AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CNNTürk televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
İran’daki protestolar ve bölgede yaşananlara ilişkin bir soru üzerine Ünal, son 5 yıldır bölgede “Arap Baharı” ile başlayan çok ağır sorunlar yaşandığına dikkati çekti.
Küresel güçlerin, bölgede kendi politikalarını ve amaçlarını gerçekleştirmek için yaşanan sosyal meseleler, toplumsal talepler ve zafiyetleri kendi avantajlarına dönüştürmeye yönelik hamlelerinin olduğunu belirten Ünal, “İran birtakım sosyal, ekonomik sorunlar yaşarken, İran’ın yaşadığı bu sorunlara dönük bazı küresel güçlerin de müdahalesi oldu. Yani siz bazı sorunlar yaşıyorsanız, yaşadığınız sorunlar aslında rakipleriniz tarafından kaçınılmaz olarak bir rekabet avantajına dönüştürülüyor. Onlar tarafından maniple ediliyor. Şu an İran bunu yaşıyor yani Amerika’nın, özellikle Trump’ın açıklamalarına baktığımızda çok ciddi bir manipülasyonla karşı karşıya. Ruhani’nin açıklamaları bu durumu fark ettiklerini açık bir şekilde ortaya koydu.” diye konuştu.
Türkiye olarak bölgede istikrarsızlık istemediklerini, son 6 yıldır bölgede istikrarı oluşturmak ve barışı sağlamak için çalıştıklarını anlatan Ünal, komşu ülkelerin toprak bütünlüğünün, Türkiye’nin sınırları için önemine işaret etti. Ünal, “İran’da böyle bir istikrarsızlığın, belirsizliğin ortaya çıkması tabii ki Türkiye’nin asla arzu etmediğini bir durum olur.” dedi.
Ünal, İran’daki protestolara ilişkin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin konuşmasında, “Protesto haklarına saygı duyuyoruz ama bu protesto hakkının bir vandallığa, yakıp yıkmaya, kamu binalarını ele geçirmeye dönüşmesine, kamu görevlilerine karşı silah kullanılmasına asla müsaade etmeyeceğiz.” şeklindeki sözlerini hatırlatarak, İran dini lideri Ali Hamaney’in de açıklamaları arasında fazla bir çelişki görmediklerini ifade etti.
“İran bir Suriye olmaz”
“Asla İran bir Suriye olmaz.” diyen Ünal, İran’ın bölgede bağımsız hareket eden aktörlerden biri olduğunu söyledi.
Ünal, “Bir istikrarsızlıkla İran’da ortaya çıkacak bir kargaşa, kaos ya da bir yönetim krizi bölgede bağımsız hareket eden aktörlerden birisi için sıkıntı oluşturur.” ifadesini kullandı.
“İran konusunda ABD’nin parmağının olup olmadığına” ilişkin görüşleri sorulan Ünal, her ülkenin kendisini rekabet avantajı açısından iyi bir pozisyonda konumlamak istediğini aktardı. Ünal, 1990’dan itibaren bir bölgesel dönüşümle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, özellikle Sovyet Rusya’nın ortadan kalkması ve dünyanın tek kutuplu hale gelmesiyle ABD’nin kadim topraklarda yeniden bir düzenlemeye gittiğini anlattı. ABD’nin bölgede ne yapmak istediğini gizlemediğini dile getiren Ünal, “Amerika bölgede kendi çıkarları doğrultusunda bir bölgesel dönüşüm gerçekleştirmek istiyor. Bunun da arka planında Amerika’nın yüksek çıkarları var.” dedi.
İran’daki protestolarda yaşanan sorunlara ilişkin pankartlar hakkında değerlendirmeleri sorulan Ünal, Gezi Parkı olaylarını örnek gösterip İran’da da başlangıçta ekonomik sıkıntılar ve sosyal sorunların dile getirilmesiyle başlayan sürecin, manipülasyon aşamasında, manipülatörlerin devreye girmesiyle başka bir yere, vandallığa evrildiğini aktardı.
“Bölgede bir Kürt devleti kurulup kurulmayacağı ve Ortadoğu’da dengelere ilişkin yapılan yorumlara” yönelik soru üzerine Ünal, bölgede son yüzyıldan beri 1. Dünya Savaşı’nın sonuçları itibarıyla devam ettiğine işaret etti. Bölgenin kendine has sorunlarını hatırlatan Ünal, “Dört tane ülkeden toprak parçası alarak yeni bir devlet kurmak demek, Suriye, İran, Irak ve Türkiye, bölgenin yeniden bir kan ve ateş çemberine dönüşmesi demektir. Biz bunun yerine diyoruz ki bölgede artık insanların eşit haklara sahip, eşit vatandaşlar olarak yaşadığı, temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir bölge istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Ünal, 15-20 yılın planlamasını yaparken yeni ülke ve sınırlar üzerinden değil, bölgede yaşayan herkesin eşit haklar temelinde, hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, barış ve istikrar içerisinde yaşadığı bir bölge hayal ettiklerini kaydetti.
“Bu sorumsuz bir dildir”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları bulunduğu” şeklindeki iddialarına yönelik soru üzerine Ünal, “Bu nasıl bir sorumsuzluktur? Türkiye’de, az önce sözünü ettiğim, toplumsal fay hatlarını tetiklemek için böyle bir dil kullanılmıştır.” ifadelerini kullandı. 12 Eylül öncesi dönemde de “Falanca yerde komando eğitimi alınıyormuş” gibi iddiaların ortaya atıldığını anımsatan Ünal, “Bu sorumsuz bir dildir. Bu en basitiyle abesle iştigaldir. Bu en kötüsüyle de iç savaş çığırtkanlığıdır. Böyle bir şey olamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümetiyle emniyet güçleriyle askerleriyle her şeyiyle yerli yerinde ve bu ülkenin güvenliğini sağlamak, bu ülkede anayasanın amir hükümlerini yerine getirmek için 24 saat görev yapıyor. Nasıl olur da siz kalkıp, ‘Efendim falanca yerde kamp kurmuşlar’, böyle bir şey olamaz. Böyle bir şeyi konuşmak her şeyden önce sorumsuzluktur.” diye konuştu.
Ünal, Akşener’in bu iddialarının ihbar olarak alınıp, söz konusu illerde bir araştırma yapılıp yapılmayacağına yönelik soruya karşılık da, böyle bir şeyin olmadığını ve olmayacağını zaten gerekli birimlerin açıklayacağını vurguladı.