Geçen sezon artık geride kaldı. Suçluları da geride kaldı… Herkes kendi çapında dersini çıkarır diye düşünüyoruz. Ama öncelik, Bursaspor yönetiminin ne gibi dersler çıkardığı sorusuna verilecek cevapta… Son anda lige tutunmayı başaran bir takımda halâ yaprak kımıldamıyor….
Trabzon maçından bu yana Bursaspor’un her günü taraftarlarına sanki 48 saat gibi geldi… Şehrin her yerinden ses geliyor ama Özlüce’den bir ses gelmiyor… Ha bugün ha yarın… Transferlerden olmasa da çok şükür hocadan o ses geldi.…
Geçtiğimiz sezondan sonra anladığım şu; başkanın kimseye güveni kalmamış. Orhan Güney’in son köşe yazısında bunu çok daha iyi analiz edebiliyoruz. Neden?Aslında herşey yolunda gidiyordu. Hamza Hoca’nın taraftar ile yaşadıkları ve güvendiği dağlara kar yağana kadar… Daha sonra adım adım uçuruma doğru giden bir yola girildi.
Ali Ay, bu sıkıntıları çözme ve doğruyu bulma adına hep iyi bir fikir, bir görüş aradı. Bazen fikirler, bazen de söyleyenler onu tatmin etmedi. Ligde kan ter içinde mutlu son yaşansa da bu son yeni bir başlangıç olabilirdi. Bunun için kollar sıvanmasına sıvandı ama güven problemi halâ aşılamadı. Bence henüz imzalar atılmadı ama Başkan’ın ilacı Fransa’dan geldi. Ali Ay, Paul Le Guen ile kendini çok rahat ve güvende hissediyor. Transferde tüm ipler kendisine verilecek. Ne de olsa işin ehli o. Sizin anlayacağınız Başkan amiyane tabir ile eşeği sağlam kazığa bağlamak istiyor.
Ağzı bir kere yandı. Yoğurdu değil, dondurmayı bile üfleyerek yiyecek neredeyse…
Ama taraftarın sabırsızlığı haklı olarak her geçen gün giderek artıyor.
Sayın Ali Ay artık, icraat zamanı geldi de geçiyor…. Siz kararlı olmazsanız, masaya yumruğunuzu vurmasanız oluşturmayı düşündüğünüz o güçlü takım olmaz, yerine daha ilk sert rüzgârda yerle bir olacak bir takım olur…
Haa nedendir bilmem, İstanbul’da Le Guen’i beklerken, güven ve destek meselesi beni de bayağı düşündürdü….