Meslek hayatımda Bursaspor’da birçok teknik adamla çalıştım. Hepsinin kendine özgü bir futbol anlayışı ve liderliği vardı. Bazıları başarılı oldu iz bıraktı, bazılarının ise adı yalnızca istatistiklerde kaldı…
Tecrübe, birikim, liderlik ve hedef… Başarı için birçok unsurun bir araya gelmesi gerekir. Evet, tabela çok önemli ama önemli olan bir başka şey de sahip olduğumuz değerler.
Bana göre Şenol Güneş, Türk futbolu ve Bursaspor için kaybedilmemesi gereken çok önemli bir değer. Başarılı olsun ya da olmasın.
Güneş, tecrübesini, bilgi birikimini, dürüst kişiliği ile harmanlamış, tam anlamıylaakil bir teknik direktör görüntüsü veriyor. Ego yok, politik konuşma yok. Bir kere Şenol Güneş neyse o… 2002 bir milattı ama kıymetini bilemedik.
Basın toplantılarında, kısa sohbetlerde, onun bilgi ve tecrübelerinin biraz olsun kırıntılarını alabiliyoruz. Şenol Hoca`nın hem biz hem de gelecek nesiller için tecrübelerini bir kitapta toplamasında fayda var diye düşünüyorum. Ben böyle diyorum uşağım, siz kıymet bilmediyseniz ben ne yapayım…
Türk futbolunun içinde bulunduğu duruma Sosyolojik bir pencereden bakan Şenol Güneş’in son tespitleri dikkat çekici;
– Ortak değerlerimizi kaybettik. Kişisel bakıyoruz. Birine kızıyorsak onu yok ediyoruz. Ürettiğimiz oyuncuya sahip çıkamıyoruz. Başarısını paylaşmıyoruz. Bunları düzeltmezsek hiçbir yere varamayız. Havuzun içinde balıklar düşünün. Havuzun içine ne kadar iyi ve canlı balık atsanız da su kirliyse etkilenecektir. Bu havuzun içindeysek o havuzun suyunu düzeltmek durumundayız. Havuzun içindeki sadece bir ölü balığı almakla halledemeyiz. Başka balıklar da ölecektir. Kirli suyu değiştirmek durumundayız.
Diyor Güneş. Evet, ortak değerlerimizi kaybettik. Kimin sayesinde?
Taşıma su ile değirmen dönmez
Değerli okurlar. Şike süreci, Passolig, futbol kalitesi ve anlamsız ağız dalaşları futbolu bir mum gibi eritti… Çanlar Türk futbolu için çalıyor. Naklen yayın geliri olmasa
Kulüplere bir oyuncunun dahi parasını ödeyemeyecek durumda.
Bursaspor’un Divan Kurulu’nda çıkan son tablosu:
– Forma satışı: 2.000
– Passolig satışı: 13.896
– Kombine satışı: 2.500
– Forma reklamı: yok
– Kalıcı Gelir: Minareli Çavuş ve Katlı Otopark
– Futbolculara olan borç: 12 Milyon TL
– Kulübün Mayıs ayı sonuna kadar ödemesi gereken borcu: 40 Milyon TL
– 40 Milyon liralık borcu ödemek için kaynak: TFF’nin kulüplere verdiği galibiyet primi (1 maçın galibiyet primi =1 Milyon 100 Bin TL)
– Bu tablo yalnız Bursaspor için değil, hemen hemen tüm kulüpler için geçerli. Türk futbolu batıyor… Futbolun patronu aklı başına geldi yabancı sınırlamasının kaldırılmasından, kulüplerin ekonomik olarak sıkı takibinden söz ediyor. Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye… Son olarak futbolcu kardeşlerimize de bir uyarı yapayım… Artık milyon Euro’ları, Dolarları, Maç başı 10-15 bin TL’leri unutun. Şanslı nesil olarak gidin, elinizdeki paraları iyi yerlerde değerlendirin. Değerlendirin ama bazılarınızda keşke birazını kendisini geliştirmek için harcayabilseydi…
Sponsorlar önemlidir
Yanlış gördüğümüzde yazıp çizip yorumluyoruz. Doğru güzel şeyleri de alkışlıyoruz. Bursaspor kulübüne sponsorluk yapan firmaların, düzenlenen gecede plaketle ödüllendirilmesi güzel ve anlamlıydı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin de katıldığı gecede dikkat çeken mesajlar da vardı. Uludağ firması İcra Kurulu Üyesi Ömer Kızıl, “Artık küfrün olmadığı statlara gitmek istiyoruz” derken, Özdilek Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek de, kulüp yönetimini denk bütçe konusunda uyardı. Eski başkanlardan Kani Şen, “Oyunculara bu kadar astronomik ücretler vermekten vazgeçin” telkininde bulundu.