Siyaseten bakıldığında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün yaptığı açıklamayla demokrasi tarihimiz açısından bir ilk yaşadık.
Çünkü…
İlk kez bir Başbakan, partisinin genel başkanlığını bırakmak için kongreyle gitme kararı aldığını açıkladı.
Bu durumda…
Davutoğlu, iktidar partisi AK Parti’nin genel başkanı olduğu için üstlendiği başbakanlıktan da ayrılmış olacak. Bu da genel anlamda sürpriz kabul edildi.
Oysa…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarzını bilenler açısından hiç de sürpriz kabul edilebilecek bir durum yok.
Aslında…
Cumhurbaşkanı Erdoğan sürprizi olmayan lider konumunda.
Örneğin…
Bugüne kadar hiçbir kararında ters köşe yapmadı. Adım atacaksa, onu önceden söylüyor ve kamuoyundaki tartışmalarını izlemek üzere kenara çekiliyor. O süreçte Erdoğan’ın gündeme taşıdığı konu yön değiştirebiliyor. Bu konu, eğer bir görevlendirmeyse alternatif isimler eklenebiliyor.
Kamuoyu yön değiştiren bölüme kapılıp yenileri konuşurken Erdoğan sürprizi olmayan lider olarak gündeme getirdiği ilk ismi görevlendiriyor.
Bu açıdan bakıldığında, Davutoğlu’nun dün AK Parti Genel Başkanlığı’nı bırakma ve dolayısıyla başbakanlıktan ayrılma kararı hiç de sürpriz değil.
Nitekim…
Cumhurbaşkanı Erdoğan-Başbakan Davutoğlu arasında anlaşmazlık olarak bir süredir gündeme yansıyan spekülasyonlar var.
Hatta…
Daha geçtiğimiz hafta “Hoca’nın hataları” olarak adlandırılabilecek ve Erdoğan cephesi adına yazıldığı anlaşılan bir rapor internette dolaştı.
En önemlisi…
Davutoğlu, genel başkanı olduğu partinin yönetimi tarafından parti içi darbeyle teşkilat atama yetkisi elinden alınan ilk genel başkan oldu.
Onun için, yaşananların hiçbiri sürpriz değil.
Bir şey daha…
22 Mayıs olarak açıklanan AK Parti kurultayında yeni bir genel başkan seçilecek ve Cumhurbaşkanı da o yeni genel başkana hükümeti kurma yetkisi yani Başbakanlık görevi verecek.
Fakat…
Davutoğlu belki de seçilmiş son başbakan olarak tarihe geçti.
İşte…
Böyle bir tabloda, dün yaşananlardan çıkardığımız izlenimse şu:
İsimler kim olursa olsun, Türkiye için başbakanlık parlamenter sistemi dün itibariyle fiilen bitti ve başkanlık sistemine resmen adım attık.
Bu yeni dönem hepimize hayırlı olsun.
Erken tarihin anlamı: Erken seçim
Ankara kulislerinde, gündeme önce anayasa değişikliğinin geleceği, bu sürecin referandum ile tamamlanacağı, AK Parti’nin yılsonunda kongreleri öne çekip yeni bir seçime gideceği konuşuluyordu. Pazartesi günü beklentiyi bu sütunlarda böyle aktardık.
İki gün içinde çok hızlı gelişmeler yaşandı. Bunlardan biri, Davutoğlu’nun bırakma kararı sonrası en erken 28 Mayıs’ta kurultay yapılabileceğiydi.
Ne var ki…
Yasal prosedür için en erken tarih 22 Mayıs’ta kurultay kararı alındı.
Bunun anlamı şu:
Türkiye çok hızlı bir şekilde seçime gidiyor. Artık önümüzde erken seçim var.
AK Parti 400 milletvekiliyle gelir mi?
Anayasa değişikliğinin Meclis’te kabul edilebilmesi için 367 oy gerekli. Bu değişikliğin referanduma götürülebilmesi için de 330 oya ihtiyaç var. 317 milletvekili olan AK Parti’nin oyları bu rakamlara yetmiyor. O nedenle Meclis’te diğer partilerden alacağı destekle referandum hesabı yapıyordu.
Fakat…
Kamuoyu araştırmaları MHP ve HDP’nin baraj altı olduğunu gösteriyor. Bu da, AK Parti’nin 400’ün üstünde milletvekili alabileceği anlamına geliyor.
İşte…
Çok hızlı şekilde seçime gidiliyor olmasının sırrı da burada yatıyor.
AK Parti Genel Başkan ve Başbakanı ayırıyor mu?
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bırakma kararıyla birlikte kurultay açıklaması siyaset kulislerini de harekete geçirdi.
Demokrasi tarihimiz açısından ilklerin yaşandığı bu süreçte, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak yenilikler bekleyenlerin sayısı da hayli fazla.
Örneğin…
Siyasi partilerde bugüne kadar Genel Başkan olanlar, parti iktidara geldiğinde Başbakan olarak da ülke yönetimini üstlendiler. Bunun tek istisnası 2002’de yaşandı. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olmadığı ve hakkında mahkeme kararı bulunduğu için Başbakan olamadı ve yerine Abdullah Gül başbakanlığı üstlendi.
Bugünse…
Siyasette yapısal bir değişiklik söz konusu. O değişiklik, başbakanlı parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş olarak adlandırılıyor.
Üstelik…
Süreç de beklenenden ya da tahmin edilenden çok daha hızlı işliyor. Dolayısıyla, beklenti anlamındaki spekülasyonlar da çok fazla.
Bunlardan biri, AK Parti’de yeni yönetim şekli olarak konuşuluyor.
Buna göre…
Biraz da başkanlık sistemine hazırlık olması için Genel Başkan ayrı, Başbakan ayrı bir formül üstünde çalışıldığı kulağımıza geliyor.
Eğer…
Düşünce gerçekleşirse, AK Parti 22 Mayıs’taki kurultayda Genel Başkan seçecek. Buna karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başka bir ismi Başbakan olarak atayabilecek.
Başkanlık sistemi geçildiğinde ayrı yönetim modeli oturacağı için bu bir geçiş süreci olacak.
Merak edilen soru: Kim Başbakan olur?
AK Parti’ye yeni bir genel başkan ile başbakan aranırken herkes “Cumhurbaşkanı kimi işaret eder?” sorusuna cevap arıyor.
Cevabı yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasında olduğu için bilebilme şansı yok. Ne var ki, Cumhurbaşkanı’nın sürprizinin olmadığını bildiğimiz için tahmin yapabilmek mümkün.
Örneğin…
Pek çok kişi “damadı” olduğu için Berat Albayrak’ı işaret etmeyeceğini düşünüyor. Bize göreyse en güçlü aday konumunda. İkinci sırada Binali Yıldırım var.
Bekir Bozdağ ve Mehmet Ali Şahin’den birinin de Genel Başkan olacağı tahmin edilebilir.