Korku, Fenerbahçe karşısında oynanan futbolun, maçın atmosferi dolayısıyla yanıltıcı olabileceği şeklindeydi…

Ama tüm eksiklere rağmen Bursaspor, Kayserispor karşısında ortaya koyduğu mücadele ve futbolla korkuları bertaraf etti. Genel olarak baktığımızda yeşil beyazlıların rakibine karşı iki tık üstün oynadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ertuğrul Hoca, “Bir puan iyidir, yakalarsak da bunu 3 puana çeviririz” kurgusuyla oyuncularını sahaya sürerken, Samet Hoca’nın taktiği ise, “Sabır” ve ardından “Gole gitmek”ti…

Ne kadar iyi oynarsanız oynayın, bunu golle süsleyemezseniz, ağızlardaki tat da yarım kalır… Stancu ve Yusuf’un yakaladığı pozisyonlar öyle kaçırılacak cinsten değildi. Ama her iki oyuncu da yapılmaması gereken bir hatada bulundular. En kötü karar, kararsızlıktan iyidir düşüncesini bu iki pozisyonun kolayca harcanmasının en önemli faktörüydü bence. Eğer, bir iki saniye önce karar verip topa vursalar golü bulmaları içten bile değildi. Açıkcası yazık oldu.

Badji, Fenerbahçe maçında olduğu gibi yine kusursuzdu. Erken konuşmak iyi değil ama böyle devam ederse Bursaspor adına yılın transferi olacak gibi. Barış da üstüne koyarak oynamaya devam ediyor. Kadıköy’de sağ bekte, Kayseri önünde de stoperde hatasızdı.

Genç Burak’a parantez açmazsak olmaz; Samet Hoca’yla birlikte genç oyunculara da sanki bir şeyler oldu. Forma şansı bulacaklarına inanarak oynadıkları için çok daha katkı koymaya başladılar. Burak da, dün hocasının yüzünü kara çıkartmazken, tribünlerden en çok alkış alan oyuncuydu. Şımarmadan devam…

Kembo ve Necid, barutu alınmış mermi gibiler… Onları ateşlesen ne olur, ateşlemesen ne olur…

Son söz de taraftara; biraz daha oyunculara tölerans göstermekte fayda var… Yuhlamanın kimseye bir faydası olmaz… Önümüzde daha uzun bir maraton var.