Sabah çok erken saatti… İnternette geceden kalan haberler arasında dolaşırken Gazeteci Ahmet Takan’ın dün Yeni Çağ gazetesinde yayınlanan yazısının haberi ile karşılaştık.
Şunlar yazıyordu:
Kanlı terör örgütünün eylemleri sadece Kilis’e yönelik değil… Başkent Ankara’da devam eden olağanüstü güvenlik önlemlerine rağmen IŞİD’in yeni çok kanlı eylemler için 10 canlı bomba eylemcisini Gaziantep’ten yola çıkardığı nokta istihbaratına dün ulaşıldı. İstihbarat bilgisinde; IŞİD’in ABD Büyükelçiliğini ve irtibatlı birimlerini öncelikli hedef aldığı belirtiliyor. Bu arada IŞİD’in Cebeci semtinde bulunan askerlik şubelerine ve birimlerine de eylem hazırlığı içinde olduğu da kaydediliyor…
Bu yazıdan yola çıkarak, bazı internet sitelerindeki haberlerde Amerikan Büyükelçiliği’nin de Amerikan vatandaşlarını uyardığı notu aktarılıyordu.
Ardından…
Bursa’da çok geniş bir kesimin Kuyumcu Gürcan olarak tanıdığı Gürcan Derin büyüğümüzün vefat ettiğini öğrendik.
Atatürk Caddesi’nin çok eski esnafı olan, Bursaspor’da uzun yıllar yöneticilik yapan Gürcan Abi’nin cenazesine gitme planımız vardı. Fakat ikindi namazını öğrenince yazı saatimiz olduğu için gidemedik.
Sonra da…
Yazımız için bilgisayar başına oturmuştuk ki, patlama haberi geldi. Ulucami’de, batı kapısı yanında patlama olmuştu. Yerde de bir kadın yatıyordu.
Üstelik…
Patlamanın tam aksi yönünde, yani Ulucami’nin doğu kapısı çıkışında gidemediğimiz Gürcan Derin’le birlikte bir başka hemşerimizin cenazesi musalla taşındaydı. O nedenle, Bursa’nın bir kesimi o an oradaydı.
Hemen telefonlar çalışmaya, sorulara cevap aranmaya başlandı:
Patlayan neydi? Çevredeki bir işyerinin tüpü mü, yoksa Ulucami köşesindeki trafo mu patlamıştı? Acaba duvar dibindeki çiçeklerin arasına konan bir bomba mı patlamıştı, yoksa patlayan canlı bomba mıydı?
Gelen haberler bomba patladığını gösteriyordu.
Sonrasını…
Hem Bursa, hem de haber kanallarının canlı yayına geçmeleriyle birlikte Türkiye büyük bir şaşkınlıkla izledi.
Çünkü, Bursa’da 11 yıl önceki El-Kaide eyleminden bu yana canlı bomba eylemi olmamıştı.
Ne var ki…
Sakin ve huzurlu kent Bursa dün kıştırtıcı bir canlı bomba eylemiyle tanıştı. Hem de, Bursa’nın kalbi olarak kabul ettiğimiz Atatürk Caddesi’nde ve Bursa’nın sembolü Ulucami’de patlayan bomba ile canlı bombayı tanıdık.
Kentin kalbinde, halkı kışkırtmaya yönelik bir bombayla sarsıldık.
Bir an…
“O canlı bomba Ulucami’nin batısında değil de doğusunda patlasıydı ne olurdu?” diye düşündük. Düşündük, ama a cenazeye gelenlerle dolu olduğunu anımsayınca resmen ürperdik.
12 Eylül 1980’den beri unuttuğumuz, merkezde olmadığı için de çoğumuzun anımsamadığı El-Kaide bombası dışında izi kalmayan terörü, Ulucami duvarında patlayan canlı bomba ile yeniden anımsarken, son dönemin sembolü canlı bomba eylemiyle de tanıştık.
Düne kadar…
Ankara’da ya da İstanbul’da patlayan bombaların ardından bu kentlerdeki yakınlarını arayıp “İyi misiniz?” diye soran Bursalılar’ın telefonları bu kez “İyi misiniz?” diye sormak için başka kentlerden gelen aramalarla çaldı.
Çok şükür ki…
Teröristin cami duvarında kalan bedeni kendinden başka cana mal olmadı, bir katliam yaşanmadı. O bakımdan, ucuz atlatılmış bir terör saldırısı yaşadık.
Hepimize geçmiş olsun.
Canlı bombadan kalan sorular?
Patlamadan dakikalar sonra Olay Gazetesi İstihbarat Şefi Enver Akasoy’dan canlı bomba olduğunu öğrenince aklımıza önce “Hangi örgüt?” sorusu geldi.
İster istemez IŞİD ilk sırayı alıyor. Fakat IŞİD’in kadın militan kullandığı bugüne kadar görülmedi.
Canlı bomba eyleminde PKK ya da DHKPC’nin kadın militan da kullandıkları biliniyor. Yazımızı hazırladığımız sıralarda eylemi üstlenen örgüt yoktu.
O nedenle…
Sakin şekilde güvenlik güçlerinin yapacakları soruşturmayı beklemek daha doğru olur.
Bir arada yaşama kültürü olan Bursa tuzağa düşmez!
Bursa’da nüfus yapısının çok karışık olduğu biliniyor. Demografik yapı dediğimiz bu çeşitlilikte Anadolu’nun tüm illerinden, her köşesinden gelip bu kentte yaşamayı seçenler artık kent nüfusunun çoğunluğunu oluşturuyor.
Ayrıca…
Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan, son dönemde Ortadoğu’dan göçüp gelen hemşerilerimiz var.
Buna karşın…
Bursa bugüne kadar sakin ve huzur kenti olarak kaldı. Çalışan, emekçi kenti olarak kendini gösterdi. Bu kadar kültürel çeşitliliğe karşın bir arada yaşama kültürü modeli olmayı başardı.
Peki…
Dün Ulucami duvarında patlayan canlı bomba ne anlama geliyor?
Patlamadan birkaç dakika sonra haber Olay’ın internet portalından cep telefonu ekranına düşünce arayan Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Gürsel Dönmez’le bu sorunun cevabını konuştuk.
Önce biz ilk bilgileri paylaştık, sonra Dr. Gürsel Dönmez düşüncesini anlattı.
Aynı zamanda bir akademisyen ve dış politika yazarı olarak yıllarca bu tür konuların dünya üzerindeki yansımalarını izleyip yorumlayan, Avrupa’daki eylemleri çok iyi bilip analiz eden Dr. Gürsel Dönmez’in yorumu çok kısa oldu:
“Bursa sakin kent. Bu sakin kentte yaşayanları birbirine düşürmek ve kışkırtmak istiyorlar. Ama bilmiyorlar ki Bursa bu tuzağa düşmez, bu oyuna gelmez.”
Gerçekten de öyle.
Canlı bomba olmasa bile, toplumu kışkırtma amaçlı eylemlere bugüne kadar hiç prim tanımayan Bursa inanıyoruz ki burada da tuzağa düşmez, birliğini ve sükunetini korur.
Ne de olsa…
Bir arada yaşama kültürü olan bu kentin cihan imparatorluğuna başkentlik yapmış olmanın vakur geçmişi var.
Bir soru daha: Hedef neresiydi?
Ulucami’nin doğu kapısı çıkışında iki cenaze birden olduğu için kalabalık vardı, ama canlı bombanın kendini patlattığı batı kapısı çıkışı da tenha bir yer değil.
En azından…
Atatürk Caddesi’nden çarşıya giden yol olduğu için günün her anı kalabalık ve hareket var. Ayrıca çok sayıda dini kitap ve gözlük satan dükkanlar, restoranlar yer alıyor.
Bu nedenle ucuz atlatılmış bir olay yaşandığını kabul etmek gerekiyor. Fakat, şunu da sormak gerekiyor:
Hareketlilğe karşın, patlamanın olduğu nokta canlı bomba eylemi için çok ideal bir yer değil.
Öyleyse…
Asıl hedefi neresiydi? O noktada bomba nasıl patladı?