Sosyal medya fenomenleri ergenlik çağındakileri nasıl etkiliyor?

Ergenlik gençlerin kendini tanıma, aileyle çatışma ve yeni rol modeller arama süreci. Bu süreçte aile dışında yeni rol modeller arayan çocuklar en çok popüler olana yöneliyor. Ancak günümüzde popülarite deyince akla ilk, sosyal medya geliyor.

Sosyal medya fenomenleri ergenlik çağındakileri nasıl etkiliyor?

Yetişkinliğe çocukluktan açılan bir tünel: Ergenlik… Erişkinliğe giden yolda duygusal ve fiziksel dönüşümlerin yaşandığı bu sancılı süreç, sadece ergenleri değil ailelerini de yakından etkiliyor. Aileyle çatışma, sigara ve alkol kullanımı, yeme bozuklukları en çok bu dönemdeki gençleri tehdit ediyor. Ergenlik aynı zamanda başkalarına özenme, anne-baba dışında yeni rol modellerine, tarz ve tavır değişikliğine de işaret ediyor. Ergenler her dönem, popüler olan, kitleleri peşinden sürükleyen kişileri rol model olarak benimsiyor.

Günümüzde popülerliğe en kısa ulaşma yolu ise sosyal medya… Ne kadar çok takipçiye sahipseniz o kadar değerli görüldüğünüz dijital çağda, bazı gençlerin sosyal medya fenomenlerine özenmesi ve taklit etmesi son derece doğal bir süreç. Peki, bu durumun tehlikeli bir yanı da olabilir mi? Çocuk Psikiyatri Uzmanı Prof. Özalp Ekinci bu konudaki sorularımızı cevapladı.

Ergenler neden anne-babalarıyla çatışır?

Ebeveynlerle bir önceki döneme göre kıyaslandığında daha çatışmalı, ebeveynleri kimi zaman yeren kimi zaman onların eksik yönlerini fark eden bir yapı karşımıza çıkar. Ergenler, kendi yetersizliklerinin etkisini bazen anne babasına fazla yansıtabilir.
Çocuk Psikiyatri Uzmanı Prof. Özalp Ekinci

Fiziksel değişimler bir yana, ergenlik duygusal dönüşümlerin en çok yaşandığı dönem olarak kabul ediliyor. Çocukluk çağında edinilen kazanımlar, değerler, değer yargıları, deneyimler ergenlikte harmanlanıyor ve sürecin sonunda yetişkin bir birey doğuyor. Prof. Özalp Ekinci ergenliği kendini tanıma süreci olarak betimliyor. Çocuk, ben kimim, neyim, kim olacağım sorularına bu dönemde yanıt arıyor.

Özalp Ekinci, anne, baba, abi, abla, öğretmenleri rol model olarak gören çocuğun onların hangi özelliklerini içselleştirdiği de ergenlikte ortaya çıkıyor diyor. Ancak çocuklukta hayranlık duyulan anne-baba ergenlikte eleştirilere maruz kalabiliyor.

“Ebeveynlerle bir önceki döneme göre kıyaslandığında daha çatışmalı, ebeveynleri kimi zaman yeren kimi zaman onların eksik yönlerini fark eden bir yapı karşımıza çıkar. Bu durum ergenin kendi içsel dünyasındaki eksiklikler, çatışmalar, ego bütünlüğünün sağlanması için meydana geliyor diyebiliriz. Ergenler, kendi yetersizliklerinin etkisini bazen anne babasına fazla yansıtabilir. Bu yaşanan duyguların içinde yetersizlik, eksiklik, kararsızlık gibi duyguları görebiliriz.”

Fotoğraf: Getty

Kendini arama sürecinin bir parçası: Popüler olana ilgi

Daha önceki dönemde anne babasına olan hayranlığın tabii bu dönemde biraz daha göz alıcı, belli özellikleri çok göz önünde olan, özellikle sosyal anlamda varlığını hissettiren figürlere karşı kayması normal bir süreçtir.
Kendi değerini toplum içinde arayan ergen bu dönemde ilgisini ailesinden çekerek daha popüler olan figürlere yöneltiyor. Hatta popüler kişiler ergen hayatında belirgin bir rol model oluyor. Özalp Ekinci bu noktada kendi değerini arayan ergenin, toplumda değeri ön planda olan kişilere yönelmesinin normal olduğunu söylüyor.

“Daha önceki dönemde anne babasına olan hayranlığın tabii bu dönemde biraz daha göz alıcı, belli özellikleri çok göz önünde olan, özellikle sosyal anlamda varlığını hissettiren figürlere karşı kayması normal bir süreçtir. Bunun içinde tabii ki dış görünüş, kılık kıyafet, değerli markalar, kendini tanıtma, kendini olduğundan büyük gösterme gibi pek çok özellik vardır. Sosyal olarak toplum önünde anlamlı farkındalığı olan, değer gören figürlere, kişilere karşı bir ilgi olması, ergenin aslında kendini arama sürecinin bir parçasıdır.”

Sosyal medya fenomeni olsun ya da ünlü bir sanatçı, popüler kişilere karşı hayranlığın ergenliğin normal bir gelişim özelliği olduğunu söyleyen Özalp Ekinci, belli sınırlar olması gerektiğinin ise altını çiziyor.

Toplumsal kimlik anlamında, toplum açısından doğru örnek olabilecek ve olumlu davranışlar gösteren figürlere ergenin yönelmesi, model alması sağlıklı olandır. ‘Ters kimlik’ dediğimiz, toplumda kabul edilemeyecek rollere karşı bir özenti olması bizim açımızdan aslında ergenliğin sağlıklı yürümediği anlamına da gelir.

“Toplumsal kimlik anlamında, toplum açısından doğru örnek olabilecek ve olumlu davranışlar gösteren figürlere ergenin yönelmesi, model alması sağlıklı olandır. ‘Ters kimlik’ dediğimiz, toplumda kabul edilemeyecek rollere karşı bir özenti olması bizim açımızdan aslında ergenliğin sağlıklı yürümediği anlamına da gelir.”

Ergenlikteki büyük risk: Alkol ve madde kullanımı

Pek çok ergen yalnızca bu dönemde deneme düzeyinde kalır. Ailesinde alkol ve madde kullanımı olan ergenlerde ise bu bir psikiyatrik bozukluk haline gelebilir.

Yeme bozuklukları ya da alkol ve madde kullanımı… Kötü alışkanlıklara başlama yaşının düşmesi ebeveynlerin en çok endişelendikleri konulardan biri. Peki, ergenlikte yaşanan duygusal değişimler burada ne kadar etkili? Özalp Ekinci kötü alışkanlıkların nedenlerini şöyle sıralıyor:

“Birincisi tabii ki çevrede rol model alınan kişilerin bu tip huylarının olması. Ergenin yaşadığı yetersizlikler; ilişkilerde zorluklar, çatışmalar, gelip geçici duygusal dalgalanmalar ve depresiflikler ortaya çıkarır.

Ergenliğin içinde dürtü kontrol zorluğu da belli oranda vardır. Bütün bunların birleşimi ergenleri alkol ve madde denemeye götürebilir. Ama pek çok ergen yalnızca bu dönemde deneme düzeyinde kalır. Ailesinde alkol ve madde kullanımı olan ergenlerde ise bu bir psikiyatrik bozukluk haline gelebilir.”

Dijital çağ fenomenleri ergenleri nasıl etkiliyor?

Peki, sosyal medya ergenlerin kötü alışkanlıklara yönelmesinde itici bir güç oluyor mu? Sosyal medya fenomenleri ergenlik çağındakileri nasıl etkiliyor? Özalp Ekinci bu soruları şöyle yanıtlıyor:

“İçerik üretimi yaptığını iddia eden kişilerin günlük hayatla ilgili, aslında hepimizin hayatında olan anıları belirli bir kurgu haline getirmelerinin çok ilgi çektiğini ve ergenlerin bu kişilere özendiğini görüyoruz. Bu bizim çok iyi bildiğimiz bir eğilim.

Birincisi bu kişilerin göz önünde bulunması, tıklanma ve izlenme sayısının çok olması ergenleri çok etkiliyor. Popülarite, toplumsal kimliğin belirgin olması, değerli görülme, diğerlerinin arasında anlamlı olma bu kişilerin aslında temel olarak ortaya koyduğu özellikleridir. Yani şu kadar takipçisi var. Bu kadar takipçi bu kişiyi değerli görüyor. Bu ergenleri belirgin olarak etkiliyor.

Bir başka şey toplumsal değer yargılarımızda tüm dünyada olduğu gibi sınırlı bir yozlaşmanın olması. İçerik üreticileri herhangi bir ehliyete, deneyime sahip değil, bir tek bu yönde bir istek, motivasyon ve tırnak içinde hırsları var.

Ergenler şöyle bir model karşısındalar: Ciddi bir çaba göstermeyeyim, çünkü okumak, üniversite eğitimi almak, ciddi sınavlara girmek zor. Onun yerine kısa yoldan toplumsal olarak değer göreyim ve bu değeri taşıyayım.

Bu sebeple ergenler şöyle bir model karşısındalar: Ciddi bir çaba göstermeyeyim, çünkü okumak, üniversite eğitimi almak, ciddi sınavlara girmek zor. Onun yerine kısa yoldan toplumsal olarak değer göreyim ve bu değeri taşıyayım. Hem iyi bir hayat süreyim hem de kendimi yetkin bir insan olarak hissedeyim şeklinde bir yola gidiyorlar.

Arkadaş ilişkilerinde yeterli olan, akademik başarı anlamında yeterli hisseden, aile ilişkilerinde kendini değerli hisseden, sabit bir kimlik duygusu geliştiren ergenlerin bu tip yayınları daha az izlediğini, bunlarla tırnak içinde dalga geçtiğini görüyoruz
Ama tüm ergenlerde böyle bir yönelim yok. Arkadaş ilişkilerinde yeterli olan, akademik başarı anlamında yeterli hisseden, aile ilişkilerinde kendini değerli hisseden, sabit bir kimlik duygusu geliştiren ergenlerin bu tip yayınları daha az izlediğini, bunlarla tırnak içinde dalga geçtiğini görüyoruz.”

Ailelere tavsiyeler

Aileler öncelikle nasihat etmek, öğüt vermek yerine, dinleyecekler. Normalde ebeveynler şöyle düşünür. Üç kez söyleyeyim, bir kez dinleyeyim. Tam tersi belki beş kez dinleyeceksiniz, bir kez konuşacaksınız

Peki aileler ne yapmalı? Prof Özalp Ekinci’ye son olarak bu soruyu yöneltiyoruz. Önerilerini birkaç maddede şöyle sıralıyor:

“Aileler öncelikle nasihat etmek, öğüt vermek yerine, dinleyecekler. Normalde ebeveynler şöyle düşünür. Üç kez söyleyeyim, bir kez dinleyeyim. Tam tersi belki beş kez dinleyeceksiniz, bir kez konuşacaksınız.

Eleştirmeyeceksiniz. Ben anne babalara şunu söylerim; çocuğunuzla dışarı çıkın ve herhangi bir eleştiride bulunmadan günü tamamlayın. Ergenin nefes almaya ihtiyacı var. Uzun süre onun anlattıklarını dinlemek yanlış gibi olan şeylere bile hemen yorum yapmamak ergenin çok ciddi bir ihtiyacıdır. Bunu mutlaka sağlamamız lazım. Ergenle anne babanın belli hobileri birlikte yatması paylaşımlarını artırır. Kendi geçmişinizde yaşadıklarınızı, zorlukları anlatmak hiçbir zaman olumlu etki göstermez. Ben şöyle zorluklardan geldim. Sen bu kadar imkan içinde bunu yapıyorsun demek ergeni bir tek yetersiz, başarısız hissettiriyor ve geri çekilmesine neden oluyor. Bu tutumdan vazgeçmeleri gerekiyor.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X