Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Malazgirt, öncesine baktığımızda Mekke, Kudüs demektir; sonrasına baktığımızda Bursa, Edirne, İstanbul, Rumeli, tüm Balkanlar demektir” ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı alanında düzenlenen Anadolu’nun Fethi Malazgirt 1071 Töreni’nde halka hitap etti.
Muş başta olmak üzere ülkenin dört bir yanından Malazgirt Ovası’na gelenlere selamlarını ileten Erdoğan, geride bırakılan Kurban Bayramı’nı da bir kez daha tebrik ettiğini söyledi.
Hac farizasını yerine getirenlerin ibadetlerinin kabul olmasını dileyen Erdoğan, bayram sonu dönüş yoluna çıkan sürücülerin trafikte dikkatli olmalarını ve kurallara uymalarını istedi.
Erdoğan, sabah bulunduğu Ahlat’ın tarihteki önemine dikkati çekerek, buradaki Selçuklu Meydan Kabristanı’nda dua ettiklerini anlattı.
Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı alanında, şu anda resmi rakamlara göre 75 bin kişinin bir arada olduğunu bildiren Erdoğan, alanın daha da iyi olması için çalışmaların süreceğini söyledi. Çevre düzenlemesini selvilerle daha da geliştireceklerini anlatan Erdoğan, “Bu millete, bu gençliğe ne yakışırsa onu yapacağız.” diye konuştu.
Erdoğan, Malazgirt Meydan Muharebesi için otağın, 24 Ağustos 1071’de Ahlat’ta kurulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oradan yolculuk 2 gün buraya ve 26 Ağustos’ta da Malazgirt Zaferi ile ilgili adımlar atıldı. Esasen Ahlat ve Malazgirt yanında Adilcevaz, Erciş, Van, Cavaş ve Tatvan ile bütün bu bölge, yani Van Gölü Havzası tarihimizin bize en kıymetli emanetlerindendir. Türk’ü ile, Kürt’ü ile, Arap’ı ile ve diğer kökenlerden insanlarıyla milletimizin özellikle teşekkülüne neden olan tüm farklı renklerinin, ahenginin, birliğinin, beraberliğinin sembolü olan bu bölgeyi her bakımdan korumalı, gözetmeliyiz.
Sağ olsun Sayın Bahçeli, ziyaretinde 26 Ağustos’u konuşurken, Ahlat’ı değerlendirirken güzel bir hatırlatmada bulundu. Dediler ki ‘Ahlat’a bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü yakışır çünkü otağı Sultan Alparslan oraya kurdu, biz de varisleri olarak oraya böyle bir inşallah otağı kuralım.’ Bugün Vali ve Belediye Başkanımızla da görüştük. Onlar 1071 metrekare bir yer düşünmüşler. Dedik ki ‘Olmaz.’ 1071 metrekare oturma alanı olur, bir de bunun çevre düzenlemesini yapacağız, en azından 5 dönüm. Belediye Başkanımız da coştu ve ‘Biz bunu 10 dönüm yaparız.’ dedi. Şimdi, orada inşallah böyle bir otağı merkezini yapacağız. Selçuklu mimarisiyle inşallah çok kısa zamanda onu da bitirip artık geldiğimizde hem oraya uğrayacak, ondan sonra da Malazgirt’e geleceğiz. Bu bir işaret fişeğidir, inşallah sonu da hayırlı olur.”
Bu anlayışla Malazgirt Meydan Savaşı’nın yaşandığı bölgeyi Milli Park ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, bunun için düzenlemelere de başlandığını söyledi.
Bu yıl Milli Park alanının ilk etabının hizmete girdiğini, parkın yeşillendirme çalışmalarıyla geliştirileceğini, gelecek yıla kadar kalan kısımların tamamlanacağını kaydeden Erdoğan, “Diğer bölgelerimizde tarihimizi, köklerimizi, ecdadımızı yaşatacak çalışmalara önem ve öncelik veriyoruz. Bu vesileyle Malazgirt Meydan Muharebesi Milli Parkı’nın ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.
Malazgirt Zaferi’nin 947. yıl dönümünü tebrik eden Erdoğan, “Bu kutlu zaferin milletimize ve coğrafyamızın dört bir yanındaki Türk kardeşlerimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bizlere bu güzel yurdu vatan olarak bırakan Sultan Alparslan ve ordusundaki tüm kahramanlara, asırlar boyunca aynı yoldan giden nice gazilere ve şehitlere şükranlarımızı sunuyorum.” diye konuştu.
“Bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir”
Fethin, zulme karşı başkaldırının, toprakların ve toplumların adalet, hakkaniyet, iman ve cesaret mayasıyla harmanlanması anlamına geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunun için de bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir. En büyük fethimiz, gönüllerin fethidir. Gittiğimiz her yere, gönüllerden girdiğimiz içindir ki aradan kaç asır geçerse geçsin varlığımız, izimiz, hatırımız tüm canlılığıyla devam ediyor.
Mekke’nin fethiyle başladığımız bu zaferler silsilesini Kudüs’te ve daha nice beldeyle ve nihayet Malazgirt’in giriş kapısı olduğu Anadolu ile sürdürdük. Malazgirt’te kazandığımız zafer, bizi Avrupa’nın ortalarına kadar giden yolu açmıştır. Bunun için Malazgirt demek, öncesine baktığımızda Mekke demektir, Kudüs demektir; sonrasına baktığımızda Bursa demektir, Edirne demektir, İstanbul, Rumeli, tüm Balkanlar demektir. Şayet, Malazgirt ruhunu unutursak ne öncemiz kalır ne sonramız. Biz, Malazgirt’te sadece bir zafer kazanmakla kalmadık. Biz Malazgirt’te aynı zamanda millet olduğumuzu hem de nasıl bir millet olduğumuzu cümle aleme ilan ettik. Malazgirt’i nasıl bir millet haline gelerek zafere dönüştürdüysek Haçlı Seferleri’nin de Moğol istilasının da dört bir yandan uğradığımız tüm saldırıların da üstesinden aynı hissiyatla geldik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu bir benttir. Bu bent yıkılırsa ne Ortadoğu kalır ne Afrika ne Orta Asya kalır ne Balkanlar ne Kafkasya kalır.” ifadelerini kaydetti.
Erdoğan, “Tüm kurumlarımızla güçlü olmak durumundayız. Aksi takdirde bize bırakın bu vatanı,coğrafyayı bu dünyada bir tek gün yaşama hakkı tanımazlar” dedi.