DİLEK ATLI

Prof. Dr. Necmi Gürsakal, kaleme aldığı akademik kitapların yanı sıra çıkardığı romanlarla da adından söz ettiriyor.

Dora Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Albino Yayın Balığının Gözleri”yle, okura heyecan dolu bir okuma şöleni vaat ediyor. Özellikle de polisiye-macera türüne meraklı okurlara…

14. yüzyıl’da İznik’te başlayan tarihi macerayı kısa romanında 2014 yılına kadar ulaştıran yazar, “İnternet olmasa bu kitabı yazamazdım. Büyük bir araştırma gerektirdi” şeklinde konuştu.

 

POLİSİYE TADINDA…

 

Bursa’daki Ayvaini ve Balibey mağaralarını incelerken yaptığı çalışmalardan yola çıkarak kısa romanı kaleme almaya başladığını söyleyen Gürsakal, İznik ile ilgili yazılarda okuduğu bir dönemde hikayenin oluştuğunu belirtti.

Bodrum’da 4 ay gibi kısa bir sürede romanı yazdığını ifade eden Gürsakal, kitaba neden Albino Yayın Balığının Gözleri adını verdiğini şu sözlerle açıkladı:

“Bu benim en farklı kitabım. Bursa’nın tarihi, coğrafyası ve diğer özellikleri konusunda Türkçe ve İngilizce çok sayıda kaynaktan bilgi okudum. İznik Gölü’nde yaşayan yayın balıklarını bu dönemde keşfettim. 80-150 kilo arasında değişen ve İngilizce adı ‘catfish’ olan bu balıklardan esinlenerek kitaba adını verdim. Çünkü İznik’e özgü balıklar, Japon mitolojisinde de yer alıyor. Yayın balığıyla sahibi ilgilenmezse hareket ettiğini ve bu nedenle depremlerin meydana geldiğine inanılıyor. Romanda da yayın balığından söz ediliyor ve bir kayıkçı avlamaya çalıştığı bu balıkla göz göze geliyor.”

Romanın rahat okunmasına dikkat eden bir dil kullanımı tercih ettiğini belirten Gürsakal, tarihi bilgiler dışında metnin tamamının kurgu olduğunu vurguladı. Yazar, “Neredeyse her satırına dipnot koyma ihtiyacı duydum. Ama roman havasından uzaklaşmamak için bunu yapmadım” dedi.

 

14. yüzyıl Bursa’sından günümüze

 

14. yüzyıl’da Bursa ve İstanbul’u içine alan hikayenin 2014 yılında son bulduğunu açıklayan Necmi Gürsakal, “1326’da Osmanlı İznik’e yaklaşınca Bizans’ta derin devlet için çalışan Yorgo, bazı değerli eşyaları alıp İstanbul’a kaçmak istiyor. Dört bölümden oluşan kitapta zaman sıçrayışları oluyor. Bu değerli eşyaların Balibey mağarasında mı yoksa başka bir yerde mi saklı olduğunu diğer bölümlerde Kadıoğlu Eyyamzade Hasan Çelebi, Fransız gazeteci ve günümüzdeyse tarih doktorası yapan Rüzgar karakterleriyle bulmaya çalışıyoruz” diye konuştu.