Anlaşılan o ki… Pazar günü yapılan AK Parti kongresinin mesajları daha bir süre tartışılacak ve gündemdeki yerini koruyacak.
Çünkü…
İlk kez bir iktidar partisi kongreyle başbakan değiştirdi, ilk kez bir parti kongresine Cumhurbaşkanı damga vurdu ve Cumhurbaşkanı için bu kadar açık birlikteyiz mesajı verildi.
Bunlardan çıkardığımız “Partili Cumhurbaşkanı dönemi fiilen başladı” mesajını dün bu sütunlarda paylaştık.
Sabah…
Ankara’dan sık sık görüştüğümüz ve yorumlarını önemsediğimiz dostumuzla kongre değerlendirmeleri yaparak güne başladık.
Şunu sordu:
“AK Parti kongresinin olduğu gün İngiltere Başbakanı David Cameron’un yaptığı açıklamayı nasıl buluyorsun?”
Bir an kafamızda soruyu dengeledik. Sonra, İngiltere Başbakanı Cameron’un pazar günkü “Bu ilerleme hızıyla Türkiye’nin AB’ye girmesi 3000 yılı civarında olur” sözleri aklımıza geldi.
Biz düşünürken, Ankara’daki dostumuz “Böyle bir açıklamanın, AK Parti kongresinin olduğu gün yapılması tesadüf olabilir mi?” diye devam etti.
Sonra da şunu söyledi:
“Hepimiz biliyoruz, İngiltere dünyanın gizli lideri. Bölgemizde geçmişte de etkisi vardı, bugün de ilgisi ve etkisi var.”
Şöyle devam etti:
“Kendileri Avrupa Birliği’nden çıkmayı tartışırlarken, bizim üyeliğimizin 3000 yılını bulacağını söylemesi kehanet mi, yoksa bir mesaj mı görülmeli?”
Cevabı kendisi verdi:
“Bu kehanet değil. Türkiye üzerine uluslararası planların yansıması kabul edilmeli. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine yönelik bir planlama seziliyor.”
Sözlerini şöyle açtı:
“Ülkemizde Tayyip Erdoğan karşıtları farklı düşünüyor, ama dışarıda bazı çevreler Cumhurbaşkanı’nın liderliğinden rahatsızlar. Onsuz bir Türkiye siyaseti hesap ediyorlar. Bu artık sır değil.”
Yorumu şu:
“Cumhurbaşkanı siyaseti iyi okuyor, her konunun arka planını görebiliyor. AK Parti kongresi hem onun siyasi gücünü unutanlara anımsattı, hem de Türkiye’nin yeni yönetim modeli için en ciddi mesaj oldu.”
Yani…
“Yani, kongreyi yalnızca AK Parti kongresi olarak görmemek lazım. Tümüyle bir mesaj kongresi oldu. Bir taşla çok fazla kuş vuruldu.”
Açıkçası…
Bu sözler, bizlerin bilmediklerini de içeren ciddi bir siyasi analiz midir, yoksa siyasi paranoya mı içeriyor bilemiyoruz. Ama Ankara’dan böyle görenler olduğu da ortada.
Mesajı ilk Merkel aldı
Ankara’daki dostumuzla sabah saatlerinde kongre değerlendirmeleri yaptık, akşam saatleri yazıya oturduğumuz sırada bir görüşme dikkatimizi çekti.
İstanbul’da dünya liderlerinin katılımıyla yapılan zirve için gelen Almanya Başbakanı Merkel, bölgesel konuları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmüş.
Gerçi, Erdoğan zirvenin evsahibi, ama Merkel son gelişinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Gaziantep’e gitmiş ve “Muhatabımız Başbakan” mesajı vermişti. Davutoğlu kongrede aday olmadı, ama başbakanlığı devam ediyor.
Bu da…
Kongreden çıkan mesajı ilk Merkel’in aldığı anlamına geliyor.
Parti içine “umut mesajı” mı verildi?
Siyasi partilerin genel merkezlerinde ya da parlamentoda bazı isimler birkaç görev üstlenmek zorunda kalabiliyorlar.
Özellikle kritik görevler belli isimlerde toplanınca, bu kez kendilerini sıradan gören ve umudunu kaybedenler oluyor.
Ankara’dan konuştuğumuz dostumuz, parti yönetimi ve hükümetin farklı oluştuğu düşüncesinde. Kongrenin perde arkasını irdelerken buna da dikkat çekti:
“Parti yönetimiyle hükümetin ayrı tutulması, daha çok kişiye pozisyon açılması anlamına geliyor. Bu da partinin tüm katmanlarına çalışmalarını teşvik edici umut olur.”
Bursa’nın hafızası, kentin ekonomi tarihini yazdı!
Katıldığımız söyleşilerde biz de vurguluyoruz… 1980’lere kadar başka bir Bursa vardı, 80 sonrası sanayi hamlesi ile birlikte başka bir Bursa’da yaşamaya başladık.
O değişimi bizzat yaşayanlar arasında Ergun Kağıtçıbaşı’nın apayrı bir yeri var.
Çünkü…
Kent ekonomisinin amiral gemisi konumundaki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın genel sekreteri olarak değişime tanıklık etti, hatta pozisyonu gereği sanayileşmeyi yönetenler arasında yer aldı.
O nedenle…
Ergun Kağıtçıbaşı bizim için Bursa’nın hafızası özelliği taşır. Geçmişte muhabirlik yaptığımız dönemde uyarılarını önemserdik, şimdi deneyiminin ne kadar büyük bir hazine olduğunu görüyoruz.
Nitekim…
Ergun Abi de bu hazineyi Bursa ile paylaşma kararı aldığı için oturdu Bursa’nın sanayi gelişimi ile ilgili her şeyi yazdı, 12 yıllık çalışmanın ürünü üçüncü cilt de bitti.
Son cildi tanıttığı toplantıya katılamadık, ama eksik olmasın Elif Sezgin kardeşimiz bilgilendirdi.
Biz de…
Bilgisini ve emeğini paylaşan Ergun Kağıtçıbaşı’na teşekkür ediyoruz. Kente karşı sorumluluk işte bu.
Leylekler için master plan hazırlattı, hastane yapıyor!
Bir dönem, Bursa’nın sembolleri arasında leylekler de yer alırdı. Sanayileşme, yüksek yapılar, tarımsal ilaçlama gibi nedenlerle artık kent merkezi çevresindeki yerleşim yerlerinde leylekler yaşam alanı bulamıyorlar.
Fakat…
Gelmeyi sürdürdükleri yerler var. Karacabey’in Uluabat Gölü kenarındaki Eskikaraağaç Köyü bu yerler arasında öne çıkıyor.
Nitekim…
Eskikaraağaç’ta ilk 2 yıl şenlik olarak düzenlenen etkinlikler Leylek Festivali’ne dönüştü.
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, yörenin en önemli konukları kabul ettiği leylekler için özel çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda Eskikaraağaç’taki düzenlemelerin yanında Türkiye’de ilk kez leylek master planı da yaptırdı.
Çalışmaları da şöyle anlattı:
“Leylekler için hem Eskikaraağaç’ta hem çevrede düzenlemeler yapıyoruz. Kablolar yeraltına alınıyor, ilaçlama yapan çiftçileri leyleklere zarar vermemeleri için uyarıyoruz.”
Şunu da ekledi:
“Festival için Eskikaraağaç’ta göl kenarında 1300 metrelik yürüyüş yolu yaptık. Sahile çay bahçeleri kazandırılıyor. Bungalovlar hazır.”
Sonra da şunu açıkladı:
“Eskikaraağaç’ta göçte hastalanan leylekler için Osmanlı döneminde olduğu gibi Gurabahane-i Laklakan adıyla hastane yapıyoruz. Müze çalışmalarımız da sürüyor.”