Mikroplastikler havayı, okyanusları ve yediğimiz yiyecekleri kirleten küçük plastik parçalarıdır. Bilim adamları, kan dolaşımımızda mikroplastik taşıdığımızı keşfettiler, ancak bunun insan sağlığı için ne kadar tehlikeli olduğu henüz net değil.
Kurul onaylı tıbbi toksikoloji doktoru ve Yardımcı Tıp Direktörü Dr. Kelly Johnson-Arbor, “Mikroplastikler, plastik ürünler çevrede bozulduğunda oluşan, tipik olarak 5 milimetreden daha kısa olan küçük plastik parçalarıdır” diyor.
Genellikle attığımız ve su akıntılarına, rüzgâra ve güneş ışığına maruz kaldıkları karaya ve okyanuslara dağılan plastik ürünlerden gelirler.
Johnson-Arbor, plastiğin biyolojik olarak kolayca bozunmadığından, bu çevresel etkilerin onu çok daha küçük parçalara ayırdığını söylüyor.
Hollanda’daki Amsterdam VU Üniversitesi’nde çevre ve sağlık profesörü olan Dick Vethaak’a göre, mikroplastiklerin ana kaynaklarından bazıları şunlardır:
- Plastik poşetler ve kaplar gibi tek kullanımlık ambalaj malzemeleri
- Sentetik giyim lifleri
- Lastikler
- Boyalar ve kaplamalar
- Fabrika ve tesislerden kaynaklanan emisyonlar
İNSAN KANINDA MİKROPLASTİK VAR MI?
Mikroplastikler çok küçük olduğundan, onları bilmeden tüketiyoruz. Vethaak, “içme suyumuzda, sütümüzde, yiyeceğimizde ve havamızda artan mikroplastik kontaminasyon raporları var” diyor.
2021 yılında yapılan bir araştırmada çocukların günde 500’den fazla, yetişkinlerin ise yaklaşık 900’den fazla mikroplastik yuttuğunu tahmin ediyor. Bilim insanları, bunun erken bir tahmin olduğunu ve gerçek sayıların çok daha yüksek olabileceğini belirtiyorlar.
Vethaak, tükettiğimiz mikroplastiklerin çoğu sindirim sistemimizde seyahat edip dışkımıza ulaşırken, nanoplastik adı verilen küçük mikroplastiklerin küçük bir kısmının akciğerlerinizin ve bağırsaklarınızın bariyerlerini aşıp kan dolaşımınıza girebileceğini söylüyor. 2022 yılında yapılan bir çalışmada, insan kanında mikroplastiklerin kanıtını bularak bunu destekledi. Araştırmacılar bunun halk sağlığı için bir risk olabileceğini kabul ettiler.
MİKROPLASTİK TÜKETMEK TEHLİKELİ Mİ?
Uzmanlar hala mikroplastiklerin sağlığınız için ne kadar tehlikeli olduğunu tam olarak bilmiyorlar. Johnson-Arbor, bunu anlamak için ” insan vücudunun mikroplastikleri nasıl işlediğine ve onlardan nasıl kurtulduğuna dair daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var” diyor.
Hayvan çalışmaları ve insan hücreleri üzerinde yapılan araştırmalar, mikroplastiklere maruz kalmanın iltihaplanmaya, hormon bozulmasına ve diğer olumsuz sağlık etkilerine neden olabileceğini göstermiştir.
Uzmanlar, mikroplastiklerle bağlantılı olabilecek birkaç temel sağlık sorunu olduğu konusunda uyarıyor:
Toksik maddeler: Mikroplastikler, pestisitler, ağır metaller ve kansere neden olan kimyasallar gibi toksik maddeleri emebilir.
Sindirim sorunları: Bazı araştırmalar, inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişilerin diğerlerinden daha fazla mikroplastik tükettiğini öne sürüyor. Mikroplastikler sindirim sisteminde iltihaplanmaya neden olabilir.
Enfeksiyonlar: Vethaak, bakteriler gibi zararlı mikropların mikroplastikler üzerinde büyüyebileceğini, bu nedenle soluduğumuzda veya lekeleri yuttuğumuzda hastalıkları doğrudan vücudumuza taşıyabileceklerini söylüyor.
Vethaak, uzun süreli maruziyette mikroplastiklerin dokularınızda ve organlarınızda birikerek hasara yol açmasının mümkün olduğunu söylüyor.
MİKROPLASTİKLERDEN NASIL KORUNULUR?
Mikro veya nanoplastik içeren cilt bakım ürünlerini kullanmaktan kaçının. Satın alacağınız ürün içeriğini mutlaka kontrol edin.
Evinizi veya ofisinizi düzenli olarak havalandırın. Çünkü iç mekân tozunda plastik parçacıklar yoğun bir şekilde birikme eğilimi gösterir.
Pamuk veya keten gibi doğal liflerden yapılmış giysiler satın alın. Polyester ve naylon gibi sentetik lifler, giydiğinizde veya yıkadığınızda mikroplastikleri serbest bırakabilir.
Yiyecekleri veya içecekleri plastik kaplarda muhafaza etmeyin veya ısıtmayın.
Konserve yemek yemekten kaçının. Kutuların içinde tehlikeli kimyasallar ve plastik parçacıklar salabilecek bir plastik tabakası bulunur.
Plastik şişelerden su içmekten kaçının. 2018 yılında yapılan bir araştırma, şişelenmiş suyun musluk suyuna göre yaklaşık iki kat daha fazla mikroplastik içerdiğini buldu.