ve bu kavramın içindeki en önemli konulardan bazıları da kimyasal yönetimi ve sosyal uygunluk süreci” diye konuştu.
TOPLUMA ETKİLERİ DE ÇOK ÖNEMLİ
Nike Sosyal Uygunluk Direktörü Caner Soytaş, eğitime katılan herkese teşekkür ederek, söz konusu programa dahil olanların yeni bilgiler edinme fırsatı yakaladıklarını ifade etti. PVH Sosyal Uygunluk Direktörü Karin Reimerink de, sunumunda insanoğlunun yaşadığı dünyaya ve gelecek kuşaklara sorumlulukları olduğuna dikkat çekti.
Reimerink şöyle devam etti: “Tekstil firmaları olarak güzel ürünler üretiyoruz ancak pamuk direkt istediğimiz renkte gelmediği için ürünü boya, nakış ve baskı gibi birçok işlemden geçiriyoruz.
O nedenle gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda daha çok iyi kimyasal yönetiminin olumlu uygulamalarına odaklanmak istiyoruz. Prosesler sırasında çalışanlarımızın maruz kaldıkları olumsuzlukların yanında, söz konusu işlemlerin topluma etkileri de çok önemli.”
DAHA TEMİZ GİRDİLER
Karin Reimerink, sorumlu kimyasal yönetimi adına birçok yönetmeliğin çıktığını belirterek şunları kaydetti: ”Bunların kimi bölgesel, kimi daha küresel çapta. Bu yönetmelikler kapsamında alınan önlemlerle ulaşılan minimum düzeylerin ötesine geçmek adına neler yapılabileceği ve genel standartların nasıl yükseltilebileceği son derece önemli.
Sektörde bu konularla ilgili bir momentum oluştu ve birçok marka bu tür girişimcilere üye oldu. Amaç bütünsel olarak hareket etmek. Eskiden sadece çıktıya bakarken, artık girdiye de bakıyor, daha temiz girdilerle ilgileniyoruz. Üretimdeki yasaklı ürünler listesine göre satın alma yapmak son derece önemli. Bu etkinlikteki asıl amacımız, verilecek mesajları ve konuşulacak konuları çalışanlara aktarmak ve onları da eğitmek olmalıdır.”