MEB yönlendirdi! 13 ilde harekete geçildi

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı, TOÇEV, Türkiye Diyabet Vakfı ve AstraZeneca Türkiye iş birliğiyle hayata geçirilen “Hey Genç! Harekete Geç!” Projesi, dört yıl süren eğitimler ve ölçümlemeler sonucunda 12 bin 185 gencin katılımıyla tamamlandı. Proje kapsamında düzenlenen değerlendirme toplantısında konuşan TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz ve AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, hareketsizlik ve diyabet konusunda farkındalık oluşması gerektiğini belirttiler.

MEB yönlendirdi! 13 ilde harekete geçildi

Gençlerin hayatında sağlıklı beslenme bilinci yaratarak fiziksel aktivite ve egzersizin önemini vurgulama ve yaratıcılık becerilerini ortaya çıkarma hedefiyle Millî Eğitim Bakanlığı, Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV), Türkiye Diyabet Vakfı ve AstraZeneca Türkiye iş birliğiyle 2017’de hayata geçirilen “Hey Genç! Harekete Geç!” projesi tamamlandı.

Proje süresince 13 ilde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen farklı okullar her ay ziyaret edilerek, Türkiye Diyabet Vakfı diyetisyeni tarafından lise birinci sınıf öğrencilerine sağlıklı beslenme, obezite ve diyabetle ilgili bilgiler verildi ve ilk-son test uygulanarak eğitime katılan öğrencilerin bilgileri ölçüldü. Sağlıklı beslenme eğitimi sonrasında projenin spor eğitimcisi eşliğinde evde ve okulda kolaylıkla hareket etmenin ve spor yapmanın püf noktaları anlatıldı.

SAHA ÇALIŞMALARI DİJİTAL ORTAMA TAŞINDI

Proje, pandemi döneminde de hız kesmeyerek, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından çevrimiçi uygulaması onaylanan sosyal sorumluluk projelerinden oldu ve saha çalışmalarını dijital ortama taşıdı. Proje kapsamında öğrencilerin beslenme alışkanlıklarından egzersiz olanaklarına kadar geniş bir yelpazede önemli veriler elde edildi. Proje için hazırlanan sonuç raporu aracılığıyla öğrencilerin beslenme ve egzersiz alışkanlıklarına dair sorunlar tespit edilirken bu sorunlara ilişkin bilinçlendirme çalışmaları da yapıldı. Proje, 2019 yılında Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde “Yılın İletişim ve Halkla İlişkiler Kampanyası – Sağlık” kategorisinde Bronz Ödül, Prida 2020 iletişim Ödülleri kapsamında Dijital ve Sosyal Medya kategorisi altında yer alan; “Kullanıcının ürettiği içerik”, “Topluluk yaratımı ve üretimi” ödülleri, 11. Kurumsal Sorumluluk Zirvesi Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Değer Katan Şirket Ödülleri kapsamında ise ‘Sağlıklı Bireyler’ Kategorisi Altın Ödül sahibi oldu.

Toplamda 12 bin 185 öğrencinin dahil olduğuprojenin sonuçları 27 Mayıs Perşembe günü, TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Park Antalya Spor Kompleksi Genel Müdürü ve Okullarda Hareket Eğitimi Koordinatörü Güneş Erkoç, AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış ve TOÇEV psikologlarından Burcu Gökbulut’un katıldığı basın toplantısında kamuoyuna açıklandı.

PANDEMİNİN GETİRDİĞİ HAREKETSİZLİĞE KARŞI BİLİNÇ OLUŞTU

Toplantıda proje hakkında bilgi vererek sözlerine başlayan TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun, “Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Diyabet Vakfı ve AstraZeneca Türkiye ile birlikte sağlığın ve hareketliliğin gençlerimizin geleceğinde oynadığı kritik önemi vurguladığımız bu anlamlı projeyle gurur duyuyoruz. Gençlerin hayatında sağlıklı beslenme bilinci yarattığımız, fiziksel aktivite ve egzersizin önemini vurguladığımız ve yaratıcılık becerilerini ortaya çıkartarak okullar arasında bir sinerjiye dönüştürdüğümüz dört yıllık bu heyecanlı yolculuğun sonuna geldik. Projemiz kapsamında düzenlediğimiz eğitim ve testlerde gençlerimizin beslenme ve egzersiz alışkanlıklarına dair önemli veriler elde ettik. Geride bıraktığımız dört eğitim-öğretim yılının bizlere öğrettiği en önemli ders, öğrencilerimizin fiziksel aktivite düzeylerini artırmamızın fiziksel ve kişisel gelişimleri açısından ne kadar önemli olduğuydu. Yarattığımız farkındalıkla hem öğrencilerimiz hem de aileleri nezdinde özellikle Kovid-19 salgını döneminin getirdiği hareketsizliğe karşı kolektif bilinç oluşturabildiğimize inanıyorum” diye konuştu.

TÜRKİYE, AVRUPA ÜLKELERİNE KIYASLA DAHA HASSAS

Diğer ülkelere kıyasla Türkiye’nin çocukları birçok alanda daha çok bilinçlendirmek adına yapılan çalışmalar ve projelerde daha hassas bir tutum sergilediğini dile getiren Uygun, “Çok genç bir ülkeyiz ve çocuklar çok çabuk kavrıyorlar. Tabii ki gidecek çok fazla yol var ama çok hızlı yakalamak gibi bir avantajımız var. Öbür ülkelere baktığımızda, o kadar fazla STK ve o kadar fazla çalışma var ki çocuklarına üzerine bizim kadar hassasiyetle düşmüyorlar. Onlar için bu tip çalışmalar, projeler o kadar sıradanlaşmış ki çocukla yeteri kadar ilgilenmiyorlar. Biz ise çocuğa dokunuyor, gelişimini gözlemliyor ve ona göre bir proje üretiyoruz” dedi.

Bu tarz projelerin sürekli yapılması ve ileriye dönük çalışmaların yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Uygun, “2007 yılında biz iyi beslenmeyle ilgili bir çalışma ile başladık. İkinci bir çalışmamızda kahvaltının önemine vurgu yaptık. Bu da farklı bir projemiz ve devam edecek. Çünkü ne kadar fazla çocuğu, yetişkini bilinçlendirirseniz üçüncü kuşağa hitap etmeye başlıyorsunuz. Yani bizim okuttuğumuz öğrenciler kardeşlerine, yarın öbür evlenecekse çocuklarına bir şeyler aktarıp, öğretmeye çalışıyor. Bu projeler çok daha hızlı bir şekilde farklı kurumlarla da devam etmeli. Özellikle de şu dönemde bunu yapmak çok önemli. Çünkü belli yaş grubundaki çocuklar, pandemiden dolayı eve kapandı. Beslenme bozukluğunun yanında aktiviteler de azaldı. Toplumumuzda anne-babalardan çocuklara yansıyan bu bilinçlenme yok. Yani bizim bilincimizde olan spor ve aktivite oranı çok düşüktür” diye konuştu.

HER 10 ÇOCUKTAN 1’İ OBEZ

Obezite ve hareketsizlik yarınlarımızı tehdit eden iki önemli küresel sorun olmayı sürdürdüğünün altını çizen Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, “Kovid-19 salgını kapsamında alınan mecburi önlemler de her iki sorunun da çözümü olan hareketliliği ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını etkiledi. 50’li, hatta 60’lı yaşların sağlık sorunu olan insülin direnci, diyabet ve kalp hastalıkları maalesef çok daha genç yaşlardaki insanlarımızı da etkilemeye başladı. Paydaşlarımızla hayata geçirdiğimiz bu projenin her 3 çocuktan 1’inin fazla kilolu, her 10 çocuktan 1’inin obez olduğu dünyamızda ülkemiz gençlerinin farkındalığını artırmada çok önemli roller oynadığına inanıyorum. Projemizin sonuçlarında da görülebileceği gibi kötü beslenme ile hareketsizlik ciddi rahatsızlıklara sebebiyet veren birbirini tetikleyen iki önemli faktör konumunda. ‘Hey Genç! Harekete Geç!’ bu döngüyü kırma yolunda önemli adımlardan biri oldu. Paydaşlarımızla birlikte bu artan bilinci sahiplenip, ülkemizin her yanındaki gençlerimizi hareketsizliğe ve obeziteye karşı koruyacak önlemlerin sözcüsü olmaya devam edeceğiz” dedi.

2025’TE ÇOCUKLARDA OBEZİTE ORANI YÜZDE 16,5’E ULAŞACAK

Kadın ve erkeklerdeki obezite ve diyabet oranlarına değinen Yılmaz, şu bilgileri paylaştı:

“Kadınlardaki obezite oranı, erkeklere göre daha yüksek. 2010’un resmi verilerine göre kadınların yüzde 36,8’i, buna karşılık erkeklerin yüzde 21,10’u obez. Bu atlasta 2025’te kadınlardaki bu oran yüzde 47’ye, erkeklerinki ise yüzde 27’ye çıkacak. Aynı şekilde 2025’te çocuk obezitesi, yüzde 16,5 olarak hesaplanırken kovid süreci bunu daha da hızlandırdı. 18 yaş altı ile 65 yaş üstü kesim, daha çok etkilendi. Yani karantinada zorunlu olarak evde kalan gruplar. Özellikle çocuklarda, spor ve egzersiz bitti. Beslenme de burada çok önemli rol oynuyor. En çok da fast-food ağırlıklı beslenme, dışarıdan sipariş edilmesi bu noktada önem arz ediyor. Bu kötü beslenme alışkanlığı, çocuklarda beslenme bilinci haline gelirse çok daha kötü olur. Zaten dünyada ve Türkiye’de hızlanan çocukluk çağında başlayan diyabeti daha da hızlandırır ve kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok kronik hastalığı beraberinde getirir.”

EN YÜKSEK DİYABET VE OBEZİTE ORANI GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA

Mutfağın obezite ve diyabet ile bağlantılı olduğuna vurgu yapan Yılmaz, “Son 50 yılda obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların en çok görüldüğü bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi. Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adana gibi illerde bu hastalıkların oranı yüksek. Bunun nedeni ise yerel mutfak. Biz buraları, beslenme kültürü konusunda sağlıklı bir şekilde etkileyemedik. Bununla birlikte daha olumsuz bir durum gelişti. Ülkemizde ABD tarzı fast-food’un (hamburgerler, patates kızartması, atıştırmalıklar) yerini, milli fast-food aldı. Yani dürüm, döner, lahmacun gibi yemekler. Birçok büyükşehirdeki obezite oranı, Güneydoğu Anadolu’daki orana ulaştı” ifadelerini kullandı.

KIZ ÇOCUKLARI, ERKEK ÇOCUKLARINDAN DAHA HAREKETSİZ

Çalışma kapsamında, kız çocuklarındaki hareketsizliğin ve beslenme bozukluğu oranının erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu belirten Yılmaz, “Bu bizim bulunduğumuz toplumdaki kültüre bağlı. Kız çocuğu doğar doğmaz, evde bir rol veriliyor. Çocuğa, ‘Sen evinde oturacaksın, mutfağı öğreneceksin, bebeklerinle oynayacaksın, koşmak ve hareket etmek doğru değil’ gibi cümleler kuruluyor. Buna karşın erkeklerde bu durumun tam tersi söz konusu. Aslında kız çocuklarını da başından hareket etmeye yöneltsek, sporda erkeklerden daha aktif olacaklar” diyerek kız ve erkek çocuklarının eşit şekilde eğitilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

DİYABETLİ HASTA SAYISI 629 MİLYONA ULAŞACAK

TOÇEV ile işbirliği yaparak yürüttükleri proje ile ilgili konuşan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, “AstraZeneca olarak faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yaşama değer katan ilaçları keşfetmek için bilimin sınırlarını zorlamak ve topluma değer katmak için çalışıyoruz. Kıymetli paydaşlarımızla hayata geçirdiğimiz bu uzun soluklu projemizle bu amaca en iyi şekilde hizmet ettiğimize inanıyorum. Projemize dört yıl önce başladığımızda dünyadaki diyabetli birey sayısı 425 milyondu. Verilere göre bu sayının 2045 yılında yüzde 48 oranında artarak 629 milyona ulaşacağı öngörülmekteydi. Sorumluluklarımız dahilinde bu trendin kırılması için toplumsal farkındalığı en yüksek seviyeye çıkarmamız gerektiğine inanıyoruz. Kovid-19 salgınının bir etkisi olan hareketsizlik, özellikle genç nesillerimizde sağlıklı beslenme ve doğru egzersiz alışkanlıklarını edinme bilincine odaklanmamızın ne kadar doğru bir karar olduğunu bir kez daha gösterdi. Projemizin sonuçlarından da anlaşılabileceği üzere, bir bilgiyi doğru kanallar aracılığıyla genç nesillerimize ulaştırdığımızda çok kısa zamanda bile olumlu sonuçlar elde edilebiliyor. Projemizden aldığımız güçle, bu katkılarımızı sürdürülebilir hale getirmek en önemli önceliklerimizden biri olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

4 YILDA HEM BESLENME HEM DE HAREKET BİLİNCİ OLUŞTU

2017 – 2018 eğitim öğretim yılında, İstanbul ve Ankara’da, 15 okulda, 2 bin 498 9. sınıf öğrencisine verilen eğitimler ve uygulanan ölçümlemeler sonucunda, öğrencilerin sağlıklı beslenme, günlük ortalama su tüketim miktarı ve besin desteği kullanımı konularındaki bilinç düzeylerinin arttığı tespit edildi. Aynı dönemde öğrencilerin şiddetli fiziksel aktivite düzeyleri ve orta şiddetli fiziksel aktivite düzeylerinin düşük olduğu belirlendi.

2018-2019 eğitim öğretim yılında İzmir, Eskişehir, Kastamonu, Ankara, Çanakkale, Antalya, İstanbul’da 23 okulda, 3 bin 699 9. Sınıf öğrencisiyle yapılan eğitimler ve ölçümler sonucunda günlük tüketilen öğün sayısının beş ve üzerinde olması gerektiğini düşünen öğrenci sayısının arttığı görüldü. Aynı dönemde öğrencilerin fiziksel aktivite düzeylerine bakıldığında, yapılan analiz sonuçlarına göre şiddetli fiziksel aktivite düzeyleri ve orta şiddetli fiziksel aktivite düzeylerinin düşük olduğu tespit edildi.

2019-2020 eğitim öğretim yılında, İstanbul, Sinop ve Sivas’ta 23 okulda, 3620 9. Sınıf öğrencisiyle yapılan eğitim ve ölçümlemelerde kız öğrencilerin yeme tutumlarındaki bozulmaların erkek öğrencilere kıyasla daha yüksek olduğu görüldü. Öğrencilerin aile gelir düzeyinin yeme tutumu üzerinde ciddi oranda etkisi olduğu tespit edildi.

2020-2021 eğitim öğretim yılında, Kovid-19 salgını nedeniyle dijital ortama taşınan proje kapsamında Samsun, Antalya, Mersin, Gaziantep ve Aydın’da 50 okulda, 2 bin 290 9. Sınıf öğrencisiyle eğitim ve ölçümleme çalışmaları gerçekleştirildi. Yapılan ölçümlerde öğrencilerin egzersiz alışkanlığı açısından genel olarak orta düzeyde aktif olduğu belirlendi. Erkek öğrencilerin serbest zaman egzersize katılım düzeyi puan ortalamalarının kız öğrencilerin puan ortalamalarından daha yüksek olduğu görüldü.

Proje kapsamında gençleri hareket etmeye ve sağlıklı yaşamı hayatlarında kalıcı hale getirmeye teşvik etmek amaçlı oluşturulan hareket odaklı video yarışmasına “en çok hareket içeren” ve “en çok beğenilen” kategorilerinde katılan okullar proje jürisi tarafından değerlendirilerek TOÇEV tarafından yine hareket odaklı ödüller ile takdir edildiler.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X