Kadıköy’de Bursaspor’dan böyle bir mücadele bekliyormuyduk? Kendi adıma söyleyim hayır… Yeşil beyazlı oyunculara hiç yakışmayan antrenman boykotunun ardından Fenerbahçe gibi zirve yarışı veren bir takım karşısında kora kor bir oyun; açıkçası şaşırttı ve mutlu etti..
Mustafa Er’i bir kez daha kutlamak lazım. Böyle ciddi bir krizin ardından takımı maça motive etmesi 1. artısı. İlk yarıda Barış ve Badu’nun sakatlığından sonra Bostock ve Kembo hamlesi 2. artısı.
Taktiksel anlayışı da 3. artısıydı. Oldukça düşük bir tempoda oynanan ilk devreden sonra maç ikinci yarıda bambaşka bir kimliğe büründü.
Fenerbahçe’de Aykut Kocaman’ın Valbuena hamlesinden sonra sarı lacivertlilerin baskısına yeşil beyazlılarda organize kontraataklarla karşılık verdi. Seyir zevkinin her dakika artığı bu devrede maç her iki tarafa da gitti geldi.
Mağlubiyete rağmen maçın Bursaspor adına en iyisi Harun Tekin’di. Yaptığı 5 net kurtarış, öyle böyle değildi. Baskının arttığı bölümlerde Bursaspor’un golü tam zamanında geldi.
Er’in gelişi ile birlikte verilen forma şansını çok iyi kullanan ve Batalla’ya ayak uydurmaya başlayan Furkan Soyalp’in golü bu sezonun yeşil beyazlılar adına en iyilerinden biriydi.
Ama hemen 2 dakika sonrasında Sow’un çok şansız bir şekilde kendi kalesine kafa ile attığı gol ve 1 dakika sonrasında kaçırdığı poziyon maçın kırılma anlarından biriydi.
Ama asıl kırılma 83. dakikada yaşandı. Şener’in Titi’ye yaptığı net faulü görmeyen Fırat Aydınus, Titi’nin saniyeler sonrasında çektiği acı ile Janssen’e müdahalesini hiç düşünmeden kırmızı kart ile cezalandırdı. Hızını alamayan Aydınus, kulübede Kubilay’a da kırmızı kartını gösterirken, Mustafa Er ve tercüman Altuğ Günaydın’ı da tribüne göndererek rahatladı…
Dökülen alın terinin verilen emekleri bir anda heba etti. 90’da yenilen gol ile “yazık oldu” dediğimiz bir maçı daha tamamladık. Ama şunu net bir şekilde söylemekte fayda var; antrenman boykotu tüm camiada takıma karşı bir burukluk yarattı.
Evet oyuncular haklarını istiyor ama her şeyin de yeri ve zamanı var. Sonuçta hepimiz çok iyi biliyoruz ki futbolcuların alacaklarını kulüpten alamamaları gibi bir durum söz konusu olamaz. Sözleşmelerde her şey yazılı. UEFA ve TFF’nin bu konuyla ilgili katı kuraları da zaten ortada. Bunun kongreye ve gelecek sezon yapılanmasına nasıl yansıyacağını ilerleyen günlerde hep berabere göreceğiz.