Siyasette… Her zaman iki kere iki dört etmiyor. Kağıt üzerinde ayrıntılı yapılan planlar masada tutmuyor, sahaya çıkıldığında bozulabiliyor.
O bakımdan…
Bazı hallerde sürekli strateji planı yenilemek gerekebiliyor. Şu anda da böyle bir süreç yaşanıyor. Partilerin yaptıkları ince planlar rakiple buluşmada bozulup başka bir aşamaya geçilebiliyor.
Üstelik…
Bozulan planların yerine daha yeni bir planın üretilip gündeme çıkarılabilmesi için de pek fazla zaman yok.
Nitekim…
Başlangıçta kasım olarak konuşulan yeniden seçim için yeni gelişmeler ekim sonunu ya da tarih koymak gerekirse 25 Ekim’i gösteriyor.
Bu durumda…
Siyasi partilerin aday belirleme süreçleri kısalacak ve adayların saha çalışması yapmaları için de daha kısa süre kalacak.
Bütün bunlar da seçim çalışması kapsamında yükü iki grubun üstüne bırakıyor.
Birincisi…
Siyasi partilerin mevcut milletvekilleri deneyimleri ve potansiyelleriyle sahada daha fazla sorumluluk alacaklar.
İkincisi…
Seçimin yükü parti teşkilatları yerine bu kez belediyelerde olacak. Seçim çalışmalarının liderliğini de belediye başkanları üstlenecek.
Çünkü…
Belediyelerin vatandaşa ulaşım yolu doğal olarak zaten açık. Başkanlar kendi icraatları ile sık sık kamuoyu karşısına çıkıyorlar. Buna iletişim kanallarının açık olması da eklenince ortaya daha farklı bir yapı çıkıyor.
Yani…
Belediyelerin zaten iletişim dahil işleyen sistemi var. Bu seçimde zaman ve planlama sorunu yaşayan siyaset, belediye kanalını bu nedenle daha fazla kullanacak.
Böylece…
Milletvekilleri genel durumu anlatırken, belediyeler de kendi çalışmalarını referans gösterip seçmenden oy isteyecekler.
Dahası…
Bütünşehir yasasının ardından il sınırları hizmet alanı haline gelen Büyükşehir Belediyesi böyle bir seçim temposunda daha fazla sorumluluk ve görev alacak. Bir anlamda yükün büyük bölümünü sırtlayacak.
Adeta…
Ankara’daki genel idare görevini üstlenip her yere ulaşmak durumunda olacak.
Tabloda…
Belediye kazanan tüm siyasi partiler için geçerli görünen bu farklı durumda teşkilatlara da ağırlıklı olarak koordinasyon görevi düşüyor.
Kısacası…
Zaten her şeyiyle farklı bir seçime doğru gidiyoruz, bir de seçim sürecindeki saha çalışmasının da geçmiş seçimlere hiç benzemeyeceği anlaşılıyor.
Bursa’nın geçmişi bu dergide yaşıyor
Bursa tarih ve kent kültürü olarak çok zengin bir geçmişe sahip. Bu kent kültürü ve tarihin arka odalarında kalanlarsa Olay’ın yılda iki kez yayınlanan Bursa’da Yaşam dergisinde geleceğe belge haline geliyor.
Emek ve titiz çalışmayla hazırlanan son sayıdaki Bursalı Çanakkale Şehitleri dosyası okurken insanın tüylerini diken diken ediyor.
Genel Yayın Müdürü Nahit Kayabaşı’nın yazısında yer alan Çivrilli Mehmet Çavuş’un hastaneden komutanına yazdığı mektupta “Sağ kolumu kaybettim, zararı yok, sol kolum var” deyişiyse tarihin nasıl yazıldığını gösteriyor.
Emeği geçen tüm arkadaşlarımızı kutluyoruz.
AK Parti’nin kurultay kararına çarpıcı MHP yorumu!
Telefonda… MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’la konuşuyorduk. “Neler oluyor?” sorumuz üzerine, tanık olduğu Başbakan Ahmet Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli görüşmesini anlatıyordu.
Söze…
“Olan biten belli… Sayın Davutoğlu kendisinin yazmadığı senaryodaki rolünü yerine getirmeye çalışıyor” diye başlayıp şunu aktarmıştı:
“45 günlük süreyi öyle ya da böyle tüketip seçmene ‘İşte gördünüz, her şeyi yaptık ama CHP ile MHP yanaşmadılar’ demek üzere altyapı oluşturdular.”
Şunu da eklemişti:
“Ayrıca seçmene ‘Ülkenin sıkıntıdan kurtulabilmesi için bizi tek başımıza hükümet yapın’ da diyecekler. Yaşananlar bunların altyapısı.”
Görüşmeyi şöyle özetlemişti:
“Bize 3 teklifle geldiler. Birincisi, ‘Azınlık hükümeti kuralım, destekleyin’ dediler. İkincisi ‘Meclis’te erken seçim kararı alalım, destekleyin’ dediler. Üçüncüsü de ‘Bunlar olmazsa yetki Cumhurbaşkanı’na geçecek, o zaman seçim hükümetinde yer alın’ dediler.”
Görünüşe göre…
Görüşmenin en kritik noktasını, önerilerin ikinci sırasında yer alan “Meclis’te erken seçim kararı alıp mevcut hükümetle seçime gidilmesi” oluşturuyor.
Tam da…
Büyükataman bu durumu yorumlarken “Mevcut hükümetle seçime nasıl gidilecek ki. Üstelik görevlendirme 45 günle sınırlı. Cumhurbaşkanı da görevi ikinci partiye vermeli” diyordu ki televizyon ekranına AK Parti MKYK toplantısı sonrası Parti Sözcüsü Beşir Atalay çıktı.
Susup dinledik.
Atalay’ın ağzından “AK Parti kurultayı 12 Eylül’de toplanacak” cümlesi çıkmıştı ki, ilk yorum telefonun ucundaki MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’dan geldi:
“Anlaşıldı… Kurultayda Davutoğlu’nu değiştirecekler.”
Dikkat çekici bir başka gelişme de şu:
AK Parti Grubu önceki güne kadar siyasi strateji kapsamında birinci seçenek olarak Meclis’i erken seçim için olağanüstü toplantıya çağırma planı yapıyordu.
Birden bu düşünceden vazgeçilip Davutoğlu’nun görevi iadesi isteği öne çıktı.
İşte…
Büyükataman da kurultayın 12 Eylül’e çekilmesini, bu strateji değişikliğiyle birlikte ele aldı. Yorumu o nedenle çarpıcı.
Depreme en duyarlı parti MHP çıktı: Gece yarısı etkinlik
17 Ağustos 1999’da yaşanan o büyük depremin 16. yıldönümü nedeniyle değişik kurum ve kuruluşlar anma etkinlikleri düzenledi. Bunlar arasında akademik odaların yaptıkları deprem uyarıları ciddi mesajlar içerdi.
Siyasi partiler arasındaysa, depreme en duyarlı parti olarak MHP dikkat çekti.
Osmangazi’de Belediye Meclisi’ne verilen deprem önergesi yanında, MHP Yıldırım İlçe Başkanı Erkan Subaşı da tam deprem saati, yani gece saat 03.00’de arkadaşlarıyla birlikte Yıldırım Belediyesi önündeki Bayrak Alanı’ndaydı.
İl Başkanı Yüksel Yılmaz ve Eski İl Başkanı Hasan Toktaş’ın da katıldıkları gece yarısı deprem etkinliğinde kentsel dönüşüm de konuşuldu.
Özellikle de…
17 Ağustos 2013’te dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli atılan ve Türkiye’ye örnek gösterilen Mevlana Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi sorgulandı.