Son dönemde… Değişik kesimler tarafından “Bursa’nın sanayiye doyduğu ve artık sanayi yatırımı yapılmaması gerektiği” şeklinde özetlenebilecek değerlendirmeler yapılıyor. Bu sütunların okurları sanayi yatırımlarının durması çağrılarına katılmadığımızı biliyorlar.
Çünkü…
Bursa artık gerçek bir sanayi kenti ve gelecek planlarında yer alan üreterek dünya ligine girme hedefinden vazgeçemez.
Buna karşın…
Bursa’nın sanayi planlamasını doğru yapması, kent hedeflerinin bütünüyle sanayi entegrasyonunu doğru kurması gerekiyor.
Daha açık söylemek gerekirse, sanayinin gereksinimlerine yalnızca sanayicinin çıkarları ve memnuniyeti açısından bakmak doğru bir yaklaşım değil.
Yani…
Sanayi elbette gerekli, ama kent bütünü ve disiplini açısından sanayinin doğru yatırım yapması için de gerekli uyarılar yapılıp önlemler alınmalı.
Örneğin…
Son 1 yıldır Bursa’nın gündeminde Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılmak istenen termik santral var. Adına buhar üretim tesisi denilmesi, tesisin kömürlü termik santral olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Burada…
Konuyu kent için kritik kılan nokta ise, fiili durum ve zorlamayla sonradan organize sanayi bölgesi olarak kabul edilen DOSAB’ın yerleşim yerleri ortasında ve kentin gelecek planlarını ilgilendiren bir bölgede olması.
O bakımdan…
Böyle kritik bir yerde kurulacak termik santral için “sanayicinin çok ihtiyacı var” yaklaşımı, yarınlarda sorgulanacak bir düşünce şekli.
Kaldı ki…
Bugünün kent planlamasında bile yatırımı ilgilendiren çok önemli bir durum söz konusu. Ona da, Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala dikkat çekti.
Dedi ki:
“İzmir Yolu’nda, Deri Organize Sanayi Bölgesi’nin hemen yakınındaki Badırga’da 204 hektar alan üzerinde Bursa Tekstil Boyahaneleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi oluşturuldu. TOSAB faaliyete geçtiğinde kentteki tüm boyahaneler buraya toplanacak.”
Şunun altını çizdi:
“Nerede olursa olsun, TOSAB dışında boyahane çalışmasına izin verilmeyecek, tüm boyahaneler Badırga’ya taşınacak.”
Söylediği şu:
“Yarınlarda işlevsiz kalacak bir tesisin DOSAB’da kurulması ısrarı en azından sanayici mantığıyla doğru bir yatırım değil.”
Çağrısı ise şu:
“Teknoloji tartışmalarını bir kenara bırakarak, bu tesisin Demirtaş’a değil Badırga’ya kurulması çağrısını yapıyorum. Yoksa yatırım boşa gidecek.”
Bize göre…
Son derece içten ve ileriyi görebilen düşünceyle yapılmış bir çağrı.
Kendi yatırımlarında kılı kırk yaran sanayicilerin, gaza gelmeden ve iş işten geçmeden bu çağrıya kulak vermelerinde yarar var.
Semih Pala DOSAB için yeni model önerdi: Butik Sanayi!
Gelişmeyi kent kamuoyu anımsayacaktır… Yalova Yolu ile Demirtaş Beldesi arasında kalan bölgede değişik yıllarda kurulup faaliyete geçmiş 20 kadar fabrika vardı. 1986 yılında bu fabrikaların sahipleri bir araya gelip Organize Sanayi Bölgesi haline gelmek için harekete geçtiler.
O dönem…
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın karşı çıkmasına rağmen 4 yıllık bir mücadele sonunda Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi olmayı başardılar.
Yani…
Organize Sanayi Bölgesi olarak planlanmayan, fabrikalar kurulduktan sonra mücadeleyle organize sanayi olan bu bölge şimdi yerleşim alanları arasında kalınca yeni bir süreç başladı.
İşte…
Böyle bir süreçte DOSAB’a, kentin gelişimine en uygun yeni hedef önerisi Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala’dan geldi:
“Yerleşim alanlarının ortasında kalan DOSAB’ın tartışılır olmaktan kurtulabilmesi için kirletici kabul edilen sanayi üretiminden çıkıp teknolojik üretime geçmesi gerekiyor.”
Adını da koydu:
“Kuruluşuyla farklı bir model olan DOSAB yeni süreçte Butik Sanayi özelliğine geçerek bir başka yeniliği de başarabilir.”
Kozağacı köylüsü için proje: Keles Kirazı Tanıtım Grubu
Kiraz, üretim ömrü kısa olan bir meyve. Yılın ilk hasadı denize yakın sıcak bölgelerde başlıyor ve sonrasında kademe kademe iç kesimlerde toplanıyor. Dağlık yüksek kesimlerdeyse yılın son hasadı yapılıyor.
Tüccar sıcak bölgelerden dağlık kesimlere yükselen hasad planlaması yaparak pazarda daha uzun süre ürün tutabilmenin yanında, Avrupa ve dünya pazarından da daha uzun süre pay almayı hedefliyor.
Bu nedenle…
Geç hasad yaşanan Keles’in Kozağacı Bölgesi tüccar açısından çok cazip. Buna bir de Kozağacı kirazının coğrafi özellik ve toprak yapısı nedeniyle daha iri ve lezzetli olması eklenince bölge ürünü daha değerli hale geldi.
Öyle ki…
Kozağacı’nda yetişen ve ince belli bir çay bardağının dibine düşmeyecek kadar iri olan Keles Kirazı bir anda Avrupa’nın gözdesi haline geldi.
Bu nedenle…
Kozağacı köylüleri yıllarca kiraz sayesinde ihracat yaptılar, elde ettikleri bu başarıyla da adlarından söz ettirdiler.
Ne var ki…
Bu yıl yaşanan küresel kriz bizim kirazı çok etkiledi. Avrupa pazarından talep durunca ihracat yapılamadı, iç pazarda da kirazın değeri düştü, hatta satış fiyatı toplama bedelinin bile altına indi.
Öyle olunca…
Yıllar sonra ilk kez Kozağacı köylüleri zarar ettikleri için kirazları toplamayıp dalında bıraktılar, kimi de yollara döktü.
İşte…
Bu krizin bir daha yaşanmaması, Koazağacı kirazının dünya markası olarak yerinde tanınması için ilk hareket Keles Belediye Meclisi’nin MHP’li üyeleri Ersin Yılmaz, Yaşar Aslan ve İzzet Korkmaz’dan geldi.
MHP’li meclis üyeleri verdikleri ortak önergede, dünya pazarlarına tanıtım yapmak üzere Keles Kirazı Tanıtım Grubu oluşturulmasını, bunun için de Keles Belediyesi’nin öncü olmasını istediler.
Yılmaz, Aslan ve Korkmaz ayrıca, Kozağacı köylüsünün kendi imkanlarıyla oluşturdukları, ancak Bütünşehir Yasası ile Büyükşehir Belediyesi’ne geçen Kiraz Hali’nin de bu tanıtım için kullanılmasını önerdiler.