Bir takımın performansını yorumlamak için o takımın sahada yaptıklarına bakarsınız. Taktik anlayışına, sahaya çıkan 11’e, oyuncu performanslarına, bireysel katkılara, futbolcuların konsantrasyonuna, bloklar arasındaki mesafelere, yardımlaşmaya, gösterilen mücadeleye, sahadaki dağlıma, defansif ve ofansif organizasyonlarına, oyuncuların skora verdiği reaksiyona, takım hocasının yaptığı değişikliklerin maça yansımasına vs… Bu saydıklarımın hiç biri Bursaspor’da yoktu. Anlayacağınız ortada taktik, teknik olarak yorumlanacak bir durum yok.

7 haftadır kazanamayan, belki Bursaspor’a yenilmesi durumunda lige havlu atacak Osmanlıspor’a mağlup olmanın bir açıklaması olamaz. Bu kadar düşük tempo ile siz hangi takımı yeneceğinizi düşünüyorsunuz. Siz bu ağır çekim temposu ile bırakın Osmanlı’yı bir alt ligde bile takım yenemesiniz. El freni değil ‘abs’, ‘asr’ ne varsa maşallah bu maçta kullanıldı. Ama sonuçta araba takla atmaktan kurtulamadı. Bu oyun sistemi de  zaten oyuncuların canlarına minnet… İsyan eden, savaşan bir tek oyuncu olmaz mı?

Siz ilk önce sınavı Özlüce’de doğru vereceksiniz ki karşılığını maçta bekleyesiniz. Paul Le Guen neyi nasıl planlıyor anlayabilmiş değilim. Doğru kurguyu niye bozuyor o işin ayrı bir tarafı. Ama bu karşılaşmada şu net şekilde ortaya çıktı. Bursaspor ne mental ne de fizik, ne de taktik olarak bu karşılaşmaya hazırlanmamış. Oyunun hiç bir bölümünde olmayan, bu kadar silik bir görüntünün sorumlusu kim? Onun cevabını da siz kendi aranızda verirsiniz…

Ama lütfen bu şehre, işinize biraz saygı gösterin. Geçen seneden sonra yeni bir heyecanı daha kaldıracak kalbi yok bu insanların.  Aynı nakaratı duymaktan artık gına geldi. Sizden beklenilen tek şey, giydiğiniz o formanın, kazandığınız paraların hakkını vermeniz.