Bursaspor’un kitabında pes etmek yazmıyor…
Kolay geçmesini beklediğimiz maç zor geçti. Bunda doğal olarak Gençlerbirliği’nin defansif oyun anlayışının yanında ve skorda öne geçmelerinin payı büyüktü. Doğal diyorum, Ligde yeşil beyazlıların bu futbol anlayışına kafa tutacak takım yok gibi. Bu oyuncu topluluğuna karşı açık oynamanın bedelinin ne olacağını artık her teknik adam çok iyi biliyor.
Başkent ekibinin tüm oyun planı Bursaspor’u durdurmak üzerine kurulu olduğunu ilk dakikadan itibaren gördük. Onu gördük ama yeşil beyazlıların rakibi hırpalayan, bunaltan oyununu özellikle ilk 45 dakikada göremedik. İrfan Buz’un öğrencileri kanatları iyi kapadı, orta sahada alan daralttı, bir de gol buldu. Rakip bunu yaparken, Şenol Hoca’nın öğrencileri kilidi çözecek bireysel becerilerini kullanamadı, hücum organizasyonlarında yetersiz kaldı böyle olunca da devreyi 1–0 yenik kapadı.
Yaprağı çevirelim… İkinci devre inatla, sabırla, azimle skoru lehine çevirmek isteyen bir Bursaspor vardı. Rakibin gardını düşüren ilk gol Josue’den geldi. Her takıma lazım, sıkıştığında gönderiyor füzeyi. Sinirli, hırslı arkadaşları gibi kaybetmeye tahammülü yok.
Yeşil beyazlılar adına 2.golün ayak sesleri gelirken, 81.dakikada sahanın etkili isimlerinden İrfan Can Kahveci’nin sakatlanmasının sonra işler daha da kolaylaştı. Başkent ekibi 3 oyuncu değişiklik hakkını kullandığı için kalan bölümü 10 kişi oynamak zorunda kaldı.
Ne olursa olsun son 5 dakikada 2 gol bulmak her takımın harcı değil. Bursaspor maçı ne kadar çok istediğini Holmen ve Fernandao attığı gollerle gösterdi. Takım galibiyete inanmıştı, ama en az onlar kadar 3 puana inanan yeşil beyaz sevdalılarının itici gücünü de unutmamak lazım. Bir de hep teknik taktikten bahsediyoruz ama 3 günde bir maç yapan oyuncuların kondisyonunu da es geçmeyelim. Bir takdir de perdenin arkasındaki emekçilere. Velhasıl Bursaspor’u Olimpiyat’ta daha da keyifle izleyeceğiz…
Bir de şunun altını çizmesem olmaz. Ligin en formsuz olanları futbolu idare edenler ve hakemler. Dün akşam bunu bir kez daha gördük. Şenol Hoca’nın üstüne basa basa söylediği sözü bir kez daha hatırlamakta fayda var, “Ne bizim lehimize, ne aleyhimize haksızlık olmasın.”
Serdar’ın ceza sahasında rakibine müdahalesi ve Belluschi’nin sinirle savurduğu
tekme Bursaspor’a pahalıya mal olabilirdi… Ama hakem kararları doğrular ile yanlışları bir şekilde dengeliyor…